VAHA – Neslihan Karaalioğlu Alpagut
Demir parmaklıkların gölgelediği, gün ortasında dahi karanlık olan odanın, zeminden oldukça yukarda kalan geniş ama kısa pencerelerinden sokağın olanca tozu içeriye akın etmeye başladı. Pencerenin karşısında kalan kanepeden, yaşına yakışmayan ağır hareketleriyle kalktı. Pencerenin altında duran demiri paslanmış sandalyeye çıktı ve açık camı kapadı yine ağırdan. Tonlarca yükü taşımışlığın yorgunluğu vardı sanki üzerinde. […]
Meleklerin aşkı – Damla Gölcük
haydi gidelim dedi Odana… sadece gitmek istiyorum. kimsenin olmadığı bir yere gidelim, yeniden başlayalım hayatımıza, yeni bir sayfa açalım, kimseyle uğraşmadan, kimsenin hayatımıza karışmasına müsaade etmeden sonsuz olacağımız günü bekleyelim… Odata korkar… Odana neden böyle bir şey istemiştir ki? düşüncelere kapılır birden… ama anlam veremez Odananın neden böyle bir şey istediğine. bildiği kadarıyla buraları çok […]
Gri paltonu giyerdin – Emine Düzenli
Gıcırdayan merdivenlerden ağır ağır çıkışın. Salonun penceresinin açık kalışı, Ceyran yapan kalbinin bir anda kapanması. Perdelerin, rüzgarın ahengi ile hep dans ederdi. Oturup perdelerin dansını seyrederken yakalardım seni. Kapın, hep Gıcırdardı. Evin mistik ve demli kokardı. Oysa,sen çay bile demleyemezdin. Tozlu topraklı yolların özlemini çekerdin. Eskiciden bir teyp almıştın, Bir de kaset . Onu dinlerdin, […]
Tren Kaçmadan – Hatice Dökmen
Bu sabah ters tarafımdan kalkmış olmalıyım. Turşu satan yamuk bir suratla sersem tavuk gibi odadan odaya dolaşırken kendimi vitrinin üstündeki fotoğrafları indirirken buldum. Haki renkli kutunun kapağını açarken ellerim titredi. Geçmişte yaşamayı pek sevmem bilirsin. İçim kararır, mideme kramplar girer, göğsüme kocaman bir taş oturur. Sanıyorum dün Serdar’la yaşadıklarımın ardından babamı özledim. Sen, Serdar’ı tanımıyorsun. […]
Sevgilim – Ceren ÇEVİK.
Sevgilim, Hayatım tozlu raflar arasında hiç tanımadığım insanları kovalamakla geçmedi ya da derslerine çok çalışıp en iyi olma hayalleri kuran birisi olmadım hiç. Ben makul hayaller peşinde koşan ve her zaman Harikalar Diyarı’ndaki tavşan gibi anları yaşamakta geciktiğini düşünen birisiydim. Pembe panjurlu ev hayali kurmadım hiç ya da sayısız ev, araba… Ben yalnızca mutluluğu istedim. […]
ve imkansızca yazılanı silme çabası- aslı denizhan
yazılmış hikayeyi baştan okumaktı benimki aşikar iken her şey bana bir ipin ucundaki hayatımı çeken ani son sınırdaki çizgim iltihaplanmış yaranın tarifsiz acısıyken silinmiş bir yazının izini yaşarken akıntıya kürek çekmek benimkisi karalanmış sayfalardan hayata bakmak ve imkansızca yazılanı silme çabası.
Ihlamur Ağacı – Melisa Yılmaz
Adam, dünyaya büyük şeyler yapmak için doğduğunu düşünmeye, dünyaya büyük şeyler yapmak için doğduğunu düşünen bütün insanlar gibi, dünyanın onun için küçük şeyler yapmasından boğularak başlamıştı. Kadın ise, küçük şeyleri büyütmek için doğmuştu ve bundan fazlasında gözü yoktu. Kadın küçük bir kadındı; çok güzeldi, çok zekiydi, gecenin en karanlık saatini bile kolayca parıldatabilecek […]
Umutsuz vaka – yok düşleri
Kalıcılığım olmasın istedim… Ondandır gülkurusu sevdalar biriktirmem Bir kalp kırığı bırakırım gittiğim her yerde Anıları arkamdan sürükleyemem. Yabanıl düşlerimin arasında akar ırmaklar Hiç gölüm olmadı Biriktirmek huyum değildi Elimde yalnız gülkurusu sevdalar kaldı, Yeşerme umudu olmayan
Geliyor Uzaklardan -Emrah GÜREL
Şöyle garip sözlerin yok mu? İnsanın çıldırası geliyor. Oldu olacak kızası geliyor. Ne geliyorsa başıma, Bi’senden geliyor. Gözlerine dalıp Yüzesim geliyor. Bi’köşeye çekilip Ağlayasım geliyor. Sonra gülü hatırlayıp Sevesim geliyor. Ama bi’sen gelmiyorsun. (20.02.02)
Konak – Mert Tahta
Ceren Kahraman’a Ormana gittik o gece Konağı yakmak niyetiyle Ben Edip Ruhi Bey Acar ve Kahraman vardı bide Saatlerimiz 02.55’i gösteriyordu Hava yüzümüzü kesiyor İnceden yağmur yağıyordu Ormandaydık o gece Konağı yakmak niyetiyle Edip koştu hızlıca Çakmak çıkardı pantolon arkasından Acar getirdi çapulu ormandan Ruhi Bey yaktı ateşi Alevlenince fırlattım konağa Yanıyordu artık […]
KAÇ -Efe Nazım Arslançelik
*Var olmak ilk defa bu denli anlamlı kılıyordu bizi Biz kim miyiz ? Üçer beşer geceyi çekenleriz. Biz sabahı gece zannedenlerdeniz. Kaç kırık, kaç zaman, kaç gece eder. Kaç sabah kaçtı kaç gecede Ve bir kaç kelime kaldı karanfil kokan sabahlar yerine Bir kaç masanın boşluğu kaldı. Masanın boşluğu kaç para ederdi. Bir […]
AH ÇOCUKLAR – SAFA BERBER
Ah çocuklar, ah ! Şu soğuk kış akşamında Şu gurbetin ağır günlerinde Şu yalnızlığımın Bitmeyen senfonisinde Özgürlüğü hatırlatmayın bana Sevinç çığlıkları Kahkahalar atmayın Ah çocuklar, ah ! Bu kadar mutlu olmayın Bu kadar çok sevmeyin her şeyi Bu kadar çok Sevdirtmeyin kendinizi Ah çocuklar, ah ! Çok kıskanıyorum sizi Çok seviyorum sizi Çok özlüyorum sizi […]
İÇTEN GELİR MUTLULUKLAR – semih bilgiç
serseri mayınım yol bulamam durmaz yangınlarım eridikçe eririm bozuk tuzaklarda beklerim kapanıma takılmaz kuşlar köprüler kapalı geçit vermez dağlar geriye dönemem düzen tutmaz arzular solgun ufuklar bulutlarım kapkara ayaz almış yüreğim titredikçe titrerim ateşine uzatırım elini söndürür fırsat vermez rüzgar yol silikleşir gözlerinin buğusundan bakarım pencereden acım derinleşir nedir yürekten yakan alem sessizleşir olmaz […]
Son Yorumlar