ALAİMİSEMA’DAN -Ayşe Asrın Yılmaz
Gökyüzü yağmurdan sonra terk edilmiş gibi. Yeryüzüne beslediği muazzam aşkı daha da çok hissettiriyor. Yanımdakinin omuzlarına düşen saçlar her rüzgâr esişinde şahlanıp köprücük kemiklerinin üzerine düşüyor, boğuk nefes alış […]
KÖY -Hikmet Güzelkokar
Hiç gitmediğim köylerden geçtim Aç mısın diye sormadılar Ekmek su verdiler Yorgunluğumu sakladım sofalarında Hasır serdiler döşek serdiler En koyu muhabbet Toprak ve yağmur ve bereket üstüneydi Ve bir ağaç için bin yıl savaşmış bedenlerin Bir de hasret ve özlemini bağladık sazın teline Bir karış toprak, bir damla su, bir fidan uğruna gidenlerin […]
YARIN SAVAŞTA BENİ DÜŞÜN – Sevim Demiröz
Direksiyon başında küfretmediğim tek bir atom parçacığı kalmamıştı ki havaalanının otopark girişini gördüm. Alelacele arabayı park edip, bavulumu vıcık vıcık beyaz ışık kusan alana, öfkeden deliye dönüp karısını saçından sürükleyen adam edasıyla sürükleyerek girdim. Güvenli geçiş kapılarından geçerken bizden değil de üzerimizde taşıdığımız sert, sivri, yanıcı, patlayıcı maddelerden nasıl korktuklarına bir kez daha […]
BUNU SEN İSTEDİN – Çağla Tuncay
“ Onu öldürmeliyiz.” Karşısındaki adam -Enver- utangaç bir tavırla evet dercesine ağzını oynattı. Kararsızca başını aşağı yukarı sallıyor ve Emir’in henüz ikna edemediği iki adama kaçamak bakışlar atıyordu. Çaprazındaki adam hemen atıldı: “Oğlum başka seçeneğimiz olsa aslında… Yani, herhangi bir şey! Keşke bu raddeye gelmeseydi işler.” Dediğim dedik tok ses sakin ve […]
Vatan Nedir?- Gülbahar Yılmaz
Vatan; asker ve polisin uğruna öldüğü şey midir? Peki buradaki ‘’şey’’ nedir? Sınır mıdır? Bir şehirden bir şehre midir vatan? Somut, sınırlı, renkli, şarkılı, marşlı, içinde insanlar olan, kanlı-savaşlı, bölünmesi yasaklı atadan miras bilmem kaç parsel toprak mıdır? Vatan sağa yakın, devletlilerin dilinde heybetli, çocuklar taş atınca yıkılacak camdan duvar mıdır? Sevmek zorunda olduğumuz –madem […]
Kırmızı Pazartesi -Josef Kılçıksız
ne zaman seni hatırlasam bir ‘kırmızı pazartesi’de deşilir bağırsakları nasar’ın ve ıslak gagalı akbabalar vefanın ulaşmadığı kuytularda… seninkilerle bitişmeyen korkularım artık toz içinde yaradır… ne zaman seni hatırlasam susar kuru güllerle örttüğüm veda… susar şeyh bedreddin serez çarşısında vakitsiz yağmurlar ve sükûta direnen hayallerim… mağrip’te yılanın dansı başlar usulca… tibetli keşişler bakar yaslı yüzleriyle… […]
Belizya – Buse Ellidört
İnsanlardan başka hayatlar dokunuyor daha dün gözümde benimken denizler iklimler , şehirler ve bu aşk nasıl değişir birden anlayamadım Ve pul pul dökülüyor bak mavinin karanlığında belizya Çarpışırken gördüm gündüzdü belki karanlık mürekkep tenli balıkçı çocukları kavrulmaya yakın beyaz bir beden var diş izleri büyükce yumruğundan insanın Ağlıyordu , yanılıyor da olabilirim sevmiyor da olabilirim! […]
KÜRT MUSTAFA – galip önlü
Mustafa siyah çantasından bir flüt çıkarıp ağzına dayadı. Elleriyle bilinçli bilinçsiz delikleri kapatırken topladığı bütün nefesini verdi. Garip, anlaşılmaz sesler çıkıverdi. Dudaklarının arasından çıkardı. Sinire bürünmüş kırmızı suratı ile ters ters baktı. Konuşmadan, bir daha denemek için dudaklarının arsına iliştirdi. Üfledi. Yine düzgünce çalamadı. Kaldırıp attı öbür tarafa. Başını sallayarak ‘’seni bir […]
eylül kapıda -Neval Savak
-arada yaşamak da gelir belki aklımıza- önce bulut geçti üstümüzden saçlarımızı okşayarak sonra eylül çaldı kapıyı tuzlu bir maviye kapanan yüzüyle aklımızda yazdan kalmışlık kuşlar seslerini alıp gitti şimdi yorma kendini hükmü verilmiş […]
TABAKTA HİPOKAMPUS -merve balcıoğlu
Farklıydık, Aynıydık, Yaşıyorduk! Her şeyin mümkün olduğu bir dünya hayalleri arasında, her yerde, sayısız canlı beden yeni tomurcuklarını toprağa şenliklerle döküyor ve mucizevi sergilenişlerini, içlerinden aldıkları ilhamla izliyorlardı. Doğa ne kadar da cömert yaklaşıyordu onca orantısı bozuk güce hatta bazen gücü olmayana karşı. Öğleni yeni atlattığım bu saatlerde henüz huzurla bahçe işlerine […]
Bastırılmış Benlikler: Hitchcock’un Ölüm Kararı -Taflan Deniz
“Sarışınlar çok iyi kurban olurlar. Kanlı ayak izlerini gösteren bakir kar gibiler.”Alfred Hitchcock “Ben tür yönetmeniyim. Sindrella’yı film yapsam, insanlar at arabasında ceset ararlar.” Alfred Hitchcock Cinayet ve gerilim türlerinin kült yönetmeni Alfred Hitchcock, ‘Gerilim Ustası’ (Master of Suspence) lakabını kazanma yolunda birçok farklı temayı filmlerinde işledi. Ele aldığı hikâyeler ne kadar çeşitli olursa olsun; […]
MERHEM -Elif Yavuz
Niye sürekli aşk şarkıları dinliyoruz? Neden bu insanlar hep acı çekiyorlar? Bu sanatçılar bu şarkıları nasıl bizmişler gibi hissettirerek söylüyorlar , nasıl her seferinde bizi anlatıyorlarmış gibi geliyor? Neden aklımızdakini kağıda döküyor bu besteler? Müziğin nasıl büyülü bir etkisi var ki her ritim darbesinde bir gözyaşı ,ani bir kalp ağrısı,derin bir nefes, bir tebessüm ya […]
SESSİZLİK İHTİLALİ – Erçağ Akarca
Gözler derinliklerde bulmuştu bir yolunu kapkara gecelerde gezinirken viranda […]
Son Yorumlar