Bu Kadar Mıydı?-Efe Nazım Arslançelik
Geberiyordum, ilk defa değildi bu. Banklarda çürüyen ruhların gölgesi vardı üzerimde, kafamın içinde çalan sountracklar deprem etkisi yaratıyordu. Hücrelerimde, kimdim ben adım neydi cehennem sıcağında kavrulan göz bebeklerim görme yetisini kaybederken diz kapaklarımda başlayan sancılar coğrafyası belli olmayan kasıklarıma kadar işlemişti. Hangi kadın hangi nedenle öptüğünü bilmeden dokundurduğu dudakların yerini kan lekeleri kaplamıştı. Belli belirsizdi […]
Artık Prozac kesmiyor – Dilara Dadbin
Bir ”Kıta” bulalım içinde sadece güneşin altında bira içip, kitap okuyup, resim çizip, müzik tıngırdatıp, muhabbet etmek isteyenler yaşayabilsin. Tek meslek uzmanlaştığın alanda tez yazmak olsun, herkes bir açık alanda diğerine araştırdığı, bildiği, bildiğini sandığı, bilemediği, başaramadığı, kendince başardığı şeyleri anlatsın, isteyen dinlesin, istemeyen uzasın bir diğerine. Metro olmasın, tek ulaşım aracı bisiklet olsun. Sadece […]
PALTO[1] – reşat coşkun
Erzurum, kılıçtan keskin kışlarıyla meşhur bir şehirdir. Bu nedenle şehir halkının neredeyse bütün ömrü kışa hazırlıkla geçer. Şehir insanı, biraz zoraki de olsa, kışı daha çok sever; belki de önlerinde bekleyecekleri yaz olduğu için… Yazın böyle bir beklentileri de olmadığından, yaz mevsimi kış hazırlıklarıyla geçer. Aslında gelen yaz değildir, kışa hazırlanma ve kışı karşılama meşakkatidir… […]
Matmazele Sesleniş – Tayfun TATAR
Matmazel, nasıl anlatacağım bunu size? Açamam ağzımı açsam ölüm fışkırır Biliyorum Uyanamam kabuslardan Uyansam bir başka kabusun içindeyim Biliyorum Gelin kulak verin gecelerimize Gecelerimiz çocuk çığlıklarına gebe Bir bakın matmazel, bir bakın şu pespaye halimize Kasketimizde tutuşmaya hazır ölüm fitilimiz Ve üzerimize sinmiş akbabalar Matmazel, elinizi uzatın Bir coğrafyayı doğu ucundan tutuşturmuş Yakıyorlar
DENEYİM – SAFA BERBER
Fazla yalnız kalmamalıymış insan Alışıyormuş ona sıkı sıkıya Sonra da mühürlüyormuş Kalbinin cennet mekanlarını Bir imparatorluk çöküyormuş içinde Aşk demişler adına çok öncelerden Öğrenmiş olduk, elden ne gelir? Gençliğini yaşamalıymış insan Özgürce, doya doya, etrafıyla… Yoksa ruhu yaşlanıyormuş bedeninden önce Kuruyup gidiyormuş güzel duyguları Siliniyormuş hafızasından Fotoğraf parçaları Öğrenmiş olduk, elden ne gelir? Fazla sevmemeliymiş […]
BEN ŞAİRİM – Murat HALICI
Ben şairim. Beşik kertmesiyim yalnızlığımla. Nefesim hasret kokar. Ben şairim, aşkı öğrenmedim sevgilinin kucağında. Çifte kavrulmuştur yüreğim, hasret ocağında. Gözyaşlarım bölüşür yüreğimi, ve beynimi kelimeler. Pencereler gözlerim gibi puslu. Sağlam sandığım kalbimde bir korku. Bilmiyorum cesurmuyum korkak mı. Ya da zekmiyim aptalmı. Hiçbir şeye sahip değilken her şeyi kaybetmeinin korkusu. Ve havada hala teninin kokusu. […]
Gece Sevgimiz – Mehmet Yazan
Belki de bundandır gece sevgimiz Gün doğar batar ve çıkar hayalimiz Duygularım değişti Ve bıraktı kendini Nefret kin ve hasrete Gül ve lale Bilmiyorum yoksun diye güzel herhalde Gözlerin diyorum bayan Gözlerin nefesin ve sesin İpeksi kumaşlarla ölüyorduk Öldürmeyi değil Ölmeyi bir başka seviyorduk Sen yoksan haram olur gecemiz Ölmeyi sevmemizdendir gece sevgimiz Öpüp alnına […]
Gölgeler ve Anılarım – Berk Bozbel
3/12 Deniz usul usul dokunuyor biz Her vuruşunda bir bir damlalar Üstümüze tane tane serpiliyor Ayşe’m ve ben yalnızız koca diyarda İnce kaşları, kan rengi dudakları ile ……….. Tel tel saçları ile yapayalnızız ……… Ayşe’m denizi seyrediyor ben ise onu Hiç rahatsız olmuyor sinsi ama manasız bakışlarımdan Saatlerce durabilirim böyle …. Ama vakit daralıyor……. Ayşe’m […]
SOR – semih bilgiç
Mezbelelikte büyüyen ne görür? Dert ehline sor. Hançerin zehrini tadan ne yanar? Azaba uğrayana sor. Zindanın karanlığında kalan ne yaşar? Sonradan görmeze sor. Hain yarası ne derin? Acıyla dolana sor. Sır kapısı ne zorlu? Hiç duymayana sor. Vefa arayan ne der? Dost dediğine sor. Çile sırası ne gün? Hesap tutana sor. Zalim eli ne ağır? […]
Çelişki – ayhan kelam
Yol alıyoruz rüzgâra karşı. Bir fırtına kopabilir belki, birazdan. Ucunda yalnızlığa giden bir kavşak Ve kestirmeler sıkıştırılmış hayat sokağına bizden habersiz. Korkak adımlar yapışıyor keskin taşlara… Adımlar ve izdüşümlerini hesaplama çabasında olan biz; Çoğu zaman geçmişin şerefine kaldırıyoruz kadehlerimizi, Gösterişli yalnızlık masalarında Sabahın aydınlık olduğunu görmeden; Dünün güneşinden medet arar duruma düşüyoruz. Ve günü yaşamadan […]
Hüsran – Kübra Kardan
Hayatının yirmi yılını insanlardan uzak geçirdi, geri kalanını ise kalabalıklar arasında. Kendini nerde buldu diye soracak olacak olursanız eğer bulamadı bunu biliniz. Yazarın hayatının en güzel yılları monotonluk içinde geçti. Bunu isteyerek yapmamıştı tabiki. Mecburdu. Evleri herzaman sıkıcı ve basıktı. Sıkıcılığı evin insanlarından geliyordu. Babası hiçbir baltaya sap olamamış, beceriksiz, üç kağıtçı, yalancı ve yetmezmiş […]
Azâb-ı Müeccel – Ece Demirören
Bilmezler sana olan hicranımın hüznünü, Anlamaz onlar tavaf etmişim yeryüzünü. Yaman oldum sensiz dillerde bir bak, Kara saçlarına hasretim bir de buradan yak. Korkuyorum,biraz yalnızım biraz yabani, Yalnız sana aşığım, kovuyorum sevenlerini. Garâmı yad etmişim ben ne utanmaz, Memnu edildi bu hasret bana bir yaz. Tahammülüm yok azmim yok hasretlere, Afetzede hayatım eriyor ufukta alelacele. […]
ATTİS-Bülent AKAY
tanrıların ve insanların bu kadar yalnız olmadıkları tanrıçaların sevgililerinin olduğu ve de öküz kesmenin, saban kırmanın cezasının ölüm olduğu topraklardan geçerken tanrıça Kibele’yle fani sevgilisi Attis geldi aklıma, ay tanrısı Men’e inat yeşilin olmadığı sarı yorgun dağları el ele dolaşmışlar mıdır acep akşam serinliğinde diye? bundan üç bin sekiz yüzyıl önce yaşamış Attis’i kıskanmadım değil […]
Son Yorumlar