haziran – yok düşleri
umut yollara düşer haziran başlangıcıdır ayların ilki ve en sıcağıdır aşkların esrik deniz , mahmur dağlar yine eski sevdalara kucak açar umut ilk öpücüktür yeni güne gün haziranda başlar buğday başak uzatır gökyüzüne ve kalp aritmileri aşkla başlar bu günlerde. bir tren yolculuğudur sıcağın bağrına uzayıp gider ırgat tarlalarına ve bir yudum sudur tarım işçisinin […]
ARAYIŞ – semih bilgiç
kapıya götürür ya ışık bizi yol buldurur ayak izi sır susturur dilimizi soran olmaz acımızı açıklasak rengimizi soldurur soğuk yüzü tek atımlık hakkımızı korkutur elimizi kimse bilmez kastımızı nedir derler erenler veririz yanıtımızı dökeriz arzımızı arayış ölene dek sürer ömür bu oldurur olmazımızı
UYKUSUZ -FİRUZE FERZAN
Geceleyin bir ses böler uykumu, Yine kar yağmış, ne güzel! Bu ne güzel beyazlık böyle Kulak ver sözüme, dinle Yaşamaz ölümü göze almayan, Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Zayıf, ağızlı mırıltıların. Okyanusa dalan var sen ne olacaksın?
İşgünü Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Doğuşu
resim : Seda Mit İşgünü mücadelesinin tarihi İşçi sınıfı uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı ağır koşullar altında karşılıyor. Burjuvazinin saldırıları öylesine bir boyut kazandı ki, işçi sınıfı büyük bedeller ödeyerek elde ettiği tarihsel kazanımlarının çoğunu yitirmekle kalmadı, 1800’lü yılların çalışma ve yaşam koşullarına adeta geri döndü. Bunun en doğrudan, en çıplak […]
Saku- EFLA BERRİN FIRAT
Zamanın ütüsü bozulurken İlikleyip yalnızlığın düğmelerini Gözlerinize diz çöker aşk. Kokusuna yüz süren duvarlarında Yüz ölüm Yüz pençe ile… /Doğu teğeli: D Ü Ş/ Yırtılır haritası gözlerin Düşer tohum aynaya, Yabanında yabancı yolcu yalanın… Çöker aşk. /Tan ipi: Ü Ş/ Hep derininde derisinin bahar. Su gibi, Bekler keşfi ve bilge bir harfi. Sır uykusunda sıra […]
“ Kiralık Konak’ta Eski-Yeni Çatışması” -Cem İRAZ
Roman, 1908-1922 arasındaki boyutu, modernleşme adı altında değişimleri göstermesi bakımından önemlidir. Tanzimat dönemini temsil eden bir şahsiyetle, sonraki dönemlerde yani romanın yazıldığı dönemdekileri temsil edenlerin çatışması söz konusudur. Siyasi, sosyal alanda değişimler söz konusudur. 1908 sonrası, kadının sosyal hayata dahil olduğu dönemdir. Tanzimat yazarlarının kadın düşünceleri sınırlıydı. Evin işleri, çocuk bakımı, arta kalan zamanlarda eğitime […]
1 İnsanın Hikâyesi – Sevim Demiröz
“Hemen pes etme.” “Hemen pes etme mi? Bu ülkede umut etmek bin yıldan başlar bilmiyor musun?” *** Üzgün hikâye kitapları, yarısı duvardan aşağı sarkan tablo, tavanın köşesine yuva yapmış örümcek ağları, toz kokusundan varlığı unutulmuş minderler, rimeli akan kadını anımsatan baca deliği, kırılmış bir cam ve o camın ayıbını kapatır gibi önüne set çekmeye çalışan […]
SESLER – Güler Ganjuk
Uyuma, kalk hadi… Kalk, kalk, vakit geldi, uyan! Sesler… Sesler… Zehra susturamıyor sesleri. Tam uykuya dalacakken üşüşüyorlar kafasına. Uyuyamıyor Zehra, aylardır uykusuz, aylardır korkuyor. Ya onlar! Onlar duymuyorlar mı bu sesleri? Yanında yatan adama değmemeye çalışıyor; pis sarhoş, kim bilir kaçta geldi… Hangi karının koynundan geldiyse… Zıbarıp kalmış. Leş gibi de kokuyor. Karyola gıcırdamasın diye […]
Yalansız Dünya varmış – Cemal Öztürk
Olağan şimdi burada çoğunluk üst ben yağcısı Siz kıskanç ve bencil bir tanrıya inanmış Eski Mısır, Asur ve Babil’in dindarları Adaklar sunarken ne çok olağan üstü büyürdünüz Taptığınız tanrı aşkına insancıl Ne kadar da naziksiniz çok yazık Bu romantizm çok eski bir huyumuzdur: 1-Tanrının iradesine ipotek koymayın 2-Ne beşeri, ne ilahi düzeyde rüşvet alıp vermeyin, […]
ya batarsam – Josef Kılçıksız
ya batarsam izimi sürüyor bozgun denizi, sürek avınca ömrümce tuza dolanmış dalgasının gürültülü öfkesini… hangi denize inandıysam dibinde yarayı saklayan kum… meltemine yüzümü sürüyorum, sakinleşiyor birden… oya oya bir kaya çıkarıyor içimden kedileri tekmelenen çocukluğumu… kıyısız bir benlikteyim hangi maviye kaçsam yelkenlimde rüzgar yırtıkları bin martı kanadı dağılıyor alnımda… dalgaları çelikten bir kapı koyuyor denizin […]
DÜNYANIN BİLİNMEZ MÜLTECİLERİ – Kamber Değirmenci
Herkes her yerden, Sürgün her yere. Bir mülteciler dünyası, Artık yutar kentler mültecileri. Sokak sokak, Karışmış hüzünleri. Bakarsak,acıları çarpar yüzümüze. Avuç açan çocuklar, Bir parça umut diler, Varsa, bir lokma ekmek.. Yaşanmış yangınların, Orta yerine, Bir çaresiz bakış, Kahrolası kopuş,yaşam öykülerine, İstenmeden eklenir. Düne, bu güne. Çalınmış gelecekleri, Bir de kurumuş gözyaşları, Öfkeyi bile unutmuş. […]
İSTİLA ÜLKESİNDE BİR YAZ – İlayda Zengin
Kahve telvesinde umutlar Adımız ağızlarda Söylentiler kulaklarda Yığılır erimiş kardan adamlar gibi ölürler günün sağanak sıcağında İstila ülkesinde bir yaz Kokular korkular izinsizlikler yasak tabelaları Sokağın tozunu yutmadan Nasıl geçiyor karanfil bakışlı çocukların akşamları Vandal eller atıl ayaklar pis ağızlar kuma gömüp kafalarını ayaklarından çakmalı çivi çakar gibi İşkenceyse İşkence Çekmecelerde saklamayı öğrendik yorulmuş saflığımızı […]
Savaş – Ersan Arif
Barış bitti dedi Büyükler Ve savaş başladı Silahlar çekildi Mühimmat patladı İnsanlar öldü Şehit dediler ölenlere Analar babalar bacılar Ağladı Büyükler Gözyaşlarını sildi Tabut başında Şokaklara verdiler adlarını İsimsiz sokak kalmadı Ölenlerin ardı arkası kesilmedi Büyükler Savaşa devam dedi Ama İsim verecek sokak kalmadı Yıldızlara vereceğiz Adlarını Savaşlar olmasaydı Barış sokak Çiçek sokak Olarak kalsaydı […]
Son Yorumlar