Gülüşü Güzel Adamlar – Cennet Güvenç
Bir zamanlar bu ülkede gülüşü güzel adamlar vardı. Hatırlar mısınız diyeceğim ama eminim ki sizde benim gibi hiç unutmamış, filmlerini yüz kere bin kere izleseniz de yine televizyonu zaplarken gördüğünüz an da hemen o filmi izlemeye devam ediyorsunuzdur. Bütün repliklerini, bütün sahnelerini, kahkahalarını, gözyaşlarını her zerresini ezbere bildiğimiz o unutulmaz Yeşilçam filmleri. Adını bile duyunca […]
Kadın Nidasında Gizem – Gürsel Özkır
Yaradılış gereği yaratmak; üretmek, fayda vermek ve gelir sağlamak adına kadının sesine uzanmak yetmez, oraya varmak gerek. Bir üslubun tutulan naralarla biçimsiz kalışın nedeni, o sesten ırak kalışlar olsa gerek. Öyle ya; insanı düşüren, tek taraflı(kanatlı) uçmak oluyor. Nasıl ki; bilgeliğin bir kanadı bilim ve bir diğeri ise sanat oluyor ise, aynen, insanın da sanat […]
DAVİD LYNCH – MUHOLLAND DRİVE -BELCE ÖRÜ
“Hollywood’da hep geleneksel tarzda filmler yapılıyor. Öyküleri herkes anlıyor ve herkesin anlamadığı küçük bir nokta bile olsa telaş başlıyor. Ama işin asıl ilginç yanı, daha soyut kavramlarla uğraşmaya başlayınca ortaya çıkıyor. Sinemanın asıl büyüsü, gücü; içgüdülerle hissetmekte, insanların tuhaf ve unutmayacakları bir hisle filmden ayrılmalarını sağlamakta yatıyor” Lynch filmleri hollywood sinemasının keskinliğinden uzak, rasyonaliteyi dışlayan, […]
Kara Bulut – Tayfun TATAR
Ankara anısına… Hangi renk olur Diye sorsanız ölüm Siyah derdim Doğruymuş Bunu tepemizde bir Kara bulut dolaşırken Öğrendim Tepemizde bir kara Buluttu ölüm Çöktü sonra Birkaç saniye önce İşte şu arka camına Başımı yasladığım otobüsün Uzuvlarına Bir çığlık vardı otobüsün İçinde Çığlığın içinde insanlar İnsanların içinde Korku vardı ve ümit yoktu Dert çok ve Çare […]
KIŞIN KAPINA GELEN MASALCI – Saniye Kısakürek
Yazmasaydım iyi mi olacaktım? Bilmiyorum! Niye başladığımı da bilmiyorum bu yazıya. Belki güzel haberlerle başlamalıydım yazıma.. Mesela dünyada ağaç sayısı arttı, diyerek başlasam olur muydu!? Yazmasaydım iyi olurdum, evet. Dünyadan elimi eteğimi çekerdim. Ağaçların, bağların, bahçelerin yıkıntılarında gezinirdim en azından. Ormanlarca acı dolmazdı kalemimin ucuna. *** En iyisi düş mü gerçek mi olduğunu anlamadığımız sözlerle […]
SANAT İNSANLARI ÖLÜMSÜZDÜR – Alicem Akülker
Kaderime en güzel hikâyeyi de yazsalar Senden daha güzel olamazdı Artık her şeye biraz daha yaklaşıyorum Ölüme inat yaşamak istiyorum. İnsanlar bıraksalar beni kalbimdeki aşkı bulmak isterim Bir hikâye olsam senin gibi olmak isterim Artık ölümsüzleşiyorum Bu işin sonunda ölüm bile olsa Sonsuza kadar yaşamak istiyorum.
Agâh ve Revan – Cem ARDIÇ
Bu fıstık çamı ormanında kuşluk vakti bittiğinde ıssızlık daha belirgin olur. Ağaçlar konuşmaya ya da susmaya başlar, ardından da zifiri karanlıktaki milyonlarca yıldızın sessiz senfonisi teslim alır geceyi. Ormanın yükseklerindeki köhne evime taşındığım ilk gün, yaşadığım zorunlu göçün ilacının geceler olacağını anlamıştım. Yaşlandıkları için evi bana satan çift buranın akşamlarını seversin demişti; öyle de oldu. […]
“Gölge” – Turgut Say
“Gölge, kişinin yaşam boyu hesaplaşmak zorunda kaldığı öbür yüzüdür!”-Carl Gustav Jung (1875-1961) Tam olarak onu ne zaman kaybettiğini bilmiyordu. Bilemezdi! Tek hatırlıdığı şey onun yokluğunu fark ettiği gündü; güneş parlıyordu ve gökyüzü masmavi ve yakındı. Hiç onu böyle hatırlamıyordu. Kasabanın meydanında dikilmiş çocukların neşe dolu bağırışmalarını dinliyordu. Çocuklar kaygısızca koşuşup oynuyorlardı. Birden yaşlı bir adam […]
YENİ EV – DİDEM SAYAT
‘‘ Seni aldattım, ’’ dedi. Bunu, hadi gezmeye gidelim, hava çok güzel ya da karnım acıktı dercesine söyledi. Gözleri muzip bakışlarını takınmış, üst dudağı hafifçe yukarıya doğru kıvrılmıştı. Kısa bir nefes aldı ardından ve önündeki ızgara eti iştahla yemeye devam etti. Ağzından çıkan kelimeler havada yayılırken anlamını yitirdi o anda. S, E den ayrıldı, N […]
Dekarbürize – Yeliz Şenay
içimde bıçakla bekleyen çocuk, su değil gözlerimde görünen yüzüme dökülen erimiş demirler nasıl bıçaklayacaksın beni başka bir şeye dönüşürken? kınına koy, öfkesi keskin silahını erimeyecek demirlerim şuursuz alevden bin kapı açılsa önümde tavında döğmeden kırılgan özümü girer miyim içeri destursuz?
ÖLÜM UYKUSU – Sevim Demiröz
İşten çıkıyorsun. Her taraf yağmur, çamur, korna sesleri. Kafan kazan gibi. Biran önce kendini kutsal mabedine, en güçlü kalene, evine atmak istiyorsun. Trafikle boğuşuyorsun, insanlarla boğuşuyorsun, teknolojiyle boğuşuyorsun, bunların hepsini sıralı-sırasız yerine getirirken aslında bu yorgun yaşamı haketmediğini düşünüp en çok kendinle boğuşuyorsun. Güç bela da olsa kapıdan içeri kendini atıyorsun. Evin sessizliğine kendini bırakırken […]
teşekkür ederim Nida – Josef Kılçık
benim gibi korkak birine intihar edecek cesareti verdiği için aşkına müteşekkirim Nida… sayesinde bir hikayem oldu zaten mühteva bağışladı kısacık ömrüme ruhum ondan kazandı rızkını… gem’inden boşalan kurdun elinden sen aldın beni gücü bana yeten hayatın elinden sen… içimdeki Godot’yu sen kovdun sen sordun unutkan Tanrı’dan dualarımın hesabını kayıp çocuğunu arayan annenin ahını sen aldın […]
Özün Çiçeklenmesi – C e m a l Ö z t ü r k
Özünden çıkmış sözü tut ki büyüsün Yeni doğan çocuklar gibi elimizde Dizimizde uyusun omzumuzda büyüsün! Bana bir yetişkin insan yetiştirin özlem dolu Ne zaman geçmişine dönüp baksa onurlu, Sonra konuştukça kendisiyle yüzümüz ak, Geleceğe çevirince yüzünü yücelsin biraz Ağzından çıkmış sözü tut ki büyüsün Yalandan kim ölmüş diye küçüleceğine Meyve tutmuş bir ağaç gibi taşlansa […]
Son Yorumlar