” eylül bir cema” – Şahin Eroğlu
belki bir kuş konar diye gövdesine tutup göğsünden öpmedim elifin memelerini haram etmedim belki hayvan sürülerin yolu düşer diye bir erkek en cok gözleri sever elifin ben tuttum tirnaklarina kadar sevdim sabah akşam demedi yanımda uzandı çırıl çiplak ipek çarşaflar tanık buna günahlarda siyah seviştiğimiz oldu ne yalan söyleyeyim sarmaş dolaş sabahlara kadar ama memelerini […]
esinti üzerine – İlayda Zengin
Yer yer huzursuzluklarımız oldu seninle irili ufaklı avare tartışmalar kısık sesli yalnızlıklarımın yanındayken bile içime yer ettiği oldu söylemiş miydim sana kitabın sayfalarını çevirirken bile derme çatma Kadıköy minibüslerinde elimi bırakmadığını. söylemişimdir çünkü ben en çok sana söyledim içimden söyledim köhnemiş duvar diplerimden bağırdım sana. duygu cinayetleri yapmadığımı,laf kalabalıklarının içimi taşırdığını sana söyledim nadir de […]
UMARSIZ – Semih Bilgiç
kanıyorum ona buna her duyduğuma kanmak hoşuma gidiyor binip balonlara bir an gökyüzüne çıkmak uyuyorum eğriye doğruya yanılgılar sorguluyor ama dönüp bakmıyorum yok yere geriye susuyorum bilmem nedense konuşmak zor geliyor kulak veriyorum her sese cevaplar can yakıyor sığınıyorum ilk saçak altına sağanak bitmek bilmiyor değmiyor kaygılara gökkuşağı son veriyor yürüyorum sanki yollar çağırıyor yürüdükçe […]
Yaşamdan – Ayhan Kelam
Aşk her zaman üç harfli midir? Hava güzel Şehir dostane Yaşamak ağır mı basar Ölüm sessizliğine girince Daha da artırılabilir sorular Ama cevaplar basmakalıp Bilgi cehalet kusar değil mi? Ne aşk üç harfli şeytan işi Ne de havalar güzel olur mart ortasında Şehrin dostluğunu hiç sorma Eşkıya gibi sarılır caddeler ayaklarına Nerden geldiğini Nereye gideceğini […]
ORTADOĞUNUN TAM ORTASI – Ümit Aslan
Şimdi bi kimsessizlik alır yürür Yolu yokuş şehirde Şehir soğuk ve ağlamaklı Kendini dinlemek ister İtin uğursuzun harman olduğu sokak Sokak dingin ve çıkmaz Ben sokağı arkama alıp yürüyorum Kaldırımlar isteksiz ve korkak Gökyüzünü koluma takıyorum 19.asırda bi meyhaneye giriyoruz Saki bitik ve ümitsiz Osmanlı hanedanının sarayında uyanıyorum Sarayın sessizliği çıglık Saray sessiz ve misafirperver […]
Günde iki defa doğruyu söyleyen yalan makinesi – Mücahit Kabaran
Kalıplaşmış cümleler ve tekrardan ibaret düşünceler arasında sıkışıp kaldım. Yeni şeyler türetmek istemiyorum. Farklı olayları farklı yollardan ele almaktansa, aynı konunun kabuk bağlayan yaralarını soymayı tercih ederim. Belki de bu yüzdendir takıntılı hallerim. Anlaşılmaya uğraşmayı bırakalı uzun zaman oluyor. Alnıma dahi yazsam ismimi, ismin ne diye defalarca soruluyor. Ya farklı alfabeleri kullanıyoruz, ya da farklı […]
Kara kalem -Günay Karakuş
01.12.1990 Erzincan doğumluyum, ailem aslen Gümüşhaneli. 3 kız kardeşin en küçüğüyüm, 1992 yılında depremden sonra İstanbul’a taşındık maddi imkansızlıklardan ötürü iki yıl sonra Erzincan’a geri döndük. Erzincan Göktürk ilköğretim okulundan mezun oldum ve Erzincan lisesini bitirdikten sonra Atatürk Üniversitesinde eğitimime devam ettim, üç yıldan sonra 2012 de tekrar sınava hazırlanıp adana Çukurova Üniversitesinde İngilizce öğretmenliği […]
Savaşa Tutulan Çocuklar – Gülderen KILIÇ
Elinde avucunda Bir tek ölüm kaldı Güçlü olan kimdi? Babası değildi Evin direğiydi Şimdi delik deşikti duvarlar Eli silah tutanın gözlerine baktı Dili tutulmuştu belki Yüreği korkuyu okuyabiliyordu Silahın gölgesine sığınan Kabustan kaçayım derken Gözüne uyku girmiyordu. Çocuk gökyüzüne kaldırdı yüzünü Evet büyüktü Uçsuz bucaksız Açık mavi temiz Ne söylesen onu sana geri verirdi Ama […]
Ayna Tut -Gürel Sürücü
Pankartını ay/ışığına astım güzelim, Dönersen yine buraya Dolunaydan yansısın aynanın ışıkları Gönlümün penceresine şu karşı dağlardan Islığımın ritmine göre türküler yak, O bir uzun havaya Vur ki beni Duymayan kulaklar duysun Duyulsun ki; Boşluğun ve zamanın ta öteki ucundan Ve şiirin gölgesine çadır kurup beni bekle, Şu şiirlerin bittiği yerde. Şu mahşer yerinde gülüm
YOLDA KARŞILAŞMALAR – Saniye Kısakürek
Büyük dağın ardında, dev bir yelkenliye bindim, Şehirde her şey yolundaydı Ölüler toplandı Huzurlu evlerinizden Çığlıklar bile ölçülü atıldı Ben şehirsiz bir limandaydım, Siz şehirli elbiseler giydiniz Rüzgar topladım kanatlı atların kuyruklarından Babam Heybeliada’dan aldı bu faytonları -Annesinden yadigar Yüce erkliler “minör hayatlarımız”a müdahale ederken, İçimdeki bütün aşk odakları temizlenmişti Ve büyük hendekler açılmıştı beynimin […]
TOKAT ALI AYRILIK OYALARI – ÖMRİYE KARATAŞ
ben yazmacı ustasıydım niksarda pencere kenarlarında hürriyet desenli ayrılık oyaları çekerdim elvan bakışlı aşklara. desenler çizerdim hayalimde kirazlı desenler, sevda dolu akşamlara kamyon kavunları külebi şiirleriyle geçerdi yalnızlığımızdan pınarlarından kana kana sular içtim türkülerinle uyandım ulu sularından geçtim mekteplerinde öğrendim külebiyi duman kaplamış dağlarını gönderilmemiş mektuplar gizliden incinmiş kalbim ne kalmış geriye çiçek desenli yazmacılar […]
Yağmur Ve Babam – Seçil Oğuz
Şehre yağmur yağdığı vakit, Babam yüzünü avuçları arasına alır, izlerdi. Yağmur ve babam… O vakit, ne çok benzerlerdi. Babam erken büyümüş bir adamdı. Yaşından değil, yaşadıklarından. Nasırlı ve de kederli öyküler taşırdı avuçlarında. İki yakası bir araya gelmek bilmezdi. Biraz İstanbul gibiydi benim babam. Yinede evinden gülüşünü, dilinden mavi türküsünü eksik etmezdi. Yamalı hayalleri olmak […]
kuruyuş – EFLA BERRİN FIRAT
Düş Kuyunun koynuna. Düş, kuyunun koynunda çünkü. Sıcağında bir bahar acısının; Antik ellerine bakarken gözlerin Gözler, göz evlerini o çok duvarlar… Gölgenin yuvası olan hep duvarlar… İhanet tegannilerine teşne dudaklarınla Gri ile siyah geceye iliklenirken, Suretlere bakir sesler dikiyorsun. Belli ki Ketm-i kavimdensin sen! Düş kuyunda hüznün hurufu mukattası… Yağmurun dilini sökemeyenler Bilmezken göğün eridiğini, […]
Son Yorumlar