ötekisiz hayal – Ayhan Kelam
Hayal kur çocuğum ve korkma hayallerinden Bir gün unutacağın çocukluğundan Elinde kalan tek mirasın olacak Sevdiğin her şey giderken tek tek Sadece onlar için para istemeyecekler Tekrar sahip olman için Ve bir tek onları satın alamayacaklar Hayal kur çocuğum güzel bir dünya için Hayallerinle can bulacak saksıdaki sardunya Genetiği değiştirilmiş dünyanda Tek onlar kalacak kirletilmemiş […]
DÜŞ – Turgut Say
“Başkasının düşünde uyanmak…” Turgut Say Is all that we see or seem But a dream within a dream? Edgar Allan Poe* Bir başkasının düşünde uyandığımda sersem gibiydim. İlk önce nerede olduğumu kestirememiştim sanki gövdeme bir başka kafayı yerleştirmişlerdi. Elimi ayağımı tanıyamaz haldeydim. Kendi kendime yabancıydım. Kendi içimde gariptim. Sonra yavaş yavaş alışmaya başlayınca anladım başkasının […]
Hicran’ın Gözleri – Mustafa Bozoklu
Hilali çatlatırcasına bakıyor siyahi semaya gözlerin İlahi kudretin haşmetli gölgesidir dolunaya gözlerin Cenk ederken güneşle tebessüm etti belinaya gözlerin Rükuya eğilir sema dönerse zifiri siyaha gözlerin Arşı amansızca sürükler kızıl tamuya gözlerin Nihayet döküldü gözyaşım dönünceye Sina’ya gözlerin
Propaganda’nın Gücü – Özgür Karakaya
“En güçlü silah,zamanı gelmiş fikirdir”. Goethe Propaganda çok eskiden beri kullanılmakta olan bir yöntemdir.”Livy” gibi Roma imparatorluğu yazıları da Roma taraftarı propagandanın baş eserleri olarak kabul edilmektedir. Propaganda, fikir ve kanaatleri etkilemek amacıyla yapılan simgeler aracılığıyla da bireylerin ve grupların inançlarını ve tutumlarını ya da hareketlerini etkilemektedir. Kavramların içine gizlenerek yayılmaya çalışılmaktadır.”Sürü psikolojisine” de hitap […]
Ağır Yaralı Gök – Sedat Emrem
Bu gövde ağır Ağır gövdesi sancıların Ve dal kırığı acıların yaprak yarası… Kanar omzundaki tüfeğin mermi kovanı Bu gövde ağır Ağır üstelemesi yalnızlığın Bir yanı kuş ölümleri Sürgün yeri gözlerin… Bu gövde hantal adımlarıyla yüreklerin Bıçak sırtı çırpınışları Ve geceden karanlık serzenişleri Bu gövde ağır Ağır ruhuna göğün…
Karanlık – fatma şahin
Onu kendi karanlığına itenler, diğer insanlardı. Onu anlamayanlardı. Çünkü o insanlar hiçbir zaman yeterince düşünmemiş, anlamını kavrayamamışlardı hayat denen yolculuğun. Farkında değillerdi içinde ve dışında olup bitenlerin. Oysa o, onun içine işliyordu her sözcük. Gördüğü deniz manzaraları usunun duvarlarını süslüyor, güneşin doğuşunun sıcaklığını kemiklerinde hissediyordu. O insanlarla konuşurken de bütün yargılarını bir kenara bırakarak karşısındakini […]
BOŞLUKTA MAVİ- İLAYDA ZENGİN
Mavinin tonları kadar güzel hatıralar yitirdim şehirde Göz gözü görmeyen sislerde Keşfettiğim özgürlüğü yitirdim. Güneşin en güzel battığı yerde Sohbetlerim buz tuttu Tanıdığım sandalyeler taşındı başka bahçelere Emekli oldu konuştuğum kediler Dalga dalga hislerim kıyıya vurdu Örselenip çekildiler Beni beklerdi zilsiyah geçmişim bir köşede Onsuz geçmezdi akşam yemeklerim Yeniden susardım soluk almamacasına Üzerimde hep eprimiş […]
BÖCEK – Özgür KARAOĞLU
Düğünlerde niye gülüyor insanlar. Düğünde iki kişi bir araya gelmiyor da başka bir şey mi oluyor benim bilmediğim. Yine düğün. Gülen insanlar. Kravat sıkıyor. Çocuk durmuyor. Hanım çirkin. Güzel kendince ve herkesçe. Ama çirkin. Sürekli birileri geliyor. Ayağa kalkıyoruz. Aslında herkes çirkin. Kapıdan biri giriyor. Fısıldaşmalar. Masaya geliyor. Gülüşmeler. Fısıltıyla ne dediler, gülünce ne değişti. […]
Baz- Şahin Eroğlu
o bir amerikalı olmuştu görünüşte ben kürt bir baz dağlarımın renginde sen afrikaliydin geçmişte bildim ben annenin diline yabancı kalmış gurbet/ş.e
Bıraktım sonraki dizeyi sana… – Turgut Say
Belki de hiç düşünmediler aşık olduklarını, Belki de alışık değillerdi bir aşkta yok olmaya! Var mı bu hikaye kadar tuhaf başka bir aşk hikayesi? İki erkek sevdi tek bir kadını, Kadın ise üçüncü biriyle kaçtı! Ama bu üçüncüsü değildi öyle basit sıradan biri, Aslında o bir düştü! İki erkeği tek bir bedene sığdıran, Bir beden […]
Şehr-i Aşk-Gökhan Aynacı
Yağarken kar zamansız Benim kadar üşümeyin Şehr-i aşk olan tüm mabedler Aşktı Bu şehrin içinde yaşanan Yakalayan da yaralayan da Aşktı Üşümek bedavaydı Zamanın Durmasını geçmesini isteyen de Aşktı Bu şehir bir labirent sanki Komşu kenti ayrılık Bir kıyılar var ki bu şehirde Her tarafı yalnızlık…
SONBAHAR YANSIMALARI- Remzi KOKARGÜL
Güneşin solgun ve titrek ışıkları yaprakları iyice azalan ağaçların arasından süzülerek veda ediyordu güne. Sonbahar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlamıştı. Bu gün ikindi sonrası kargalar yine şenlendirirdi ağaçları. Her gün hiç aksatmadan kara bir bulut gibi dallara üşüşür, birbirleriyle yarışırcasına bağrışarak bütün bahçeyi velveleye verirlerdi. Birçok insan bu seslerden rahatsız olurken ben aksine severdim bu […]
NEDAMET KAFESİ – ARİFZADE
Nedametiniz kurtuluşunuzdur… Böylesi ilginç bir giriş ile başlıyor kitabın arka kapak yazısı. Hangimizin Nedametleri yok ki… Peki o içimizi parçalayan his, bir gün gerçekten de kurtuluşumuz olabilir mi? Arifzade nam yazar belki de hiç aklımıza getirmediğimiz bir noktadan yaklaşıyor çözüme. Evet, kurtuluş için acı çekmek gerekir. Dervişlerin, peygamberlerin çektiği acılar gibi. Yüreği yakıp kavuran bir […]
Son Yorumlar