Adı Ayşe, Fatma, Hayriye – Aylin Özer
‘Kadını kadının içinde özgürlüğe kavuşturmak gerekir.’ Kadını kadının içinde özgürlüğe kavuşturmak gerekir” derken Nietszche’in kastettiği herhalde Harem-i Hümayun değildir. İlk toplumların anaerkil olduğu düşünülürse uygarlaştıkça medeniyetin tek “dişi” ile karşılaşma sanrısıyla yüz yüzeyiz. Klanlarda aynı klan içinden evlenmek yasaktı. (endogami yerine egzogami) Çünkü klan üyeleri aynı toteme inandıkları için kendilerini akraba sayarlardı. İlkel toplumların ilkleri […]
Ghibli- EFLA BERRİN FIRAT
Yalnızlık provasında ayrılığı saatler seslendirirken Ay, yılanların dargınlığını hak ediyor Çünkü ispiyoncusu ışığın. Ghibli! Elleri KALE’mde Teri kuyuda iklimin Göğe ve dibe çeken gövdenle Çıplak vapurda unutulmuş yarım öykü… Dehşetengiz edayla tanrısından yüz çeviren, Münzevi hüzünlerin bilgeliğinden göçmüş hasret Ussuz direniş! Ahbap yokuşlarında küfrün, İsyanıma biat eden ellerinle Gözlerine bin asır sonra gelen nebiyim! Yalnızlığa […]
SEN İNANDIKÇA – Tuba İNCİHACILAR
Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur ve ya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için. Onlar da aramaktan vazgeçerler. ( Çavdar Tarlasındaki Çocuklar/J.D. Sallinger) Daha önce anlatılmamış bir hikâye ya da söylenmemiş bir söz bulamayabilirsiniz. Özneleri farklı olsa bile, böyle hikâyeler defalarca anlatılmıştır, belki […]
AŞKLAR BELKİ ÖLÜMSÜZ, AMA İNSANOĞLU ÖLÜMLÜ… – Deniz Çantay
Tam karşımda duruyordu. Aradan geçen onca yıla rağmen bir insan hiç mi değişmez? Bu değişmemişti işte. Aynı yüz, aynı model saçlar ve hafif dişlek yapısından dolayı sürekli aralık duran ve hep gülüyormuş gibi alaycı görünmesine neden olan o ağız. Değişiklik olarak sadece şakaklarına düşmüş tek tük aklar vardı, bir de o güzel gözlerinin kenarlarındaki ince […]
Yeni Bir Hikâye – Cennet Güvenç
“Ölümü göze alan yaşamasını da bilir “diyor şair ben ölümü göze alamadığım için mi yaşamayı beceremiyorum acaba? Neden bazı insanlar hayallerini bile kuramadıkları hayatların tam ortasında yaşar iken ben neden tırnağımla kazıyarak geldiğim bu yerden şimdi düşmek üzere gibi hissediyorum kendimi. Vazgeçmiş. Belki de tükenmişlik sendromu dedikleri bu olsa gerek. Yaşama karşı duyulan bu müthiş […]
Fulya Bulut
Adana da doğdum, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi mezunuyum ve halen Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde okuyorum. Resim konusunda akademik bir eğitim almadım. Yaklaşık beş yıl önce, bir merakla resimle tanıştım ve sonrasında, resim yapmak, yaşamımın ayrılmaz bir parçası oldu. Resim yaptığım beş yıllık süre boyunca, bir çok karma sergide resimlerimi insanlarla paylaşma fırsatı buldum. Bu sergilerden […]
Blöf – Burak ÇAKIR
Saatlerle aram bozuk bu aralar, takvimlerle de, bekleyişi hatırlatan ne varsa bozuğuz kısaca. Çünkü beklemek; gelecek bir mutluluk umuduna bugünkü mutluluğunu hiç etmen demek. Çünkü beklemek; meçhul yarınlara bugünden bel bağlamak demek. Oysa ben dünden harcadım bugünün ümidini, bir avuç dolusu anı kaldı ellerimde ki bu anılar fazlasıyla akışkan, korumak adına ne kadar sıksam o […]
ZAMANSIZ AYRILIKLAR – DİDEM SAYAT
BABAM’A ‘‘ Sonbahardı değil mi? Ben öyle hatırlıyorum. Kocaman kırmızı bir kamyon gelmişti avluya. Apar topar toplanmıştı eşyalarımız. Geri döneceğiz bir gün, demişti babam başımı okşayarak. Nenem o gün hiç çıkmamıştı evden dışarı. Son sonbahardı evet. Çükü Sarıkız’ı ziyaret etmiştik bir gün önce. Keşkek yapmıştı annemler her zamanki gibi. Nohut, pilav yanında. Bütün köy oradaydı. […]
Cırlarım – Musa Cemil Tatarca’dan çeviren: Güneş Duysar
CIRLARIM Cırlarım, séz şıtıp yöregémde İl kırında çeçek atıgız! Küpmé bulsa sézde köç hem yalkın Şulkaderlé cirde xakkıgız! Sézde miném bötén toygılarım Sézde miném kérséz yeşlerém. Séz ülsegez, min de onıtılırmın, Yeşesegéz, min de yeşermén. Aldıy almas miné tüben lezzet, Vak tormışnıñ çuar perdesé, Şigremdege çınlık, ut hem söyü Yeşevémnéñ bötén megnesé. Ülgende de yörek […]
Bulutların Evindir Gökyüzü – Gupse Nur Aydın
Herkes sever gökyüzünü. Bir hapishanede çok değerlidir mesela gökyüzü ve bütün denizler yansıttıkları gökyüzü kadar güzeldir. Bulutların evidir gökyüzü, ancak orada rahat ederler. Mecbur kaldıklarında korka korka çıkarlar evlerinden ama her seferinde, onlar için zor olsa da, evlerine geri dönerler. İstemeden, eksilirler bizar, belki biraz artarlar istemeden. Ben, şimdilerde sevmiyorum gökyüzünü. Boş bir evi hatırlatıyor […]
Kör Nokta – İdil Çetinkaya
Umuda rastlasaydım unutacaktım ölümü. Bütün vaz geçenler gibi ağlayacaktım, belki bir kaç aya unutacaktım. Ama öldüm. Hiç bir zamanda güçlü hissetmemiştim kendimi. Ama çevremdekiler hep ne kadar güçlü olduğumdan bahsederdi. Bu benimle çok bağdaşmıyordu biliyorum. Benim güç anlayışım onların ki kadar dünyevi değildi. Sürekli yenilgilerle doluydum ve zihnim olağan savaşlardan harabeydi. Bir çöplüktü içim. Kemikleri […]
YITIK ZAMANLAR VE YAŞAMA AĞRISI – Mert Şahin
Kış ortalarıydı. Yarı çekili perdenin açık bölümünden gökyüzünün gri ışığı odayı sönük bir yarı aydınlığa bürümüştü. Siyah beyaz bulutlar göğü kaplamış, güneşin yüzünü göstermesine izin vermiyordu. İkindi vaktiydi. Yattığı yerden kitabını okurken uyuyakalmış, kitap, sayfaları açık yüzükoyun yere düşmüştü. Uyanır gibi oldu. Etrafına uykulu uyanıklıkla ilgisiz, ufak bakışlarla nerede olduğunu anlamaya çalıştı kısa bir an. […]
YALNIZLIK YOLUYOL YALNIZLIĞI – Binnur DOMUR
Geçmişi görüyor,dokunamıyordun Buydu acıtan seni. Senin yaşındayken ben de yaptım bunları diyordun Şimdi hevesim yok hiçbir şeye,zevk almıyorum. Anlatırken eskiye dair şeyleri,gözlerin o yeşilliklere dalardı İçinden binbir cümle kurar,bana birini söylerdin. Ben ondan bin anlam çıkarır sana sadece gülümserdim Bu vazgeçişlerin,yoldan dönüşlerin Hayata karşı yaptığın en büyük haksızlıktı. Kinciydin Acıttı diye canını o, Aslında bütün […]
Son Yorumlar