RAKI ŞİŞESİNDE PİRANHA – EMRE GÜRKAN KANMAZ
Betimlemelere işkence gözler. Yoğunluğu delirtici bakışlar. Kirpikleri piyano çalıyor. Senkronize sesler. Gözler. Evet. Onun gözleri. Gözleri, gökyüzünün çakmak cebinden besleniyor. Sürekli nemli. Sürekli saydam. Tüm renkler pastörize. Elinin altında. Bakışlarının. Ne güzel. Gökkuşağı da o, kara delik te. Birazdan kapıya çıkacak. Çöpü koyacak kapısının önüne. Merdiven boşluğundan aşağı bakacak biraz. Apartmanın ayaklarına. Huyudur. Sonra dört […]
DÜNYA GÖZDESİ BİR ŞEHİR, İMPARATORİÇENİN PARMAĞINDA OYUNCAK ETTİĞİ BİR İMPARATOR, ZIT KUTUPLARDA İKİ GRUP VE SEFALET İÇİNDEKİ HALK…6.YÜZYILDAN BİR BAŞKALDIRI ÖYKÜSÜ… – DENİZ ÇANTAY
İnsan ömrünün en güzel ve verimli dönemlerinden biri olan 20’li yaşlarımı Bizans tarihi ve sanatıyla iç içe geçirmiş biri olarak, hem bu uygarlığın bize çok şey kattığını; hem de çalkantılarıyla, sansasyonlarıyla, ilginç imparatorları ve imparatoriçeleriyle günümüz edebiyatına ve sanatına da bol bol veri sağlayacak nitelikte olduğunu hep düşünmüşümdür. Özellikle de, tarih kayıtlarına “son Romalı” sıfatıyla […]
ŞULE ARIKAN
ŞULE ARIKAN’ın 50X70 ve 50×50 ölçülerinde yağlı boya eserleri. 35×50 Pastel boya ve karakalem tekniğindeki diğer eserleri
KIRLANGIÇLARIN DANSI – SERPİL TUNCER
Sonbahar tastamam gelmiş ve adaya doğru esen rüzgârı sertleştirmişti. Rüzgâr, ağaçların diplerine yığılan gazelleri peşi sıra sürükleyerek ötelerde bulunan tarlaların üzerine bırakıyordu. Güneş, kümelenmiş beyaz bulutların arasından can alıcı ışıklarını yollarken rüzgâr tarafından tarlalara bırakılan yapraklar sararıp fosilleşmek için yüzlerini aydınlığa çevirmişlerdi. Sanki her şey doğanın ölüp yeniden dirilmesine tanıklık ediyor gibiydi Sararan karaya deniz […]
VİLLALARIN ÜZERİNDE, KERHEN DOĞAN GÜNEŞ – FATMA ÇELEBİ
villaların üzerinde, kerhen doğan güneş sanırsın zapt etmişler öylesine mahcup ışıklarını titrek bir edayla dağıtıyor unutmuştu çoktan çavuş mehmedi topraklı damların altındaki sıcacık gülüşleri, deniz ise kırılgan bakışlarıyla izliyordu yeryüzünü eriyordu için için nifak damlaları düşerken yunusların üzerine duasını kenara bırakmış tozlu kitap aralarında, yasaklı, mükerrer müebbete düşmüş sayfalar tütün sarılmış bir virgül, sahipsiz […]
FRANSA İŞÇİ SINIFININ “KADER”İNE BAŞKALDIRISI: HAZİRAN 36 -EMRE ÇELEBİ
1936 Yılı haziranında Fransa işçi sınıfı dünyayı sarsan bir mücadele deneyimi yaşadı. H2O yayınlarından çıkan “İşçi Sınıfı Arafta, Devrimin Kıyısında Fransa Haziran 36” isimli kitap, Fransa işçi sınıfının muazzam mücadelesini ve kazanımlarını anlatıyor. Bugün Greif, Yatağan, Zentiva işçilerinin fabrika işgalleri yeni ya da hiç olmamış değil. İşçi sınıfının mücadele tarihine şöyle dönüp baktığımızda, işçilerin doğrudan iş […]
BİR BAŞKALDIRI VE UYANIŞ ROMANI: VEBA’YI GÜNÜMÜZE UYARLAMAK – DUYGU ALTIN
İnsanın varoluşsal bunalımını en iyi yansıtan eserlerden biri de Albert Camus’un Veba romanıdır. Günümüzde yeniden okunduğunda, romanın kâhince bir tarafı olduğu da fark edilecektir. Çağları aşan yazarlara has bir düşünüş ve anlatımla ele alınan romanda insanlık, din, yaşam ve ölüm gibi temel kavramlar sorgulanmaktadır. Oran şehri, o kadar sıradan ve kendi halinde bir şehirdir ki veba gibi büyük […]
KISA – MAHMUT
Kadın; “bak” dedi Kumrular Sokağı’nda akçaağacın gövdesine yapıştırılmış kayıp ilanını göstererek, “İnsanlar kayboluyorlar ve geri dönmüyorlar”. Düşmeyen, kalkamayan nesne hareketsizliği ilandaki kırmızı kazaklı kadının kanepede otururken ki bakışı, dâhil oluyor havaya. Bir sürahiyi eğip içindeki suyu dökmek gibi bir dâhil oluş bu. Sürahide kuruyup kalacak suyun izi, evin uzak olması ya da olmayışına benzeyerek. Gereksiz […]
ÖLÜMDEN DEFİNE KADAR – BEDRİ KARAİSMAİLOĞLU
Biraz önce ellerinin arasından kayıp giden bir can, gözyaşları, ağıtlar, ve bir saat sonrasında can dostunun düğünü, müzik, dans, ömür boyu mutluluklar. O düğüne katılacak kadar midesizim, evet. Doktorların hissiz olduğundan dert yananlara sitem edecek değilim. Ama lanet olası doktorlar derseniz biraz burkulur içim. Ellerimi biraz önce kalbi duran adamın göğüs kafesini bir miktar çöktürmek […]
FURUĞ FERRUHZAD /DÜŞ /ŞİİRİNDEN RESİM:GÜLBAHAR BOZKURT
Arsızlıkla damgalanan , Boş kinayelere gülen bendim. Kendi varlığımın sesi olayım dedim Yazıkki kadındım… Ey bakışları güzellik kentine yol Ey bakışları kadehteki içki. Ey dudakları kan renginde çöl lalesi. Yol uzundur ama yolın sonu köşktür, nurdur Sessizce oturuyorum atın sırtına Göğsünün gölgesine kayıyıorum Başım dönüyor Yine Dingin ve usulca Rüzgar kanatlı atının toynakları Kentin dizme […]
BULDUM – OĞUZ OKUL
buldum… uyku iki şeyi kıskanıyor; kocaman güzel bakışlarını, kocaman seven yüreğini… uykusuz olsan da her zaman, asla mutsuz olma… bir daha kocaman bak, bir daha kocaman sev… uykuya inat daha çok bak , daha çok sev….
YARATICILIK AHLAKI ESTETİĞE DÂHİLDİR – CEMAL ÖZTÜRK
1. Kendisini dürten kıyısız düşler içinden uyanıp Yeni düşünsel süreçlerle tanışır tanışmaz insan Güle ağlaya doğar şiir böylece anasından 2. Şiir hükümetini kurduğu vakit Kişi, tek bir yürek işbaşına gelir 3. Kuru kalabalıkların arasından biz de çok geçtik Halk tarafından biz hiçbir zaman seçilmedik Biz yiğitliği de, bilgeliği de, Tek başına sadece […]
BEDENİM DEL!CE RUHUMLA SEVİŞİRKEN… – SERAP ORHAN KARABACAK
bedenim Del!ce ruhumla sevişirken… şu anki halimi tarife kelime yok, çok çaresizim o yüzden, anlatamam. bir yumak harf var boğazımda yutkunamıyorum, boğazım kuru, aklım yitik, ruhum yitik. yol kenarında çırılçıplak bir cesedim, göbek çukuruma çadır kurmak isteyen mülteciler var. her hayır deyişimde ben, bir odun daha atılıyor şömineye ve yanıyorum, pervasızca. nefesim yetmez, ellerimi çekemem […]
Son Yorumlar