BOŞA KÜREK ÇEKMEK / RUHİ DAĞ
Sıcak bir haziran günü eski model bir minübüsle bir şehirden diğerine inşaat işçisi olarak götürülürken,su içmek için araba bir hayratın başında durdu.Yandaki tarlanın ortasında yan yana kurulu iki çadır ve bir çığlıkla beraber gözümüze çarpan tarlanın orta yerinde iki kadın vardı.Koştuk elbette yanlarına, kadınlardan biri bayılmıştı,çadıra taşıdık ve su verdik,bir süre sonra kadın kendine geldi. […]
EZBER BOZAN KADINLAR / YELDA KARATAŞ
TEN DİVAN’E Sarıyorum seni Bir gemi kalkıyor içimden ülkesiz Gecenin orta yerinde buluşuyoruz Halin halim oluyor yakamozlar kalbim Toplasan bildiklerim bir divane elif Avucumda aşk boyu turnalar kimsesiz Ne olur tenimi öperken ölümü düşünme yar. Yelda Karataş. 2012- 2013 EZBER BOZAN KADINLAR Yok, yavrum öyle değil. Senden izin almam sevişmek için. Seninle sevişmek için […]
A Y A K K A B I L A R V E P A S A P O R T / ÖYKÜ DİDEM AYDIN
NEREDE O KARA PARÇASI, O GEMİNİN GİDECEĞİ HANİ Nerede o kara parçası, o gemi gidecekti ya hani? Çok çok uzakta, her denizcisi bilir… Nerede peki yelken açtığı o yer? Geride, çok çok geride, tüm diyebilecekleri budur. Güneş güvertenin parlak yüzüne öğleyi çalarken tam tepede, Kolkola ne hoştur süzülmek sularda! Ya kıç tarafına dayanıp aşağıyı izlemek Uzayıp giderken biz, enlenen köpüklü yolda Fırtınalı gecelerde vahşi kuzey rüzgarları kükrerken, […]
HİÇ KİMSE / JALE SANCAK
Önce rüzgârı doldurdu odayı. Sonra saçları. Upuzun, topuklarına kadar dalga dalga, bal rengi saçları, tutkulu bir şarkı gibi bütün odayı kuşattı. Beyaz tül giysisiyle çıplaklığını sıkıca örtüp pencerenin kıyısında asılı duran fanusu aldı, soluğuyla yaktı. Sonra delişmen uğultularla dans eden denize doğru eğilip fırtınanın kanatlarına dokunuverdi. Fırtına, geceyle el ele, suyun üzerinde uçuşuyor, su da […]
DÖNÜŞÜM / DİYDEM DENİZ KOÇ
Kollarından tutan iki kişi onu odaya girdirdi. Odanın büyük bir kısmını kaplayan masanın arkasında oturan beyaz gömlekli birinin, önündeki kâğıtlara bir şeyler yazdığını gördü. Duvara muntazam bir şekilde asılmış üzerinde adamın resminin olduğu belgelere bakılırsa bu adamın, başarılı ama bir o kadar da sonunu hazırlayıp onu ölüme bile götürebilecek bir karakter bozukluğuna sahip, küstah tavır […]
BANA KAHRAMANIMI GERİ VEREBİLİR Mİ SİNİZ? / PELİN GÜNEY
Puslu, kirli bir havanın içinden geliyordu benim bu hayattaki tek kahramanım. Yüzü gözü kapkara, bareti kolunun altında, devasa büyük bir çizmeyle. Benim kahramanım… Babam… Babam bana her gün ne kadar uzunlukta tüneller kazdığını anlatırdı. Aşağıda geçirdiği günlerin hikâyelerini ve benim gibi daha bir sürü çocuğun babasının orada olduğunu anlatırdı. Neden o kadar çok ve upuzun […]
İŞ GÜVENCESİ ALTINDA BİLE GÜVENCESİZLİK… / DENİZ ÇANTAY
‘Güvencesizlik’ kavramı bu coğrafyada doğmuş herkesin bir nevi göbek adıdır… Okul, iş, özel yaşam gibi hayatımızın her alanına damgasını vuran bu kavramla örülüdür geleceğimiz. Özellikle de iş yaşamında durum vahimdir ve her ne kadar devlet sektöründe de aksaklıklar olsa da, en fazla sorun yaşanan alan özel sektördür. İşsizlik alıp başını gitmişken, insanlar en kötü koşullarda […]
“SAKINCALI PİYADE” / CENNET GÜVENÇ
Yıl 24 Ocak 1993…8 yaşında küçük bir kız çocuğu idim. Televizyonda durmadan gösterilen bir haber ve hep aynı kare. Parçalanmış bir otomobil, bir kırık gözlük ve ekranda beliren bir adam fotoğrafı. İsmi Uğur Mumcu. Gazeteci-yazar. O an beynime işlemişti. Evde yas ilan edilmişti. Çocuktum ve bilmiyordum. Ne olduğunu, kimlerin neden o otomobile bomba koyabileceğini ve […]
TOPLU İNTİHARA DUR DEMEK İÇİN! / GÜLBAHAR GÜMÜŞ
Acımasız kapitalist sömürü düzeni tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ustaca inşa edilmiş durumda küresel adalet hak ve özgürlük, eşitlik safsatalarının ne kadar insan hakkını koruduğunu gözler önüne seren bir nesil duruyor karşımızda. Eğitimsizliğe, köleliğe, ötekileştirilmeye, işsizliğe ve gelecek kaygılarına terkedilmiş bir nesil bu. Özgüvenini yitirmiş ve insan olma olgusunu sıfıra düşüren güvensizlikle büyüyen gençler, […]
ŞUBAT MİMOZALARI / A’GÜL
*An ki fıskiyesi sonsuzluğun Keşke yalnız bunun için sevebilseydim seni/ Cemal Süreya Kısık sesli ihtiyar, iki yün cekedinin üstüne giydiği paltosunun eteklerini savura savura yürüyor.Sağ elinin işaret parmağı,havada daireler çizerken,sol eliyle ceplerini karıştırıyor. Anlamsızca bağırıyor. Öfkeyle ağlamak arasında gidip gelen sesi, bir kuş sürüsü olup güneşli apartman pencerelerine çarpıyor. Pencereler kapalı. Mahallenin delisi,zamanın içinden uzun […]
ZUHAR ADAÇOĞLU
10-1-linole yağlıboya,71,5×50,5cm,2011 10-2-linole yağlıboya,73x50cm,2011 10-3-linole yağlıboya,72×50,5cm,2011-zuhar adaçoğlu 10-4-linole yağlıboya,73x51cm,2011 * Ned Kelly’ nin anısına saygıyla.
KELEBEĞİN ŞİİRİ / BERRİN EFLA FIRAT
Islık çalan kelebeklerin hikâyesi O,siyah bir kelebek olunca başladı. Vadiden gelen uğultular, Dönerek yükseldi ve Dalgalandırdığı denizdeki kayığı hareket ettirdi. Nihayet işte her şey, Dipte ve yerde her şey ayine durmuşlardı. Ben geldim. Kirpiklerim bağlıydı. Kirpiklerimi tuzla bağlamışlardı. Olanları görüyordum Ama ağlayamıyordum. Çünkü bu iş çok can acıtıcıydı. Üstelik onuncu günün can çekişenlerine Saygısızlık olurdu […]
BİLGİ AÇLIĞI / AYŞE KAYGUSUZ
Kafamın içinde gidip gitmemek arası bir çelişkiye düşünce, elimde okuduğum kitaptan bir şey anlamıyorum. Oysa sınava sadece on gün kaldı. Bitirmem gereken dokuz ünite var. Test de çözmem gerekiyor daha. Yine de içimdeki gitme isteğini engelleyemiyorum. Birçok şey öğrenebilirim bugün. Elimdeki kitabı bırakıp kurşun yemiş gibi fırlıyorum yerimden. Soyunup dökünüyorum. Pantolon gömlek mi, gömlek etek […]
Son Yorumlar