GÖKTÜRKLER DÖNEMİNDE TÜRK ATLI SÜVARİLERİ, ÇAKARLAR- NURAY BİLGİLİ
Türkler, süvari birlikleri ile rüzgar gibi gelip giden, cesur ve iyi savaşan Alp’lar yetiştirmiştir ve onlara Sogd döneminde Çakarlar adı verilmiş. Profesyonel asker olarak İpek Yolunun güvenliği için görev yapmışlardır.Göktürk komutanı Anlu Shan’ın askerlerine de Çakarlar adı veriliyormuş. Ayrıca Çin dilinde Çakar savaşçı anlamına geliyormuş. Çinli keşiş Xuanzang Çakarlar hakkında şöyle yazmış: “Kralın muhteşem bir […]
VE HAYAT – KUZEY
yaşamak istersinusta bir virtözün elindeakord edilmiş kemanıntellerinde savrulan yay gibi yaşamak istersinsonsuzluktaritmi bozukyürekte yankılananses dalgalarınıniniş çıkışlarındakidüzen tutmayanlirik öyküsü gibi ve hayatperde perde kapanırzerre ışık sızdırmayacakacılarını gömdüğün yürektedüşlerini öldürdüğünartık küf kokano kafeste, döşte
EZGİN CÜMLELER- İBRAHİM TUNCER
sözcüklerin,sırat köprüsünü geçmeden,gam bulutlarını dağıtmadan,el ele tutuşurdu sancılı kelimelerle..!işte o zaman;çekemeyen bakışların ezgin cümleleriyle,ıslanırdı tenlerimiz…
ŞAH, BENİM ELİMDE; MAT OLDUM SANIR…. -MAT
Kamış, ses verince; NEY oldum sanır,Abdal, ata binince; BEY oldum sanır,Kupa, sarhoş elinde MEY oldum sanır,Cebir, zorba emrinde; REY oldum sanır.İplik, elde gerilince; YAY oldum sanır,Sıpa, kısrak yanında; TAY oldum sanır,Gasp, haydut üleşince; PAY oldum sanır,Yolak, içinde su akınca; ÇAY oldum sanırTopuk, Kırata kakınca; BAŞ oldum sanır,Eğri, ahunun betinde; KAŞ oldum sanır,Gazel, dalda kalınca; YAŞ […]
YORULDUM ANLIYOR MUSUN – RABİA MİNE
kalpsizlere şiirler fırlatmaktanaptallara boşa laf anlatmaktaniğne ile kuyu kazıp durmaktançok yoruldum bilmem anlıyor musun falçatalı sırıtkan gülüşlerdendost çelmeli kırılgan düşüşlerdensabahına kâbus olan düşlerdençok yoruldum bilmem anlıyor musun âlimlerin aydınlığı terkindencahillerin karanlığı zerkindenzalimlerin kötülüğe şevkindençok yoruldum bilmem anlıyor musun ak alnıma basılan damgalardanemeğimden çalınan yongalardangerçeğe vurulan prangalardançok yoruldum bilmem anlıyor musun hasetlerin kan sızan pençesindenhabislerin iftira […]
HAYDARPAŞA – ZEYNEL KÜRKÇÜ
Ne çok sevdalar yaşandıNe çok kavuşmalarNe çok ayrılıklar,Yüreğim gibi kalabalık.Oysa şimdi,Ne çok sensizlikNe çok sessizlikNe çok yalnızlıkYüreğim gibi kimsesiz.Sonra bir tren geçtiŞehrin ortasındanTam da çığlık çığlığaSen sustunBen sustumElmayı bölen kılıç gibi.”
YAPRAK – HİKMET GÜZELKOKAR
Yaprak dönerken gazeleBenzer bir saçı güzeleSüzülür dal arasındanGider ezele ezeleBir bahar bir kıştan geçerYoğrulur, nakıştan geçerDerin bir bakıştan geçerGider ezele ezeleAllar giyer yazdan yazaGüler bir bahtı ayaz’aToprak ile gizden gizeGider ezele ezele.
APANSIZ – KADER ELTUTAN
İnsansızYitikYok olmuşsunSelvilerin gölgesinde…Sonbahar uçurmuş sarı papatyalarıSen bir mezar taşına karışmışsınUmutsuzÇaresizZamansız zamanın yapraklarında…Sarı sonbahara küsmüşsünToprak kokuyor bedeninYağmurun kokusuna karışmış…Belki pişmanBelki sevgisizBelki de aşksız…Toprak yağmura aşıkYağmur toprağaSen sarı papatyaları aç biçare…Yumruklarken taşlarıÇığlıklarını duyan yokÖlüm öyle bir gelmiş ki apansızŞaşırıp kalmışsın düşlerindeki çocuklaTerk edilmiş umutlarının yalnızlığındaVe Azrail’in ile baş başa… “Periler ve Pervaneler” kitabımdan
ANBEREFŞÂN YA DA GÜLPERİ’NİN GECESİ / CEVAHİR BEDEL
senin uzun gecelerinde bir göl vardüşüncenin buz hali tuz mayaçölün kumlu nefesi, kehribar…sen üç kere açıp kapayınca ikindileri,dönerken sevincini bir evin kendi yönündehep var kıymık gibi batan derinesenin uzun gecelerinde bir dağ varkaranlığı giyinince boğulduğum bir ırmakzamanı acıya kurulu bir saat, sen bakınca tik takölümü ağzından öptüğüm sisli sabahkendime yuvarlandığım dikenli yamaç…senin uzun gecelerinde bir […]
ATEŞ İÇİNDEN YANDIM DA GELDİM – CANAN TUNCER ERMİŞ
ALLAH dedim durdum Ulu meydanaTeslim oldum O sırrı hakikat erlerineCanlı cesedimi sardım beyaz kefeneBektaş Veli nefesi ile ân’a uyandım Şeriâtte kisasas kısas haktırTârikatte kısas Ehline haramdırMârifette kendine yanmaktırHakikatte yok olup doğmaktı Yerin dibinde hallestim toprak ileTohumdan zuhur eyledim hava ileBüyüdükçe boyun eydim güneş ileBuğday oldum öğütüldüm su ile Usta elinde yogruldum bir zamanİçime su,tuz ,un […]
ATATÜRK, AKIL, BİLİM VE AHLAK – CEMAL ÖZTÜRK
( Maneviyat ve Medeniyet yolunda) Ben manevi miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.(M.K.Atatürk) Dogmatizm, fanatizm, fetişizm ve partizanlık, çoğu zaman insanın basiretini bağlar. Objektif tercih […]
BUNU BİR DİL’İM BİLİR – CİHAN ALİ DEDE
yüzün memleketimdirgözlerin sokağı çocukluk eviminağzımda söylenmemiş sözlerin bayat kokusuellerimde kafeslik bir kuşunkanatlarındaki dur sancısıdır bu anlatmak istediğimgitmek istemekle kalmakne uzak mesafedir şimdibunu bir dil’im bilirbir de iliği gözlerimin…
SEYRET AŞK LA VAR OL AN I… – SATI DOĞAN
Baktım dağlara, taşlaraSordum çiçeğe kuşlaraAnlattım arzuhâlimiBulamadım bu aşkı ben… Sözüm söyler, gözüm görerCanı cana katar oldumDöndüm dolaştım cümle yerdeKendi kendimde ulaştım… Sevdiceğim, gör cemâlimBu cemalde ver helâlimBu aşkla yandım tükendimNurun ile yak kandilim… Aşıkların sözü susmazCiğer yandı, külü uçmazSevdiceğin düşte görenBundan gayri iflah olmaz… Bu aşk yok eder ben’le ben’iCanı cana koy, edeniSular gibi ak […]
Son Yorumlar