USULCA – NURTEN EKİN EREN
Karanlık kumaşlı perdeler çekilmiş evlerdeAcımın isteğiyleGeride bıraktım yıllarıArınırım belki günahlardanGün almamış bir sancıylaÖylesine usulca, herkes uyurken
RAŞOMON (RASHOMON) – KİRPİ’DEN
1950 yapımı “Rashômon” filminin bir sahnesinde Toshirô Mifune ve Machiko Kyô görülüyor. 1951’de Venedik’te Altın Aslan ödülünü kazanan Rashômon, Akira Kurosawa’yı ve Japon sinemasını uluslararası izleyicilere tanıtan filmdi. Aynı olaya farklı bakış açıları sunan güvenilmez anlatıcılarıyla bu feodal alegorinin hikâye anlatımına yaklaşımı, devrim niteliğindeydi. RaşomonRashōmon (羅生門) Raşomon[1] 1950 Japonya yapımı dramatik filmdir. Özgün adı Rashōmon’dur. […]
ANIMSA AKREP İLE SEMENDERİ – ESRA YILMAZ
Bana bakGözlerin ile değil amaRuhun ile bakZaman başladığında tek bir parça idi akrep ve semenderevren parçalanırken var olma sancısı ileParçalandı tam bir parçaKaldı iki yarımVe semender yandı hasretteAteşe düştüğünde yokluğa yürür akrep,semenderler ise ateşe…bir yarı ateşin ortasında diğer yarı su sevdasındabiri mutlu ölesiyediğeri ölmek hevesindeParça parçaYol ayrımlarıİkisi de yarımtamam olmak için binlerce binlerce binlerce kere […]
ALGI – PELİN YILDIZ
Bir konuyu veya durumu algılamak için aynısını bire bir yaşamış olmak gerekmiyor. Algılamak: kalpte, özde, düşüncede ve paylaşımda saklı. Algılamak için herşeyi sadece görmek şart değil. İçselleştirmek, içinde varolmak ve yalın duygularla, aynı enerjiyle, görsel olmasa bile gerçeğiyle, olduğu gibi görebiliyor olmak ise bunun kanıtı. Olumlu ve güzel yaşanmışlıklar kadar; en zor ve kısıtlı koşulları […]
AYAKKABININ TEKİ – ŞEHNAZ İŞERİ
“Halil pabucu yarım çık dışarıya oynayalım” diye sesleniyorum şubattan beri ablanın babasınaama beni bir türlü duymuyor. Ablanın babasının ön verandalarından Koca Köpek tarafından kaçırılıpbir süre gönül eğlendirdikten sonra yukarıya çıkan yolun siteye pek de uzak olmayan sağ tarafınabırakıverdiği siyah renkli sağ ayakkabısının tekiyim.Deriden imal edilmişim, altım lastik 42 numarayım. Ablanın babasıyla uzun yıllardır birlikteolduğumuzdan birbirimize […]
TÜM MESELE İKİ TEKERDE – GAMZE ERHAN
Telefonu az önce kapattım. Aslında hiç açmak istememiştim. Annemin ağlamaklınotalarına ara verip gelmiştim tatile. Rüzgârın az ötedeki çay ocağından getirdiği Karadeniztınıları kadar yakın yedi yüz km ötedeki evimizin salonu. Şimdi koltuğunda oturmuş, yer yersararmış dantel örtünün kapladığı sehpa üzerinde kahvesi, dizinde eskilerden kalma, kapağıçevrilmekten eprimiş fotoğraf albümü. Geçmişte ne de çok hata yapılmış öyle. Nehaksızlıklara […]
KALP ve AKIL – ŞEB’İ NEM
Aklınızın kalbinize taşındığı bir hal vardır. Ne öyledir, ne böyle artık…Düalite kalkar bir perde gibi…Ölüm, huzura eştir. Herşey eştir, eşittir…Ne sorgu kalır, ne yargı. Herşey sadece olur. Yürür, nereye gittiğini bilmediğini sanarak gider. İçsel bilişte bildiğini unutarak yürür…Bu halin ne masumu, ne suçlusu, ne dogrusu, ne eğrisi vardır… Anlaşılacak, anlatılacak hiçbir şey yoktur. Sadece olur […]
PARKIN DIŞINDA – FURKAN REİSOĞLU
İçimdeki çocuğu çıkarıyorum bazen dolaştırıyorumTutup elinden parka götürüyorum sallıyorumAbur cubur alıyorum yesin diyeYanaklarını ellerimin arasına alıpKeşke büyümeseydik demek istiyorumSevgilerin hep çocuk kalsınBüyümede kimse sana kızmasınÇocuk olunca da kızıyorlar anasını satayımEn çok o zaman kızıyorlarBen anlamadım bu işi
AĞ MEKÂN – SEMA GÜLER
I-Gece olmasa tanrı ufalırdı, büyürdü diğer şeyler.Bu ağızBu sesBu sonsuz benzerlikÖlümümüzün nasıl olacağını soruyoruz birbirimizeİki karanlıktan hangisi?Ağır saatlerde yılanların taşıdığı çam pürleri, düşüncelerde beliren çatallı yol ayrımları…Bambaşka bir hakikatin ötesinde yaprakların beyaz köpüğü, kollar, eller, dizler ve parmak uçları…Senin ardından gün üç defa karardı, gölgem uzayıp kısaldı. Avcısına cesaret diledi, omzumda bekleyen ağacın sabrı.Aşk için […]
KIŞ HİKAYESİ – NEVİN KOÇOĞLU
Su usul usul yürürken evlerin kalbine, toprağın yüzüne geçen tırnakları kimse bilmez Farhad, “zamanın tozu”ndan başka… O toprak ki, sustuklarımız yazılıydı kemiklerin sesiyle. İki kılıç şavkıdı sonra döşünde, karıştı tuz ve ter, karıştı kan… Siz bilmezdiniz damarına geri döner kimi kanlar,elinden nar ağacına asılan kardeşimin, avuçlarımdaki çivilerinninemin bileğinin. Sol bileğindeki mavi yarayı ulu bir dağın […]
UYGUR HARFLİ OĞUZ KAĞAN DESTANI (İSLAM ÖNCESİ) – NURAY BİLGİLİ
Türk mitlerinde “Kozmik Kağanlar” önemli bir yer tutar. Uygur yazmasında Oğuz, mavi renkli bir öküz olarak gösterilmiştir. Türk kozmoloji düşüncesinde mavi renk, göksel ve kutsal kişileri tanımlamak için kullanılan bir renk sembolizmidir. (Gök Oğuz)Oğuz Kağanın en eski görsel tasvirleri boynuzlu olarak resimlenmiştir. Öküz kelimesi ile de bir bağlantısı olduğu kesindir. Göktürkler döneminde, Alp’larin ve hakanların […]
HADİ ARDINDAN ISLIK ÇALIP – ÖZGE ÖZGEN
İki yıldır at gözlüğü takıyorumŞair olma ihtimalim sıfırYorgunum ve derisine şiir sürenbir yarayıkendi kabuğunabağışlıyorumBundan sonraGençliğime dikiş atıp son cümle olaraksıkışıp kalabilirimburalardaMaviyi de yüzüme sürüpboy abdesti alacağımgörürsünüzÖdünç bir çift ayak buldumŞarkı söylemeyi öğreteceğimonlara birazdanDüz yazıya cıla sürdümŞiir getirinkötü şairlerdenkonuşalım biraz daYaşlılığın madalyası var bende bakÜstüme rozetlibir yer elmasıYüzüme tüküren bin yaşasınhesabına içiyorumbu şiiriKötü şairler içinseBir mucize […]
Işık Sungurlar / Fuat Eren – PANGEA
“hiç atışını duymadığım kalbin üzerine başımı yasladım” (ı.s.)“makasla ya da parmaklarınlafalçatayla belki paramparçabeni kes, beni delik deşikyapıştır beni yamaçlarına” (f.e.) https://www.shopier.com/ShowProductNew/products.php…
Son Yorumlar