Şampanya – Özgür Karakaya
Kupalar alındığında, doğum günlerinde, yıl dönümlerinde, mezuniyette, patlatılan yere de saçılandır. Ayrıca pavyonlarda da sevgi gösterisi olarak tanımlanır. Sahne performansı sergilenirken de şampanya patlatılabilir. Porsiyon olarak servis edilmeyen içecektir. Şişe ile servis edilir. Nefis kokusu etrafa yayılmalı ve içeni de mest etmelidir. Kapağı açılınca patlama sesi çıkarandır. Sadece bir içki olarak değerlendirilmemeli; statünün, hayattan zevk […]
Kırmızı Fular – Selahattin Anatürk
Ilık yağmur damlalarının bedenimizden süzülerek kendine yol bulduğu bir akşamüstü, parmaklarımızın ucunda dans ede ede yürüyorduk. Nisan yağmurları aşk şarabı olmuş başımızı döndürüyordu. Denizyıldızlarını toplamak için eğiliyorduk arada bir. Bir de ayak parmaklarımızın arasına kaçan kum tanelerini silkelemek için. Yapıştıkça çıkmak bilmiyorlardı. Olsun, uğraşması bile güzeldi. Gözlerim onun gözlerinde kaybolup gidiyordu. Ufak bir kum tanesine […]
Defter – Lale Sanem Şekercioğlu
23 Mart 2013 Yine aynı hisler sardı içimi. Hani bazen bir anı canlanır ya zihninizde, hiç yoktan, öylesine, alakasız. Bende bu aralar hep aynı sahne canlanıyor sebepsiz. Sekiz, dokuz yaşlarında annemle birlikte ev gezmesine gittiğimiz bir yaz günü. Deniz kıyısında bir taş evin balkonunda, büyük büyük teyzeler çay içerken ben de bacaklarımı sallaya sallaya oturuyorum. […]
Adalet – Uğur Bayram
Şu vurdum duymaz zaman hırsızlarıKendilerini sonsuz sandıkları yaşam pınarınaÇaldıkları her hayatın günahına sarılarakZamanı zamana satıp, kandırarak atarlar. Onlar sükûta erenlerin katında katilYaşam pınarında yüzen canilerdirAldatamazlar çaldıkları zamanıHayatları bedel olacaktır çalınan hayatlara.
İnsan – Barbaros İrdelmen
Diğer canlılardan farklıBitmez tükenmez umuduylaMüşfik cömert merhametli vefalıSevgi ve aşk dolu Öyle anlatılıyor insan OysaYağmacı, ırz düşmanıYüzyıllardır tekerrür edenOrdularla yapılan vahşi savaşlarTarih, ne kadar farklı yazıyor aynı insanı Kurbanlarını veGünahlarını savcı saydı veİdamına karar verdi hakimDünyadaki en vahşi varlık insan Bilgisiz ama kurnazKalleş zalim ve en kaltakEn çok korkmamız gerekenCahil insanın ta kendisi… Barbaros İrdelmenİstanbul, […]
Kimseye Konulmayan Ad – Muratbay Nizanov – Çev: Janabaev Azizbek
Yılbaşının ilk günüydü. Dün gece yeni yılı karşılamak için geç yattığımız için sabah saat on bire kadar uyumuştuk. Üstümde duran telefonun sesiyle uyandım. Enstitüde okuyan bir arkadaşım olan Dosbergen arıyordu. Henüz selamlaşmadan “Çabuk eve gel”, – dedi. -Evet, ne oldu? -Haber var. -Dinliyorum seni, söyle bana. -Hayır, geldiğinde duyacaksın. Elimi yüzümü yarım yamalak yıkayıp hemen […]
Kimsesizler İçin Dayısız Yaşama Taktikleri – Ramazan Teker
Ey doğduğu şehrin kuytusuna yan yatmış, Hükümetlerin gölgesinde serinleyememiş, Koltuklara yapışık arkalara dili temas etmemiş, Parklardan ve çıkmaz sokaklardan Allah’tan ve vicdanından gayrısı olmayan Kardeşlerim! Araya adam konulmuş olmadığı müddetçe Hiçbir dua mavi kapaklı dosyalarda Aleyhinize delil olarak sunulamaz! Üşünmüş bütün düşlerinizin yüzü suyu hürmetine Merhametinizin sıcaklığını çocukların ellerine hohlayın Çocukluğu is kokanların içindeki karanlığı […]
Ölüm Takı – Kadir Akarsu
Ölüm döşeğinde sıyrılmış dimağımdan bir fikirSon demlerinde beynim bir delilin oyun alanıAzrailin uçuşu, yarin yaptığı ince zikirTatmak da kolaymış şu ölüm denilen yalanı Sehpanın üzeri dökülmüş harflerle ölümcül sesAlnımın ateşi serilemez geceden o tülbenteŞimdi toprak altında kaldı seveceklerim, herkesArtık bir adettir bende yıkanmak kat kat kefenle
Üç Nokta – Meryem Zeynep Akcaoğlu
Üç noktaları severim ben. Elimden gelse soru işareti yerine bile kullanmak isterim üç noktayı. Soruları da sevmem kesin cevapları da. Bitişleri ve büyük harfle başlayan başlangıçları da… Şimdiyse kalemin kağıtta bıraktığı küçük bir ize ihtiyacım var; bir noktaya. Kağıda bırakılan küçük bir izin hayattaki büyük karşılığına ihtiyacım var. Keskin bitişlere, sert cümlelere, büyük harfli başlangıçlara […]
Duman Duman Uzun Gece – Galip Uçar
Ah tepemde yaz günü dönen pervanenin yeliNadir içtiğim sigaranın yaktığım ilk ateşiTüterken usul usul içime çektiğim dumansınEn uzun gece gibi karartsa da ciğerimiÖyle keyifÖyle acıÖyle rahatlatıcıUzun bir hasretin küle dönüp kısalışıVe her seslenişte dumanın gözümü yakışıDamla damla akan senDamla damla akan selVe düşmanlar tanıdığımız soluk yakınımızBolca ardımızdan konuşanlar atıp tutanlarVe bilmediğimiz uzak düşmanlarBelki benden senden […]
Aşk Treni – Önder Güler
Çok şükür geçti aşk treniBir daha dönmesin geriHatta duydun mu bilmemUnuttum gözlerinin renginiArtık hatırlayınca seniGülüp gülüp eğlenirim Çok şükür geçti aşk treniBıraktım artık o çirkin kadehiYazmak için derdimiElime aldığım o kırık kalemi Çok şükür geçti aşk treniArtık geceleri düşünmemGörmem artık rüyalarımda seniUzun uzun bakmam gökyüzüneKandıramaz beni o yalancı mavisi Çok şükür geçti aşk treniArtık gözlerim […]
Yetmişler Vesaire – Osman Akyol
Yıl 1978… Yer Taksim Sıraselviler’de bir gece kulübü… İktisat Fakültesi son sınıf öğrencisiyim ve alttan kaç dersim var hatırlamıyorum. Öğrencisi olduğum İstanbul Üniversitesi’nin o tarihi ana kapısından en son ne zaman girdim, hatta onu da hatırlamıyorum. İstanbul’un da İstanbul olduğu yıllar… Mega projeler ve beton yığınlarına “kent” diyen bir iktidar yok henüz ve tarihi dokusu, […]
Kanlı Dolunay Gecesi – Gamze Şepik
Seni izliyorum kanlı dolunay gecesinde. Yüzünün satırlarını hatırlıyorum. Bana bin asır tanıdık gelen, bin asır el olan gözlerini. Dudaklarını öpüyorum dolunayın gölgesinde. Bana hep kilitli olan kalbini hissediyorum, Yüreğimin en kuytu köşesinde. İstiyorum seni, Yüzünün köşesindeki boşluğu, Yabancı gözlerini, Ruhumu kanatan sözlerini, Arzu fısıldayan ellerini, Hiç bilmediğim boynunun kokusunu. Seni daha çok istiyorum her dolunay […]
Son Yorumlar