Palaçinka – Öznur Unat
Rus lokantasını çok severim. Sarı votka içerim her seferinde. Babam evde limon kabuğu, karabiber ve meyan kökü katarak kendi yaparmış. Yani annem öyle anlatırdı işte. Gide gele müdavimi oldum buranın. Her seferinde aynı masaya otururum. En sevdiğim dostlarımla ya da tek başıma fark etmez, nasıl gittiğimin hiç önemi yoktur. O masaya oturduğumda hissettiğim yegâne duygunun […]
Günlerin Evine Otobüs – Halis Tamkoç
arayüzler kutusu ! nereye taşır, taşınırsın var mı haberin; yükün yüzler katısı ? . kirlenen kulaklara gürültü dökülür.. değil ! gittiler sadece duyurmaya uzak daha uzağına çağrılıdır gibi bir sır geliştiriyor kuytularında incelik… . sorma bir buluşma gerçeğini alınır da üzülürsün küs adamların inancı… . yiyerek akşamın kara ekmeğini gün yorgun biner otobüsüne gün yorgun […]
Melankolik Manifesto – Yahya Çerkez
şimdi kapatmak zamanı kepenklerini yalnızlar çarşının bilmem kaç kere kırkını dolduran ölülükten kırk yıllık hatıralara terfi ediyorum bonkör distopyalardan çingene ütopyalara güvercinlerimi sürüyorum terk edilmemiş akşamları getiriyorum sana gözlerinden geriye kalan yedi cehennemin tutuşmasıdır boğulmasıdır yedi cennetin devşirirdik biz yerin yüzeyinden kurşunları tabanından aşkları. . bir yetimin ardından nasıl kuşatılmışsa telkarili araziler öylece bildim -varolduğunu […]
Bezelye Üstü Pilav ve Taze Yoğurt – Hüseyin Çağırgan
Her sabah gibi o sabah da erkenden uyandı. Yatağını topladı. Banyoda elini yüzünü yıkadı. Mutfağa gidip çayı koydu. Ekmekleri dilimledi. Tost makinesine bir bir yerleştirdi. Buzdolabından peyniri, tereyağını, kendi elleriyle yaptığı ayva reçelini çıkardı. Yumurtayı bu sabah yağda yapacaktı. Kocası Murat yumurtayı en çok omlet şeklinde severdi. Masayı donatıp çayı demledikten sonra yatak odasına gitti. […]
Çalar Saat – A.Mehtap Sağocak
Sabahları hep kendim uyandım ben. Başucu saatimin ilk çalışında gözümü açıp, hiç oyalanmadan yataktan çıkma alışkanlığım vardır, çocukluğumdan, ilkokul günlerimden beri. Annemin beni uyandırmak zorunda kaldığı, nazlandığım ya da geç kaldığım zamanlar çok enderdir. Okula gitmeyi de hep sevdim, sonuna kadar da sürdürdüm öğrenciliğimi, ta doktoraya değin… İş yaşamında da, üniversitedeki görevime, derslerime giderken de […]
Hep Bu Dünyadaymış Gibi Yaşamak – Senanur Karasu
Her an kapımızda olan ama aklımıza gelmeyen tek gerçek, ölüm… Hangimiz hatırlıyoruz bu gerçeği? Hangimiz bu gerçeğin bilinciyle yön veriyoruz hayatımıza? Bugün varız, yarın yok… Belki de saniyeler sonra yok olup gidecek bir canımız, bedenimiz var. Ama biz tüm bunları unutup kibrimizle yön veriyoruz hayatımıza. Ömrümüzü bugün yok olup gidecek gibi değil de ilelebet bu […]
Yeşili de Siyahı da – Fatma Ozan
Zeytin diplerinin halini hatırını soran var mıdır? Yahut başına dayalıyken hatırımız Altından sorumlu mudur Üstü diyorum üstü, altından sorumlu mudur, Barış da uçuşan yapraklar da dikkatimizdedir. Dibinden, tohumunu verenden, anasından Haberli miyiz ya da habersiz gibi miyiz? Kimliğinden, cinsiyetinden hatta kütüğünden, Gerek özünden var mıdır sorumluluğumuz? Yoksun olunmamalı dibindeki kurtçuklarından, Altındaki tezekten Varına, doğumuna yakınken […]
Ne Hissediyorsunuz? – Dilek Kurt
Ne hissediyorsunuz? Yeniden dedikleriniz için bir arayış, rastgele ya da sımsıkı tutunduğunuz bir dal ve heyecan. Ya da umut? Var mı? Muhakkak… Şunu biliyoruz ki hayat devam etmeyi arzular her defasında. Misal en sevdiklerimizi kaybederiz kimi zaman değil mi ya da tarifsiz acıların silsilesiyle artık kendimizi çaresiz varsayıp ellerimizi başımıza dayarız. Tam o sırada dışarıda olan biten […]
Biz Küçüktük Dünya da Öyle – Pelin Gezeryel
Sıkıcı ve hayli yorucu bir iş gününün ardından gece, çocukları yataklarına yatırıp, ben de yattığım yeri beğenmiştim. Çok geçmeden de uykuya dalmıştım. …. İçeriden; radyodan, alaturka şarkıların ezgileri geliyordu. Peşi sıra, annem sesleniyordu. “Selin, Gülbin, haydi kalkın. Sabah oldu. Okula geç kalacaksınız!” Annem!… Evet annemindi o ses… Bize sesleniyordu! Gözlerimi yavaşça açıyorum. Odamdayım. Ama, […]
Süs’Pansiyon – Sayha Develi
Üç ayaklı bir sehpa kadar tedirginimdünya kurdelelerini boşaltıyor sen saçlarını topluyorsun.en son yaptığın el işi, ve oya hepsi haricindeyanağında façasıyla geziyorsun geçmişimizin… dokunduğun an bileniyor sustasız bir bıçak-durmadan büyüyen bir kahır yakıyor kendini-çöle yağmurlar indirmek için!düşündükçe seni göğsüme vuruyor bir hallaç-vursun.belki de azaltmak için, göğsümdeki Demirin! Tedavülden kalkan madeni her şey üzerime geliyor-bir tren, bir […]
Oklahoma’da Bayrak – Gökmen Gezer
Yekpare azamet göğsüm, Bir direk misali, ruhumu, Nasıl çeker göndere? . Çünkü evvela, Ben, atarken adımımı Soluklanır saatler, Saatler, Durmadan sevişir, akrep ilen, yelkovan ilen, Yok mu bir bilen, Nasıldı bir kadının bacakları? . Yürürken kimeydi salınışı, Oklahoma’da ufacık bir bayrak gibi, Bir o yana, bir bu yana? . Benden size bir öğüt, baylar ve […]
Bitmişlik – Şiyar Ayaz
İhmal ettiğim güncem, Tüm kaosa Adım adım yürümeli Her şey rezilliğe Tanrısallaşmış karanlığa Elleri cebinde sokakta Çocuk gibi davranıp Hâla iyileşme konusunda işaretin olmadığına.
Jane Eyre (Charlotte Bronte) – Ahmet Gürkan Coşkun
Edebiyat dünyasında Bronte Kardeşler olarak geçen Anne, Charlotte ve Emily Bronte yaşadıkları dönemde ilk başlarda yazdıkları eserlere yayımcı bulamamış ve takma adlarla eserlerini yazmaya başlamışlardır. Ancak öldükten sonra eserleri yayımlanmaya başlamıştır. Arkalarında birçok gizem bırakmış olan bu kardeşlerin, eserlerinin halen hangi kardeşe ait olduğu tam olarak belli değildir. Ama Uğultu Tepeler’in Emliy’e, Jane Eyre’nin ise […]
Son Yorumlar