ve ayazında
aynı mehtabın,
kırmızıya çalar ,
vakitsiz düşler
“aşkın harı” gibi,
yanaklarında!
ah!
uzanayım..
yanı başına,
nefes sıcağı kadar yakın,
yürek ürpertisi kadar içte
ve
kasık sancısı kadar tutkulu,
dudak payı kadar
iç içe..
sonra,
nefes kadar sen
“hoş geldin”
inlemesi yüreğin!
ve sevgilim,
hayat
son bir bahar
(daha)
verandaya kıvrılmış
suskun çığlıklar
fırtınaların eteklerinde
umut kadar işte!
kuzey*
*Mahmut Güven
Bir cevap yazın