buz öptü denizin aynasını
geçti karşısına gök,
baktı kendine gök
ağardı
ölüm uzakta bir sanrıydı önce
içinden geçenleri tutamayan rüyası minik karıncalara selamlı
sonra büyüdü kayıplar ve acılar
döktü tuzu eliyle rüzgarlar
büyüdü veryansının ağıtı
sordu adamın biri boşluğa
neden?
neden çocukluğumun diz kapakları böylesine yaralı?
kesiklerin tek derdi yaşamakken 2 oda 1 salonda
susmadı resimler, susmadı kapalı televizyonun ekranı
ya sonbaharın hesabı
kaç santigrat derece miydi, düşen kaç yaprak mı?
gidiyor koş
koş yakalayamayacağını bile bile koş
çabalar, gündüz parlayan umudun yıldızları
esmerleşen bir yüzün kiri sabunlara gülümser
hatırla oyuncaklarının son nefeslerini
hangi çocuk çocukken sever her gün yıkanmayı?
Bir cevap yazın