her gidiş içimde oyuklar açar
paslı prangalar ayak bileklerimde bilenir
gün yüzü görmemiş zülüflerin arasına gizlenmiştir aşk…
al aklımı,kuş besle,düş kur,ağaç dik,çiçek ek
odun topla ateş yak,isyan ateşi olsun
çevrele ateşi,kucakla
sev ama yalın sev
zülüfleri ver ateşe,kavrulsun zaman
dinledim ruhundaki müziği,aklım yitti
ben bir sığınak, dingin bir liman ararken
fırtınalar içinde buldum kendimi
kalbimin ses tellerine dokunurken notalar
öğrendim ki bir kez daha hüzündür aşk
karakışta bahar tadıdır,gizildir aşk
birazcık Yasmin Levy’den “ yo en la prizion” ‘dur aşk
birazcık Fahri kayahan’dan “ayrılık ateşten ok”,
birazcık Veysel’dir “güzelliğin on para etmez şu bendeki aşk olmasa”dır
ruhum depremlere gebeyken
birazcık sen birazcık bendir aşk.
al aklımı,çıkalım sokağa, üleştir ruhunu benimle
çocuk tarafımız hiç büyümesin
değerken ellerimiz birbirine
uzayan karanlık ırmaklarda ayinlere katılalım
su yıkasın bizi,ruhumuzu,arınalım benlikten
özlem denilen korkunç yalnızlığımla
ağır ağır hesaplaşırken kendimle seni severken
papatyalar gecenin ilk ışıkları ile boyun büker kendi yalnızlığına
heybesinde kitap taşıyan atlılar
zamanın söküğü gibi dikilirken ömrümüze
ay ışığında nöbete dururlar usulca
biraz şiir,biraz öykü biraz müzik doldur yüreğime
senden başka kim anlatabilir ateşböceklerinin hikayesini
ışığı görmezse, baykuşlar da ölür kalbimizde
çiçekler de…
23 Mayıs 2017/ Büyükdere
Bir cevap yazın