Bu ay daha önce denemediğim bir tür olan antimilitarist, politik bir animasyonla karşınızdayım. Gerek filmin belgesel tadında anlatımı gerekte konu ağırlığından dolayı, açıkçası yazmakta biraz zorlandım. Animasyon Türkiye’de hala belirli bir kitleye hitap etmektedir. Oysa ki çizgi dilinin manası çok daha derindir. Bazen somut, yaşanmış hikayeleri görsel olarak sunmanın bir bedeli olur ancak verilmek istenen mesaj da başka türlü verilemez. Anlatacağım filmde bunun en tipik örneği olup tamamen gerçektir.
1982 yılında bütün Dünya’nın kilitlendiği Lübnan’daki Sabra ve Şatilla katliamını ele alan bu belgesel tadındaki filmin ana karakteri olan Ari Folman, bir barda oturup asker arkadaşıyla sohbet etmektedir. Esas giriş noktası da bu sohbetten çıkan kayıp hatıraların izini sürmekle başlar. Ari, savaş ve katliama dair hiçbir detayın zihninde kalmasına müsaade etmediği gibi, bunların peşine de düşmemiştir. Fakat anılar zamanla öyle vurucu olabilir ki kişi geçmişe dair oluşan boşlukları kendi detaylandırmak zorunda kalabilir. Bunun insanda yarattığı tahribat ise vehimdir. Bu buhranın yıkıcı noktası ise insanın yüzleşmek istemediği gerçeklerin ta kendisi olur. Zaman içerisinde bu olayın neresinde olduğunu bulmak için yola koyulan Ari, cephede savaş anılarına ortak olan asker arkadaşlarını aramayı kafasına koyar. Hafızasında kalan boşlukları doldurmaya çalışır. Bu boşluklar sonucu yarattığımız korku bütün benliğimizi kapladıkça, bazı hatıraları gerçekten hatırlayıp hatırlamamakta kararsız kalabiliriz. Fakat zihinimiz bize öyle oyunlar oynar ki, gerçek olmayan bir olguyu da kendi kalıbında barındıramaz. Ari’nin de bütün yaşamı boyunca yaşadığı buydu aslında. Babasının 2. Dünya Savaşında Auschwitz toplama kampında yaşadığı buhranları ve bu katliamın sır olan yanlarını keşfettikçe, aslında 6 yaşından itibaren en büyük yıkımların, kendisinin içinde yattığını görmesi olur.
O zamana kadar tabanı karışık olan Lübnan bir çok etnik grubun barınıp, huzur içinde yaşadığı bir yerdi. Fakat büyük otoritelerin toplumlar üzerine oynadığı hain oyunların etkisiyle belirli bir kitlenin içine yerleştirilen fitne tohumları kardeş olan halkları düşmanlaştırdı. Dış müdahalenin olduğu her noktanın vardığı kaçınılmaz son ise kargaşadır. O nedenle hiç kimse durumu yadırgama noktasına taşıyamazdı. Ve böylece Batı Beyrut’un en büyük başkan adayı olan Beşir’in bir suikasta kurban gittiğini öğrenen aşırı sağcı Falanjist Hristiyanlar, kutsal alanlarına bir müdahalenin olduğunu iddia edip bu olayın sorumlusu olarakta Filistin’li teröristleri gösterdiler. Zamanının savunma bakanı Ariel Şaron’da bölgeyi koruma amacıyla (!) falanjistlerin Filistinlilere yaptığı bu soykırıma kayıtsız kalmıştır. Film İsrail penceresinden bakıldığında bir günah çıkarma olarakta adlandırılabilir ,fakat önemli nokta ise bu olay, Dünya konjöktürü açısından üstü kapatılan bir soykırımdır. Üstelik hala aydınlatılamayan bir soykırım. Ve arka plandaki gizli kahramanlarda hala kirli vicdanlarından kaçmaya devam etmektedir. En büyük yanılgı da bu olsa gerek, nerede olursak olalım zihnimizin bizi bırakmayacağı noktaların da olduğunu bilmekte fayda var.
Bu arada filmin sonundaki birkaç dakika o zamana ait gerçek görüntülere ait. Kadınların ve çocukların köylerine dönüş hikayesi ve yıkık bir kent…Gözlerdeki hüzün, yüreklerdeki çığlık. Bu durum hangi insan vicdanına sığdırılabilir ki? Filmi izlerken de sık sık boğazınız düğümlenecek ve tuhaf bir acziyete düşeceksiniz. İnsanlığın en büyük acısı üstüne kafalarınızı da yoracaksınız. Olayın nedenini, nasılını ararken aslında içeride, ruhlarımızda yatan kötü yanlarımızı bularak bir keşfe çıkacaksınız. Ben bu yüzleşme için birkaç ay bekledim. Daha önce de çok defa yazmakta es geçtiğim bu filmin aslında iyi bir zamanlama da gündeme gelmesinden yanaydım. İyi de yaptığıma inanıyorum. Şu an da kamuoyunu meşgul eden Suriye’de ki savaş manzaraları ve vicdanlarımız üzerine oynanan oyunlar…Savaşın her türlü çirkin yüzü ve hiçbir insanın hayatının hafife alınmaması gerektiğine dair iyi bir canlandırma. Asıl mesele de insanın geçici telkinlerle ilerlemesinden ziyade kendisine ve çevresine olan farkındalığını arttırmasıdır…
Yönetmen ve Senaryo: Ari Folman
Yapımcılar: İsrail, Fransa, Almanya, Amerika, Belçika, İsviçre, Finlandiya, Avustralya (2008)
Imdb : 7.9
Bir cevap yazın