“Kayıtsızlaşmak” bu kelimeyi ilk ne zaman duydum hatırlamıyorum ama anlamını tam olarak öğrendiğim gün hayatın başka bir yüzüyle karşı karşıya olduğumun farkına vardım . Belki de bu yüzdendir tüm bu sahte gülüşlerin ve sevişlerin olduğu dünyada kendi görünmez kafesimi inşa edip aynı zamanda özgürlük için dua etmiştim fakat şimdilerde benimle aynı kafeste olmasını istediğim birinin var olması bende her bir parmaklığı gökkuşağı olan, yeni , içinde kocaman galaksiler barındıran , bizden başka düşünebilen hiç bir varlığın olmadığı yeni bir kafes inşa etme isteği uyandırıyor. Şimdi sizden silindir şeklinde iki ucu sonsuz bir asansör boşluğu hayal etmenizi istiyorum fakat içinde asansör yerine kenarlarından toz tanesi dahi sızmayacak şekilde bu silindir boşluğa yerleştirilmiş , tonlarca ağırlıkta , iki metal kapak düşünün . İşte bazen kendimi o iki kapağın ortasında konumlanmış halde buluyorum aynı zamanda benimle beraber tüm olumsuz düşünceler de kapana kısılıyor . Ve ben ne mi yapıyorum ? Bu biraz garip gelebilir belki de güleceksiniz hatta bu düşünceyi de alalım o sahneye. Ve.. Hepsini sonsuz boşluğa itiyorum tabi bazıları biraz inatçı çıkabiliyor bilirsiniz işte , bize yüklenen ağır sorumluluklar bazen öyle bir yapışır ki ruhunuzu yavaş yavaş emdiğini hissedebilirsiniz . İşte tüm bu düşüncelerden kurtulduğum an silindirin içindeki o ağır kapaklar devreye giriyor hani olur ya boşluktan sekme ihtimaline karşı beni koruyorlar . Başta da dediğim gibi toz bile sızmıyor bu kapaklardan ve tonlarca ağırlıkta sağlam çelikten yapıldıklarını bildiğim için gönül rahatlığıyla orada kalıp güvende hissediyorum . Şimdi ” ne saçmalıyor bu kadın yahu ” diyenleriniz var duyabiliyorum hatta iyice çizgiyi aşıp ” delirmiş bu be!” diyenlerin sayısı çoğalır gibi . Fakat ben uzun zamandır beynimin içinde bu silindirin içinde güvenle yaşadığıma inandırmaya çalışırken buluyorum kendimi “peki İşe yarıyor mu ?” Diye soruyor biri , evet duyabiliyorum… Her zaman demeyelim de çoğu zaman beni rahatlatan en iyi yöntemdir bu . Aslında çoğu insanın buna benzer yönetenleri vardır hatta geçen yaz okuduğum sıkıcı bir kitabın yazarı “Beynin çatı katı” olarak tabir edilen bir yerden bahsediyordu . Her bilgiyi bir sürü çekmecesi olan dolaplarda ayrı ayrı yerlerde saklamaktan falan bahsediyor.. Yahu bunu bulmak için tam on sene araştırma yapmaya gerek yok ki… Eskiden çok temiz bir çatı katına sahipti beynim fakat yıllar geçtikçe bakımsızlıktan biriken düşünceler ağır bir katman oluşturmuştu , ben de kazımaya çalıştım fakat tahmin edersiniz ki bu olay şu alışılagelmiş deterjan reklamlarındaki kadar kolay olmuyor baktım kazımaktan yoruldum ben de her şeyi yıkıp paslanmaz çelikten kir tutmaz uçsuz bucaksız bir boşluk inşa ettim böylece kendimi kötülüklerden daha iyi savunabileceğimi düşündüm. Yeterince kafa şişirdiğimi düşünüyorum o yüzden siz kendi savunma mekanizmanızı oluştururken daha basit bir düzenek kurmayı tercih edin ki eğer bir gün anlatmanız gerekirse sağlam olan çene eklemleriniz zarar görmesin.
Bir cevap yazın