- BİR AHMET ÜMİT ROMANI “PATASANA”: OLAYLARLA KİŞİSELLİK ARASINDA
Ahmet Ümit’in ünlü polisiye romanı Patasana, iki bileşik hikâyenin, aynı ana fikir üzerinde dolanmaları ile geçiyor. Biri Fırat Nehri yakınlarında yapılan kazı sırasında geçmişi 1915’lere dayanan benzer cinayetler silsilesine; diğeri, Hitit dönemi yazmanı Patasana’nın anılarına. İkisinde de benzerlikler var: insanoğlunun vahşeti ve kıyım.
Bu vahşet veya kıyım karşısında olan Patasana ve Timothy isteyerek ya da istemeyerek aklın ve vicdanın alamayacağı başka canice vahşete neden oluyorlar. Hitit döneminde sadece bir şehir halkını kıyımına neden olunmuyor; utanç, küçülme, kendi halkına zarar vererek “hiçlik” durumuna düşmeyle karşılaşan Patasana ile modern dönemin insanı Vietnam gazisi ve hiç yoktan dört kişinin katili Timothy arasındaki benzerlik hayal gücünü zorluyor. İnsan dimağının yanlış çalışması ile nasıl bir tutulmaya neden olabileceğini sorguluyor.
Patasana ve Timothy’nin amacı aynıdır. Dünya tarihinde insanların yol açtığı vahşeti durdurmak. Timothy bunun için suçsuz insanları öldürmeyi seçmiş, farkındalık yaratmak istemiştir. Patasana ise yazarak daha sonraki nesillere duyurup örnek olmalarını sağlamak.
Modern Türkiye’deki Kürt isyanı ve Ermeni kıyımı ile bağlantılı gelişen olayları, geçmiş Mezopotamya kültüründe aşkın ve tutkunun yol açtığı kinin insanı neler yapmaya sürükleyebileceğini göstermesi açısından Patasana, romandan öte bir metin olma özelliği taşıyor.
- “PATASANA”NIN TEKNİĞİ ÜZERİNE
Ahmet Ümit’in romanı olayların kurgusu, hikayelendirilmesi açısından sürükleyici. Ama roman dili açısından tam oturmamış. Klasikleşme iddiasında olmayan, okuyucusunun boş zamanında hoş vakit geçirme imkanı taşıyor. Daha çok araştırmacı romancılık çerçevesinde yazıldığı belli oluyor.
Patasana’dan anladığımız kadarıyla Ahmet Ümit romanlarında edebi sanat hazzı aldırmaktan çok, okuyucusunu o an bulunduğu mekândan koparıp gezdirme hevesi içerisinde. Kendi deyimiyle romanlarını mekân araştırması, metin araştırması, arşiv araştırması vb. gibi araştırıcı özelliklerle kurguluyor olması, bu gezdirme ve koparma olayının bilinçli bir seçim olduğunu ortaya koyuyor. Ahmet Ümit Patasana’da roman kahramanı ile birlikte romanda geçen olaylara dışardan bakarken okuyucusunun da aynı muhakemeyi izlemesini sağlıyor. Bunun bir polisiye roman tekniği olduğunu roman eleştirmenleri gayet yakından farkında.
Ahmet Ümit televizyonlarda bolca boy gösteren, bu açıdan reklamdan geri durmayan romancılarınızdan; yazılı anlatım tekniğini iyi kullanmakla birlikte, sözlü anlatımda da mahir. Böyle bir açıdan baktığımızda her yazdığı roman kaçınılmaz olarak fazla satıyor olması bir medya market olarak karşımıza çıkıyor.
Sonuçta romanda okuyucuyu olaylar sarsıyor. Ama bazen okuyucuyu romanlarda duygu düzeyi yüksek sarsıntılar da hissetmek isteyebilir. Bu Patasana’da sadece birkaç yerde Esra’nın çıkışları ile kendini buluyor. Ama sonra ne olacak kaygısı ile oluşan romanda, bu duygu patlamaları gereken etkiyi yaratmadan atlanıyor. Sonuçta Ahmet ümit iz bırakmadan romanını okutuyor. Sarsıntılar heba edilmiş oluyor.
Ahmet Ümit (2003) Patasana, 10. Baskı, İst. Doğan Kitap, 402 Sayfa.
Bir cevap yazın