seni kerkük’te gidilmeyen üryan çocuk bedenine,
apartman diplerindeki nakış dükkanlarına,
içimde yığınlanan batık balyalarına bıraktım
bu bırakış bir emanettir içlenen sokak ile gök arasında
döl yataklarına saplanan kırık cam yarasıdır
bilinmeli ki bir hayatın bir hayatı yontmasıdır aşk
böyle demiştir susuz dudak hoyratlığından geçenler
bu eli kulağında bir bırakış
bu eli kulağında bir bırakış güzellemesidir
yaygara kopar süregelen mavisinde haziranın
bahtımızın çizgisidir kıyı koşarı gören liman
boyalı elleri sürünür betona saplanan parmaklıklara
kaç yıkık surat görmüştür taşlarının neminde
bir limana kırılan ve saçılan noktadır anne
ve ölüme uğurlanır doğum izinde oğul
bu eli kulağında bir bırakış
bu eli kulağında bir bırakış güzellemesidir
Bir cevap yazın