Hayal tanrıçalarından yoksun,
Zavallı bir gölge gibi,
Karanlığın sesleriyle örülü,
Vakti kalmayan günün,
Son demleriyle çekilmekteyiz.
Bir düş salkımı,
Taşıdığımız yaraya benzemekteyiz.
İçimiz susmuş, kanar,
Unutulmuş yağmurlarla yıkanır.
Cehennem çukurunda,
Büyütülürken yoksulluğumuz, körlüğümüz,
Renkli camlarda oynaşıyordu iblis.
Ve o anlarda,
Kahpe karanlıklarda,
Mahsur kalır çığlıklarımız.
Ayartılarla kalmadı işimiz.
Açlığın ve ölümün karanlık dehlizlerinde,
Sözünü söylememiş ağıtlar,
Gece karanlığında yitip giderken,
Geçmeyen zamana tutunur.
Dilsiz, lal masallarda anlatılır,
Belki de yaşanmıştır,
Bize benzerler,
Biz de onlar gibi,
Asi haykırışlarla,
Erkenci yıldızlara tutunur gideriz…

Bir cevap yazın