Bir İnsan Kaç Kez Ölür?..
Bir?.. iki?.. yada sayısız kereler?…
Öncelikle ölüm denilen olgunun aslında değişim ve dönüşüm olduğunu hatırlatmak isterim.
●\1 Tasavvufta “Ölmeden önce ölmek” deyimi insanın şuursal sıçrama yaparak Hakikatine uyanması olarak ifade edilir.
●\2 Hakikatinde ise esas olanın Ruh olduğu ve fiziksel bedeninin ise Ruhun tekamülüne hizmet eden bir araç olduğu bilgisine ulaşır. Hizmet süresi bittiğinde ise asıl varlığın tekamül sürecine çok daha üst şuursal sıçrama yaparak devam eder ki bu zahirde fiziksel ölüm olarak adlandırılır.
Peki!.. ölümle yüzyüze gelmelerimiz… bukadarlamı sınırlı?.. tabiki değil!.. Fiziksel bedenimiz varlık sahasındaki sürecini doldurana dek…sayısız kereler ölür ve dirilir!..Ve buna da şuur sıçraması yaşadığı her AN tekrar tekrar maruz kalır. Ne kadar çok şuur sıçraması, okadar çok değişim ve dönüşüm yani diğer bi deyişle ölüm demektir. Şuur sıçraması yaşayan bir insan için bir alt seviyedeki şuura sahip olan benliği ve sıçrama yapabil.esi için ona hizmet eden tüm olay/durum/kişi ve hatta mekan ve zaman…tüm hepsi artık sıçrama yaptıktan sonra var hükmünü yitirmiş ve yok hükmüne evrilmiştir. Değişim ve dönüşüme uğramış yani artık ölmüştür.
●Varlığı iki kategoriye ayırarak inceleyen Ontolojinin (Asıl varlık ve bağımlı varlık) bir örneği ile açıklayalım.
Bir havuz düşünün, için de su olsun. Su olduğu için hacminden de söz edebiliriz. Ancak su yoksa hacminden söz edemeyiz.
● Bu bilgi ışığında her varlık(soyut/somut-maddi/manevi) hizmet ettiği şuur seviyesi dahilinde var- şuur seviyesi sıçrama yaptığı yani değişim ve dönüşüme uğradığı taktirde yok hükmündedir…ki bu durum şuur’un bir alt seviyesi dahilinde kendisini dahi kapsamaktadır.
● Sonuç olarak, bir insan varlık sahasında her şuur sıçraması yaşadığı durumlarda AN içinde sayısız kereler ölmektedir!..
Sema Akkurt
Bir cevap yazın