Kasımpaşa’nın ortasından akan Dolapderesi üstü kapatılınca ismi caddede bulunan “Bahriye Kışlası” yüzünden “Bahriye Caddesi” olmuştur. Aslında sadece kışla değil aynı zamanda Bahriye’nin merkezi daha doğrusu Başkent Ankara alınınca “Kuzey Deniz Saha Komutanlığı” bu caddenin başındadır. İşte bu caddenin üzerinde eski “İş bankası” binası ile kesişen dar ara sokağın içinde yıllardır “Pangaltı” dolmuşları kalkar. Bu dolmuşlar eskiden amerikan arabası veya eski ford taunus transit tarzı küçük minibüslerden oluşurdu. Sonraki yıllarda ise Murat 131, Şahin, Anadol gibi araçlarda dolmuş olmaya başladı.
Anlatacağım olay 2007 yılında geçti. Bir akşam o zaman “Kurtuluş” semtinde bulunan evime gitmek için durakta dolmuş beklerken ayağında tokyo üstü başı dökülen bir şoför gelip sıradaki dolmuşa bindi. Araç 1984 model bir 131 Şahindi. Aracın her yeri dökülüyordu. Ön koltuğa oturup iki kişilik parayı ödedim. Şoför tüm parayı alıp saydı. Dışarıdan kahya bağırdı ! “Maykıl ! Hadi be koçum! Hala burada mısın?” Bizimkisi cevabı yapıştırdı “Sen kaç aylıksın be oğlum ? “ Tövbe, Tövbe !
Yüzünde 3 günlük sakal, ütüsüz sentetik kumaş Pantolon, önü yarıya kadar açık poplin gömlek ile şoför ağabey hızla caddeye dalıp ilk ışıklarda kadar kaza bastı. Siyah yağlı saçları düz ama karışıktı. Sanki bir kaç gündür yataktan kalkıp sonra geri yatıp işe gelmiş gibiydi. Bal rengi gözler çipil ve yüzünde sağ tarafta bir yara izi vardı. Uzun yatay ve sakalsız. Işıklarda durduğunda dayanamayıp sordum.
“Ağabey? Adın Maykıl mı?”
“Yok be oğlum. Ne maykılı Nizamettin.”
“Neden Maykıl diyorlar o zaman? Mihali mi ismin? Rum musun?”
“O hikaye başka ya. Alakası yok. Alaşehirliyim” “Kasımpaşa’da doğdum. Bu arabayı 1984 yılında aldım o zaman bir şube müdürü vardı. Plakayı o ayarladı. 34 BMJ bilmem kaç işte.” Kahkaha atıp vitesi yükseltti. Bana baktı. Devam etti.
“İşte o şube müdürü amir dedi ki unutma senin araba BMJ. Yani “Bitirim Maykıl Jeksın””
Ben bu sefer kahkaha atıp cevap verdim
“Harbiden böyle mi? Yani ondan sonra senin lakabın Maykıl mı kaldı?” Sırıtarak cevap verdi.
“Tam üstüne bastın ! Sade Maykıl değil ! Bitirim Maykıl ! diyerek gevrek bir kahkaha attı. Eskiden Agop abinin olan BP benzin istasyonunun orada ışıklarda durduk. Sağda park etmiş bir arabadan şu müzik geliyordu. Güllü söylüyordu “ A be tencerem var tavam var ! Kasımpaşalıyım avam var !”
“Ağabey neden bu tokyoları giyiyorsun? Rahat olmaz be!”
“Vallahi ben de atacam bunları ama dün tırnak battı etime. Gittim bizim Kızılay’a ama orada doktor yok ki ! Bir pansuman yapıp beni yolladılar. Ayağım daha fena oldu. Bunları giyip öğlen İlk yardıma gittim. Taksime ! Şimdi hala ağrıyor. Ağrıdan duramam yoksa be.” diyerek devam etti.
“Geçmiş olsun Maykıl Ağabey ! Tez vakitte şifa bulursun inşallah. ” dedim.
Dik Dolapdere yokuşunu çıkmıştık. Sola kırıp sokağın içine çekti arabayı. İnip yürümeye başladım. Ergenekon caddesine kadar yürüyüp sola döndüm. Eşref efendi sokağın girişindeki topikçiyi geçip devam ettim. Bilezikçi sokağı geçtim. Evin bulunduğu Baysungur sokağa girdim. Arkamı dönüp mahalledeki tek yeşillik olan çam ve servi ağacı dolu Feriköy Latin Mezarlığının yeşiline bakıp gözümü dinlerdim. Aylardan Haziran. Saat 8 ama hala kararmamış. Gülümsedim. Geri dönüp Mekkareci sokağa kadar yürüdüm.
Bitirim Maykıl Jeksın – Ozan Kemal
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
En Çok Okunanlar
Son Yorumlar
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Songül
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Suzan Tokmak
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Ceren
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Latife
- SESSİZ ÇIĞLIK PERDESİ:BİR AVAZDA-ENGİN DAL(SESLENEN ADAM) için Hazal
Bir cevap yazın