Hikâyeyi az çok biliyorsunuz. İlk olarak Âdem yaratılmış, keyfince yiyip içerken yanına eş birini istemiş. Tanrı’dan dilemiş ve henüz neresinden olduğu kesinleşmeyen Havva yaratılmış. Düşünün, Âdem kendisinden sıkılıp ‘ yeni ve kendisinden biraz farklı’ bir insan olsun istemiş. Bu benim şahsi yorumum.
Şeytan bir sebepten kıskanmış adamı, Havva aracılığı ile dünyaya sürgüne yollanmış. Ceza yerine bak sen! Hani herkesin beğendiği, adına şarkılar yazılan dünya. Bazı insanların şansı ile tekrar döndüğü Dünya. İnsani duyguların yeri geldiğinde güzelleştirip yeri geldiğinde cehennem ettiği Dünya.
İşte o gün bu gündür yeri geldiğinde çoğalmak, hâkimiyet sağlamak için yeni yeni insanlar getirilmeye devam edildi. İlk başlarda herkesin ‘ ay! Yerim ben bunu!’, ‘ay! Bu çok tatlı, bal, şeker, kaymak, aslan, kaplan, böcek.’ Diye garip sıfatlarla sevdiği insanlar, büyüyünce bazen tehlikeli, öldürücü ve bazen çok iyi işler çıkaran varlıklar haline geldiler. Başa dönüp de Habil – Kabil olayına girersek zaten yanmışız. Bu dünyaya çocuk getirme sebeplerinden biri de aile kavramının gereğinin sağlanması içindi ve bunu zaten çoğu insan bilinçsiz olarak da yapıyor ne yazık ki.
O günden bu güne durmaksızın hep bir şeyler değişmiş; fikirler, olanaklar, yaşamlar, bakış açıları, insani duygular, insani durumlar, iletişim araçları, yaşam olanakları, neler neler … Kaç milyar yıl geçmiş, şimdiye başka kolonilerde aklın sınırlarında yaşam formları ile yaşamaya devam ediyor olmalıydık. Belki de Uzaylı denilen o varlıklarda aramızda iletişim kurulmuş, ilişki yaşanmış olmalıydı. İnsanlık öyle yavaş gelişiyor ki, Öyle yerlere takılıyor – ki bunlar gelişime kapalı, değişikliğin kendisine fayda sağlayacağını bilmek, anlamak yerine içinde olduğu durumu güvenli zanneden insan güruhları – adeta yerimizde milim milim ilerleyebiliyoruz. Şimdiye bambaşka boyutta olmalıydık. İnsanoğlunun ezikliğinin bu savaşlar, harpler, vatan için toprak fethinden itibaren başladığına yemin ederim ama kanıtlamak zorunda da değilim.
Neyse efendim, ben bu konuda daha fazla ne sizi ne de kendimi yormayacağım. Dedim ya şartlar durumlar değişti, değiştirildi falanca sebeplerle. Haliyle insan duyguları, bakış açıları başka hal aldı. Şimdiye dek insanlar ya birilerini severek ya da birileri aracılığı ile evlenmiş barklanmış yuvalanmış çocuklanmış, sonra da yok olup gitmişler. Zamanla sosyal medya mecraları çoğaldıkça insanlar evliliklerini, ilişkilerini, ailelerini gözümüze soka soka yaşamaya başladılar. Diğer tarafta, madalyonun diğer yüzünde aile ilişkisi, sevgili arkadaş ilişkisi korkunç hal almaya başladı artık. Zamanla katledilen kadınlarımızın sayısı çoğaldıkça, güven ve güvenlik azalmaya başladı. Sebebi ne boksa kadınlar birer ikişer, bazen de sayısız kez katlediliyor. Egoların, korkakların, kontrolsüz öfkenin yok ettiği güzel kadınlar soldular. Ondan sonra artık tek olsan da kadın olarak zarardasın lanet olsun ki. Aldığın nefes, nefes değil, yediğin yemek zıkkım gibi acı. Hâlbuki üç günlük dünya idi; ekip biçip gidecektik.
Bu dünyadaki hiçbir canlı, diğerinin menfaati için yaratılmadı. Kendindeki eksiği anlamamış olan insan evladı, bunu doyurmak için de diğerinin hayatına zehir koymamalı idi.
Nereden ve nasıl başladı bilinmez ama insanların bilinçaltına yerleştirilen, belki ihtiyaç belki de yalnızlık korkusu ile oluşturulan, ya da ne bileyim o zincirin halkasına düşünmeden kendini bırakmış insanların oluşturduğu ailenin, şimdiki zaman diliminde eskisi gibi kutsal olmadığı açık ve net. Her erkeğin zorunlu olarak askerlik yapması tamam kabul ama herkesin ama herkesin evlilik yapması zorunlu değildir. Kimilerinin tabiatına uymayabilir, kimileri ikinciye tahammül edemeyebilir, kimileri tek olduğunda inanılmaz mutludur. Başkaları uygun gördü diye, başkaları yakıştırdı diye evlenmenin mantığı zaten abes iken yaşı bilmem kaç olmuş kadınların bekâr olması neden sorun oluyor ki? Hele ki en ayar olduğum insan tipi; kendisi ile yalnız kalamayan ya da cinsel istekleri yüzünden her gördüğü kadına musallat olan özgüvensiz, düşük seviyeli, kitap okumamış, hiçbir şeyi sorgulamamış olması her halinden belli, zavallı kişilerin varlığıdır. Bir de bunlar evlenip kendilerinden daha beter canlılar getiriyorlar.
Ben özellikle beğenmesinler diye kendime çok bakmıyorum ama o zavallıların kendilerinden daha az iyi durumda olanlara göz koyduğu aşikâr. Bende de hata var, kazancımı elde etmek öyle yerlere mecbur kalıyorum. Okumalısın kızım , okumalısın kimseye kurban olmamak için.
Bir cevap yazın