Kalbimde yılkı atların sürüsü ayaklanır
Derin bir nefesle çıkıp giderler gökyüzüne
Kırıp geçirir zamana direnen tüm kemikleri
Kurumuş toprağın çatlağı, delip geçtikleri…
.
Yaşım destanların uzak zamanı
Gözlerimden büyülü nehirler akar
Okyanus lacivertine boyar koyu halkalarımı
Sesim çatallaşmış düşlerin kurbanı
.
Kıtalar arası yükselen uçurumdan düşen seslerle
Gözbebeklerinin sesi aynı frekansta
Dünyanın dönüşünü bilmem ben
Senin bana dönüşün olmasa…
.
İçimde biriken kelimeler dilime varmadan çözülür
Suda eriyen vitaminler gibi…
Hafif bir sesi var bu suskunlukların
Ağır bir yan etkisi…
Bir cevap yazın