Che; 14 Haziran 1928’de, Rosario, Arjantin’de doğdu. Ailesi veya çevresi onun 20. yüzyılın en etkili karakterlerinden
biri olacağını bilmiyordu tabiki. Sevilen ve nefret edilen imajı, 68 kuşağının yani Güneş Çocuklar’nın ütopyaları ve taşkınlıklarının simgesi oldu.
Ernesto, Arjantinli üst sınıf aristokrat bir ailenin içine doğdu, aslında 14 Mayıs’ta doğduğu ve anne Celia de la Serna’nın zaten hamile halde evlendiğini gizlemek için doğum tarihini değiştirdiği düşünülmektedir.
Celia başlarda Lynch’in Mision’da sahip olduğu ot tarlalarının içindeki konaklardan birinde Caraguatay’da da gizlenmişti. Doğum yapmak için Buenos Aires’e tekneyle seyahat etmiş, doğumun erken başlaması ileri sürerek Ernesto’yu Centenario Hastanesi’nde doğurmuştur.
Ernesto, İspanyol ve İrlanda asıllı bir ailenin beş çocuğunun en büyüğüydü. Anne ve babasının soyu Basklar’a dayanmaktadır.
Guevara’nın atalarından Patrick Lynch, 1715 yılında İrlanda Galway’de doğmuş, daha sonra İspanya’nın Bilbao şehrine, oradan da Arjantin’e gitmiştir. Guevara’nın büyük büyükbabası Francisco Lynch 1817’de büyükannesi Ana Lynch 1868’de doğmuştur. Galway Ana Lynch’in oğlu ve Che’nin babası Ernesto Guevara Lynch 1900 yılında doğmuştur. Guevara Lynch 1927’de Celia de la Serna y Llosa ile evlenmiş ve üç erkek, iki kız çocukları olmuştur.
Ernesto, Palermo mahallesinde, 2 yaşında ilk astım krizini geçirmiştir. Guevaralar, daha sonra Cordoba eyaleti Alta Gracia’ya taşınmış , sonraki 17 yıl orada yaşamışlardır .
Ernesto, 1947’de arkadaşı Alberto Grados ile tıp okumak için Buenos Aires’e taşındı. 1950’de arkadaşıyla birlikte ülkenin kuzeyine ilk yolculuğuna başladı, Arjantinli yerli halkların zorluklarıyla karşılaştı, Marx ve Nehru’nun fikirlerini benimsemeye başladı. Döndüğünde alerjiler konusunda uzmanlaştı ve Dr. Salvador Pisani’nin kliniğinde işe başladı. Ocak 1952’de Grados ile birlikte hayatlarını değiştiren yolculuğa başlarlar. Cordoba’dan “Güçlü II” adını verdikleri bir motosikletle ayrıldılar. Bariloche’ye, Arjantin’e gittiler, Şili’ye geçtiler, motosikletlerini bıraktılar, Peru’da otostop çektiler. Ernesto her adımda karşılaştığı adaletsizliklerden dolayı öfkelendi.
Onları; Amazon kıyısındaki San Pablo cüzamlılar arasında birkaç ay geçirdikleri Iquitos’a götüren doktor Hugo Pesce ile işbirliği yapmaya karar verdiler. “Mambo-Tango” adını verdikleri hastalar tarafından inşa edilen bir salda; Leticia şehrine, oradan deniz uçağı ile Bogota’ya ulaştılar, sonunda ayrıldıkları Caracas’a ulaştılar. Grados orada çalışmak için kaldı ve Ernesto eğitimlerini tamamlamak için Buenos Aires’e geri döndü.
1953’te Carlos Ferrer ile ikinci yolculuğunu gerçekleştirdi. La Paz, Cuzco, Machu Pichu, Lima, Guayaquil’den geçerek Ernesto’nun çok şey öğrendiği devrimci bir süreçte yaşanan Guatemala’ya kadar geçtiler. Meksika’ya varan Ernesto, yakın zamanda serbest bırakılan Fidel Castro ile tanıştı ve devrimci bir kurtuluş planlayan bir grup Kübalı ile tanıştı. O gün “26 Temmuz” hareketi doğdu. Küba diktatörü Fulgencio Batista’yı devireceklerdi. Yıllarca süren hazırlıklardan sonra Kasım 1956’da, Granma’da, 82 adam, Küba kıyılarına ulaştı. Ordu tarafından görüldükleri için neredeyse tüm silah ve ilaçlarını kaybettiler. Çatışmada çoğu tutuklandı ve vuruldu, dağıldıktan sonra sadece 12 tanesi Sierra Maestra’ya girerek kurtuldu. Tehlikeli bir başlangıçtan sonra kırsal çalışanlardan destek aldılar ve 28 Aralık 1958’de Fidel Castro, Raul Castro ve Camilo Cienfuegos ile birlikte son saldırıyı başlattılar, Ernesto’nun diğer hayatı orada başlayacaktı.
Cesareti ve askeri yeteneği sebebiyle ona ‘comandante ‘ denmeye başlandı. Bu rütbe 26 Temmuz Hareketi’nin askeri yapılanmasının en yüksek rütbesiydi.
7 Şubat 1959’da zafer kazanan hükûmet tarafından Guevara “doğuştan Küba vatandaşı’’ ilan edildi. Küba’da çeşitli kademelerde çeşitli görevler üstlendi.
Aynı zamanda doktor olduğu için “Halkın Doktoru” olarak bilindi.
Vietnam, Bolivya ve Kongo gibi ülkelerin devrim mücadelesine destek oldu. Dünya sosyalistleri ve koministlerinin en önde liderlerindendi olmuştu.
Bolivya’da devrimini gerçekleştirmek için özel gerilla grubu ile Bolivya’dayken birinin onları Bolivya Özel Harekat Birliği’ne bildirmesi üzerine kamp 8 Ekim 1967’de kuşatılır. Guevara devriye gezerken yakalanır. Ayaklarından yaralandıktan ve silahı bir mermiyle tahrip edildikten sonra teslim olur. Yakın bir köye götürülüp ertesi gün öğleden sonra infaz edilir. Öldürüldükten bir gün sonra cesedi Dünya basınınca teşhir edilmiştir.
Gerçek adı Ernesto Guevara’dır. Peki Dünya onu Che olarak tanımışken bu isim nereden gelmiştir. Kübalı yoldaşları ona takılmak için kullanıyordu bu seslenişi . Zira Ernesto; La Plata çevresinde doğan tüm Arjantinliler gibi ‘dost’ anlamına gelen ‘che’ seslenişini sık sık kullanırdı.
Dünya’da bilinen en ünlü fotoğrafını da Alberto Korda, 5 Mayıs 1960’ta La Coubre Patlaması kurbanları için yapılan anma töreninde çekmiştir.
Fotoğrafın adı da Guerrillero Heroico’dur.
Bir cevap yazın