derin sularda ayaklarının kumu araması gibi
ellerini açıp gökyüzüne yağmur beklemek
çiftleşme öncesi keskin kokular yayarak
koşup koşup suya atlamak yanık teninle
bazen huzursuz kalan nefesine derin bir oh
bazen bir eyvah bazen de eyvallah demek
beklediğin gelmediğinde yakılan sigara
bir çocuğun gülümsemesine asılan çerçeve
bir kuşun kanadında havalanan heyecan
yanağına konan ilk öpücüktür annenden
her şiir sen ve sana dönüşür her hikaye
hayat biriktirir seni sen yitip giderken
kuru dalları çıtırdarken ayaklarının altında
basıp geçtiklerin ses verir derinden derinden
derindir kesiklerin her el sallayışında acıtır
sevdalandıkça acıtır hatta her seviştiğinde
yelkovanlar havalanır akrep zehrini akıtır
kin ve vicdan arasında akıp giden zaman
köşe başında pusu kurar heves ettiklerine
kursağında biriktikçe tarih olacak hezeyan
sen yitip giderken seni biriktirir yaşam
kayıp bir efemera olmak gibi sahafta
tozlu bir sayfada unutulup gitmek
bir koleksiyonerin eli değinceye dek
olmaz dediklerinin kavşağındasın artık
bütün senlerin çarpışacağı yol ayrımında
önce sağa sonra sola en son da aynaya bak
attığın adımla birlikte hikaye son bulacak
Sertaç ÇIRALI
Bir cevap yazın