Çıldıran Serçenin Baladı
Tezer Özlü ‘ye
Süren, akıp giden bir yaşamın içinde
Sürüklenip gitmek
O ne inanılmaz coşku
Anılarım sonsuz gerilerde
Bütün görüntülerin renkleri soluyor
Ama kaybolmuyor hiçbir şey
Acıda tatlıda olsa
Benim yitip gitmemi bekliyor
Bugün yine ufka daldım
Uzun uzun seyrettin
Güneşin doğuşunu batışını
Bulutların rüzgârla birlikte koşusunu
Yok, olmuyor böylesi görüntüler
Yeşilse yalnız griye dönüşüyor
Yalnızlık ve ürküntü rengine
Anadolu’nun her hangi bir yaylasında
Ya da Afrika, Asya ve Uzakdoğu’nun
Herhangi bir yerinde doğdum
Biliyorum köklerim bu evren’e ait
Aradıkça buluyorum
Tüm kentler, ülkeler
Tüm sınırlar halklar
Gelecek güzel günler
Ve de yeryüzü kadar yakın bana
Ha memleketim
Ha Uygur’da yemyeşil bir dağ
Ha da Amazonlar da olmuş ne fark eder
Yeşilse yalnız griye dönüşüyor
Her şey
Hepsi bizden hepsi bize ait
Yaklaştıkça insanlara daha fazla
Uzaklaşıyorum düşmanlıktan
Öfkeden kinden arınıyorum ,
Biliyorum aynıdır her yerde aslında
Gün batımları gün doğumları
Karanlıklardan bulutların çıkışı
Aydınlığa ulaşışı
Ulaşıyorum aydınlığa
Bütün acılardan
Bütün görevlerden
Bütün kurallardan
Arınık
Yıldım
Akıl ve çılgınlık arasındayım
Beynimden geçenler
Yıldırım hızında
Sözcüklerin hiç durmadan
Atlayışını nasıl anlatabilirim
Ürküttüm gövdemi
Göğsümü yakan darlığı yırtıp attım
Düşümü, düşüncemi
Özgürleştirdim
Hiçbir şey
Hiçbir acı
Hiçbir korku
Düzen ve güven
Kadar ürkütücü değil
Aklımı alıştırdım
En acıya
En derine
En sonsuza
Battım
Gövdemden koparıp başımı
Özgürleştirdim
Artık hiçbir yerdeyim
Ne gün
Ne gecedeyim
Ne doğuşunda
Ne de günün batışındayım
Ne sessizlikte
Ne çığlıkta
Akılımın uçtuğu yerdeyim
Sakin ol
Sınırlarını aş
Gülüşlerden geç
Öpüşlerden geç
Anlamsız konuşmalardan
Kopar dilini gövdenden
Özgür ol
Mehmet Özgür Ersan
Bir cevap yazın