Son dönem sosyal medyada ciddi bir kampanya yürütülmeye başlandı: “Çocuk Gelin tabiri olayı sempatikleştiriyor, bu vahşete Pedofili demeliyiz,” şeklinde…
Ben her zaman olduğu gibi, bu söylemin de başka bir boyutuyla masaya yatırılması gerektiğini düşünüyorum.
Konuya giriş yaparken öncelikle vurgulamak istediğim nokta, ülkemizde eğitimli kişiler de dahil pedofili sözcüğünün ne anlama geldiğini bilen insan sayısısının son derece sınırlı olduğu.. Bu gerçekliği, konunun üzerine düşünmeye başladığımdan beri birebir gözlemlerimle de tespit ettim; kırk yaşının üzerinde ve üniversite eğitimi almış birkaç kadın arkadaşıma mevuzuyu açtığımda işittiğim ilk cümle şu oldu: “Pedofili ne demek?”
Efendim “pedofili”, yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi veya ergenliğe yeni girmiş, çocukları – ki bu çocuklar erkek de olabilmektedir- cinsel açıdan çekici bulmasına ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık demektir. Bu durumdan muzdarip kişilere de “pedofil” denir. Bu psikoseksüel rahatsızlığa genellikle başka psikiyatrik rahatsızlıklar ve sosyal fobiler de eşlik eder. Pedofillerin neredeyse yüzde yüze yakını erkektir ve bu insanların büyük bir çoğunluğunun kendileri de çocukluklarında ya da ilk gençlik yıllarında cinsel istismara maruz kalmışlardır.
Bu kişiler genellikle, istismar ettikleri çocuğa zarar verdiklerini hissedemedikleri gibi, üstüne üstlük çocuğa cinsel eğitim verdiklerini zannedebilecek kadar hasta, farkındalık ve empati yoksunudurlar.
Özcesi, pedofili, bir insanın başına gelebilecek en ağır, en baş edilmesi güç, tedavisi nerede ise olanaksız bir ruhsal bozukluktur. Güdüleri öylesine güçlü ve önlenemezdir ki, toplum dışı kalmak, ailelerini ve kariyerlerini kaybetmek ve benzeri hiçbir yaşamsal riski gözleri görmemekte, bu karanlık gerçekliklerini gizlice yaşayabilmek için bütün varoluşlarını bunun üzerine kurgulamaktadırlar. Tedavisi öylesine imkânsıza yakın bir hastalıktır ki, küçük çocukları bu insanların saldırılarından koruyabilmek için günümüzde son çare olarak en ilkel yöntemlere başvurulmak zorunda kalınmış, birçok Amerika eyaletinde ve Avrupa ülkesinde bu insanların muhtelif ilaçlarla bir “nevi” psikolojik olarak hadım edilmeleri, cinsel hislerinin yok edilmesi yoluna gidilmiştir. Ancak, buna rağmen eylemleri durdurulamayan hastalar kayda geçmektedir ki, bu hâl durumun vehametinin en açık göstergesidir.
Şimdi buradan gelelim özellikle bizimki gibi müslüman ve azgelişmiş ülkelerin yaralarından birisi olan ve ülkemizde uzun yıllardır “çocuk gelin” şeklinde tabir edilegelen trajediye. Yaşça oldukça büyük erkeklerin, birçoğunda ergenliğe ilk adımlarını bile atmamış küçük kız çocuklarıyla evlenmeleri, kökeni çoğunluk dini ve kültürel teamüllere, “görece” zorunluluklara, yoksulluğa, ya da yaşam tarzına dayalı hatta bazen bir ticaretin söz konusu olduğu sosyolojik bir olgu ve bilinçli bir insan ayıbıdır. BURADAKİ TOPLUMSAL FARKINDALIK, ONAY VE OLAYIN OLASI KORKUNÇ SONUÇLARININ HER BOYUTUYLA BİLİNİR, HESAP EDİLİR OLMA DURUMU, OLGUYU PEDOFİLİNİN FERSAH FERSAH UZAĞINA ATMAKTADIR.
Elbette sınırlı sayıda da olsa bu kolaylığı kullanan pedofiller de vardır oluşumun içerisinde kuşkusuz, ancak, şu ayrıntıya kesinlikle atlamamak gerekir ki, çoğunlukla üç kuruşa satın aldıkları küçük çocuklarla evlenen erkekler bu çocukları kendilerine karı, çocuklarına ana yapmakta, ölmez de sağ kalırlarsa büyüdüklerinde de onlarla yaşamlarını sürdürmekte, onlara olan cinsel ilgilerini kaybetmemektedirler. Oysa bir pedofili için ilgilendiği çocuk onu uyaran yaş grubunun dışına çıktığında yani büyüdüğünde, artık cinsel olarak hiçbir bir anlam ifade etmez ki, bir pedofilin istismar ettiği çocukla evlenmek en son düşüneceği şeydir.
Bu korkunç trajediyi “pedofili” olarak tabir etmek, en hafifinden bir ifadeyle, bu evlilikleri çok ağır ve kolay kolay baş edilemez bir hastalıkla eş tutarak, sanki kaçınılmaz bir durummuş gibi, tırnak içinde “aklamaktır”.
Çocuk gelin tabiri yerine pedofili ifadesini kullanma kampanyası, arkasında sanki durumu daha ağırlaştıracağı ve toplumu bilinçlendireceği zannını barındıran iyi niyetli bir çaba olmakla birlikte, özünde toplumsal bir bilinç kaymasına ve kavram karmaşasına yol açacak, sonuçları itibariyle önlenemez yanılsamalar doğurabilecek bir durumdur diye düşünüyorum. Küçücük çocukların bedenen ölmeseler bile kesinlikle ruhsal olarak ölmelerine yol açan bu evlilikler hasta insanların gözlerden uzak, kıyıda köşede işledikleri cinayetler değildir. Bu evlilikler toplumsal bir histeri ve pornografi içeren düğün derneklerle yapılmaktadır. Çocuk evlilikleri sosyolojik bir hastalıktır; rehabilite edilmesi gereken tek tek kişiler değil, hasta aileler, hasta topluluklar, hasta toplumsal bilinçtir. Yirmibirinci yüzyılın ortasında akıllara ziyan bir şekilde fütursuzca yaşanan bu dram, arkaik çağlardan kalma bir nevi kurban törenidir adeta. Sorunu Pedofili şeklinde tanımlayarak tek tek kişilere indirgemek, çözümü de yanlış yerlerde aramaktan başka bir sonuç vermeyeceği gibi, toplumun yeni karşılaştığı pedofili ifadesini yanlış okuması, pedofil olan kişiyi çocuğunun en yakınında, belki evinin içinde, anaokulunda, mahallesindeki çocuk parkında araması gerektiği bilincini de saptıracaktır. Pedofili önlenemez bir hastalıktır, pedofil kendi cehenneminde tek başına yanan bir hastadır. Sekiz yaşında bir kız çocuğunu kırk yaşında bir adamla davul zurna eşliğinde evlendirerek o zavallı küçüğün o adamın altında ölme ihtimaline sırtını dönen bir topluluğun tanımlamaya yetecek ifade bulamadığım davranış kalıbını “pedofili” olarak tanımlamak, durumu vahimleştirmek şöyle dursun, bir nevi aklamaktır, ve son derece çelişik bir bakış açısıdır.
Çocuk Gelin diyerek durumu sempatikleştirmeyelim elbette, evet… Ruhlarımızda ve vicdanlarımızda hissettiğimiz isyan bize yepyeni bir tabir buldursun, kesinlikle evet… Ama lütfen durumu üzerinde derinlemesine düşünmeden, pedofili olarak tanımlamaktan da kaçınalım. Çünkü bu yaklaşım belki kısa vadede toplumsal bir infial yaratacaktır, ancak uzun vadede hedefinden çok uzağa düşecek ve sorunun çözülmesi yolunda içinden çıkılmaz kavram karmaşaları yaratmaktan başka hiçbir pozitif sonuç doğurmayacaktır.
Bir cevap yazın