Çocukları birer fotokopi makinasına benzetirim bazen. Etraflarında gördükleri insan kalıplarını kopyalayıp kendi bedenlerine uyarlamaya çalışan… Gerçekten de her ne kadar eğitime maruz kalsalar da; bu doğru bu yanlış diye anne ve babalarından direktif alsalar da çocuklar etraflarındaki insanların davranışlarını takip ederek onlar gibi davranma eğilimdedirler.
Çocukların anne ve babalarının istediği ideal bireyler olmaları ve eğitilmeleri için anne ve baba, çocuğun davranışları alıp kendine kopyalabileceği eşit derecede etkin ve en yakın iki birey oluyor. Bu yüzden çocuğu anne eğitir ya da baba erkek çocuğu eğitir, anne kız çocuğu eğitir gibi direkt söylemlerin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Çocuk ilgisi oranında her iki taraftan da davranış kopyalayabilir. Bu yüzden eğer çocuk kitap okusun isteniyorsa önce anne ve baba onun yanında kitap okuma eylemini gerçekleştiriyor olacak. Çocuk düzenli beslensin isteniyorsa, anne ve baba da düzenli beslenen ve çocuğun tüketmesi istenilen yiyecekleri tüketen insanlar olarak çocuğa görünecekler. Eğer ve anne ve baba bu konuda kendilerini yetersiz hissediyorlarsa hiç üşenmeyip çocukta olmasını bekledikleri davranışları ve alışkanlıkları kazanma yolunda çabalamalılar. Gerekirse çocukla birlikte dil öğrenmek ya da geç saatlere kadar oturup televizyon izlemek yerine, çocukla birlikte yatağa girip erken kalkıp daha kaliteli zaman geçiren bireyler olmaları gerekmekte. Aksi halde çocuk onlar ne yapıyorsa aynısını talep etmekte hiçbir sakınca görmeyecektir.
Çocuklara davranış ve alışkanlık kazandırmak onların her şeyi kopyalayabileceğini bilen anne ve babalar için hem büyük avantaj hem de dezavantaj olabilir. Bu yüzden önce anne ve baba kendi davranışlarının ne kadarını çocukta görmek isteyip istemeyeceklerini gözden geçirmeli ve çocuğun yanında onda oluşmasını istedikleri davranış ve alışkanlıkları sergileyerek yaşamayı seçmelidir.
@alierenyildiz #alierenyildiz
Bir cevap yazın