Bir’di,
Rüyaydı.
Zihnin
İhlalinde kalbin,
Kanımı içti amok koşucusu!
/Ölümüm önümde…
Evet!
Tanrım,
o çok güzel kulaklarından öpeyim ki
korkmuyorum
-aşktan korktuğum kadar.-
Duy!
Bu benim en sessiz harfimin kahpe körpeliği ,fiyakasız.
Anlamalara en sağırın sadık köleliği!/
Tütüne and olsun,
Dili bütün sevildi.
Bunun içindir ki;
Kalpte kip’sizdi bazı yaralar….
/Tanrım,
yüzüme mürekkep mürekkep bakıp,
endüstriyel tükürüğünde boğarken cennetciğini
antik çağa ağdı nefes-im.
Tırnakları…
Tırnakları, kurgusu büyük mürekkebin detone aşı!
Tırnakları cinayetlere marifetli…
Derinde,
uzakta
rebabı ben olanın
okşadığım kalbi,
yüzünü yıkayacak siyaha ya da siyahta
her gece…
Aç,
Hep az
Arsız en sessiz harf./
Rüya aydı!
Ayarken kendine
sahte bir harita;
o kanın son düzlüğünde
bana şehvetli bir alfabenin son harfi olamama şerefini verirken,
kutsanmış
zaferinde
bir çift kalp sanrısıymışım sadece.
Bir cevap yazın