//unutmayacağız soysuzların adını
aklımız olmadığı kadar üşengeç unutmaya!…//
zaman akmıyor
bedenim hayıflanıyor
ruhum ise küskün bu aralar..
bir devrin sancısını barındırıyor öfkem
yok/olmamak için çırpınıyor
uçlarını karanlığa bıraktığım kanatlarım!
dehlize sürgün ırak bir ülke şimdi yüreğim
kalmak ve kalkmak arasında debelenen!
kibir ve nefretle doldurulmaya hazır
içi boş bedenler geçiyor az ileriden
görüntüsü bayat, muhtelif suretler!
kokudan kimseler yaklaşamıyor yanlarına
leşleşiyor adeta sıracalanan sözcükleri
hangi hikayenin baş rolüne koşuyorlar belli değil
ya da hangi masalın kötüsü
ne kadar inanırsan o kadar gerçektir hayat! öylemi!!
asıl kahramanlar boş yere ölürken
ölü güvercinler doğuruyor karaya bulanan coğrafya!
içtenliğini yitiriyor ademoğlu
örümcekler basıyor duvarları
hızla örüyorlarken ağlarını prömiyer edasında
utanmadan konuşlanıyor melheleşen nefesleri!
ve şehirler yanıyor yüreğimde heyhat
şehirler yanıyor anaların bağrında
evlatların gözleri önünde!
dıştan içe isyan!
içten dışa ihanet!
geceyi ve tarihi yırtıyor tam ortasından!
kastamonu mayıs 2014
Bir cevap yazın