“Noktalama işaretleri mühimdir bir aşkta…”
Sözümün ardında durarak diyorum ki;
Bir nokta koyarak dar, düz bir ünlüyü mesela “ı” sesini “i” yaparak “yarim” olabilirsin ya da tam tersine bir nokta kopartarak can evimden “yarım” bırakabilirsin beni. “Aşkım” der ve peşinden koyarsan üç noktayı; masal oluruz seninle, sonsuzluğa uzanan kelimelerde aşk oluruz ama bir sessizlikse sıralanan bu noktalar bütünü; düşmek bilmeyen bir taş gibi canımı yakar, kuşluk vaktinden ertesi sabah dek. Bilirsin.
İmla mühimdir sevdadan bahsederken…
Bakma sen bana, ben modası geçmiş bir ironi peşindeyim yalnızca ama sen bilmelisin nerede soluk alman gerektiğini çünkü yalan yanlış kelimeler zehirler seni. Bilmen lazım nerede durman gerektiğini ve beni nerede bulacağını öğretmeliyim sana. Ben halen birçoğunun anlamını dahi bilmediği bir imla olurum sıralanmış bir yazıda, noktalı virgül örneğin. Bir noktalı virgülsen eğer, ne adam akıllı durabilirsin durduğun yerde ne de kaçabilirsin iç acıtan seslerden. Anlam verilemeyen gizli bir farklılık çabası gibi kıvranır durusun köşende, anlam bulacağın bir kelime beklersin. Bu dipsiz bekleyişlerde belki bir gün “Sen “ gelirsin, sonra hayat buluruz bir şairin kaleminde. Ki şiirse konumuz imlasız da anlatabilirsin sevdayı ama konumuz aşk ise eğer bensiz biz olamazsın…
Bir cevap yazın