Çilesiz Kaptan yüksek attı kahkahayı
Atacak tabi
Küfürsüz bırakmazdı ama
deli severdi denizi
Böyleyken sokup daltaban ayağını
denize vururdu bir
Bir de beyaz entarili bardağı sintineye
Biraz nara
Biraz küfür atardı
Bahriyeli selamı da martılara..
İyice çizerdi denizi Karayel
Aldırmazdı
Tırpanlarını salmadan damla tarlasına
Tırmanmazdı ağzına besmele
Sis körün geğirmesi
Kafa dumanı bu derdi
Uçardı köpükleri yara yara
Balıklarla konuşurdu
Bin yıl susmuş olsa da
Yağbasan kazağının ortasından
Aynı fotoğrafı tutardı onlara
Çıkarıp çıkarıp
Size selamı var ha! derdi
Bi tane yuvarlardı
Bunu der demez
Gözleri yaşaracak olur
Köpük köpük gülerdi anında
Külhanbeyi bıyığıyla
Keyiflenince kumar oynardı
Sabıkalı ‘yla Külüstürün Hasan’la
Bir kasa balığına..
Yolu balıklardan ölçerdi
Hesabı balıkla tutardı..
Ekmek lüferdi su da..
Soğanı pisibaşı doğrardı
Başı ağrıdı mı zarara çorbası içerdi
Usmuktu balıksız yemek..
Balık gibi adam mı var şu deryada mübarek
Tek lafıydı gündelik
Sonra denize baka baka susardı
Dalgın da değildi
Kulağını hep denize doğru tutardı
Ne dediyor kaptan
Kendi kendine tekrar ederdi
Gözlerinden sızan maviyi
Boşaltırdı bordasından ayrılmayan maviye
Aldırmazdı
Su suyu çeker
Yazardı emektarın baş altında
Arkasında
Peşinden koşan deryakuzuları..
Bir cevap yazın