2014 104
Yeşil karanfilin ucunda – Gülderen Kılıç
Uçurdum sözcüklerimi bahara Bir çocuğun öfkesinde Bir güvercinin boynuna astım kendimi İnat ettim şarkı söyledim Sustum bakışlarında Dağların soğuk esintisinde ürperdim Yeşil bir karanfilin ucunda Gül yüzlü annendim Acıdan sızan terk edilmiş nefestin Kirlenmiş bir dünyanın yüzüne Koca bir tükürüğü fırlattın Ben bir yabancı bir yolcu idim Sevgimin tonlarında acıdın kendine Utandım Övündüm diye inceliğime […]
buz kuşları – berrin efla fırat
Düş’tüm,düştüm… Aşk öğüten değirmenin ayak “dişlerinde” O bana çok yakışan soğuk kırmızılar intihar arifesindeyken, Ensemde sesin gezinir bir mevsim… Küfür-kıyamet sevdim. Kanatları güneş sunağında bir kadındım “aşk tarafı!” ki suyuydum siyahın, kuruyan. kalede ayak izlerini bırakıp usulca toprağa yıkanan saçlarımla sana hazır giz. kirpiklerimdeki tuz can havli sevişlerindeyken boynunun, uçurum uzaklığı gözevlerinin koynunda tut nefesimi. […]
EURİPİDES, BAKKHALAR VE KADINLAR – Burçak Bozkurt
Tiyatro tarihini incelediğimizde, Antik Yunan’dan günümüze kadar geçen ikibin beşyüz yıllık bir geçmişe sahip olduğu görülür. Tragedya tarihi açısından Bakkhalar oyununun önemi yadsınamaz. Gerek son tragedya oluşu gerekse Dionysos gibi bir tanrının içinde yer alması gibi pekçok öneme sahip. Tabi ki bununla beraberrinde bazı soruları da beraberinde getiriyor. Oyunda kadının yeri ve işlevi nedir? Bu […]
yangın saçlı kız – mehmet özgür ersan
sevgidendi bedeni öpülmekten güzelleşen ve acıdan yıkılmayan sevdiğinin adını gizlerdi avuç içindeki sızılı boşluklarda buğulu sözcüklerle fısıldar kırılan çocukluk şarkılarına inat ellerinde açan nergislerin ömrü kadardı hayat bilir ağlardı apansız çıktı karşıma ne kadarda sessizdi birlikte kanatıp kanatıp sardığımız sesimizi kendimizi kasımpatılarla onarırdı ipekti yaralarımızın kabuğu kim dokunsa kanardı yalnız o yangın saçlı kız kelt […]
SAHİ BU YAŞANANLAR HANGİ FALDA ÇIKABİLİRDİ Kİ ZATEN?… – Deniz Çantay
El falında geleceğimle ilgili bir sürü şey anlattıktan sonra, “Ama unutma yazgı değişken bir şeydir” dediğinde o kadına nasıl da gülmüştük. Öyle sokakta rastgele karşınıza çıkıp da “Abe at bir onluk bakayım falına” diyen sıradan çingenelerden değildi bu. Bizim ufacık şehrimizin yegâne parkının müdavimi, herkesin acıyıp eskilerini verdiği, bir kap yemek gönderdiği, nereden geldiği bilinmeyen […]
Kirlenen Bir Ruh – Cennet Güvenç
Kirlenen bir ruhun ütopyası gibiydi yüzün Dağılmış ve kırılmış bir çocuğun hüznü var içimde Ve hüznümden düşen yaralar Umarsız bir öfke ile adımlıyorum Kentin ara sokaklarını Susturmaya çalışıyorum beynimde ki iç sesleri Rüzgârın uğultusu Yüzüme çarpıyor acı acı Bırakıyorum saçlarımı rüzgâra Hüznümün orta yerinde Yüreğime saplanan Sapkın bıçkın bir delikanlı sevdası ile Atıp duran kalbimi […]
Ölü Şehir – UYGAR BARIŞ BUDAK
Ölüm uyanmak istemeyeceğin bir rüya gibi. Üçüncü Bölüm Kral Aşkı kadere bırakmak genç adamın bu durum için kullandığı kelime bu olmalıydı. Kitap ve kadın her ikisinide ona getirecek olan zaman ve kaderdi yalnızca, sonuçta zaman akardı. Belediye otobüsünün bilet okuma sesleri arasında siyah deri kaplı kalın bir kitabı okuyordu. Tam olarak okumakta değildi yaptığı, bir […]
İSTANBUL’DAN BAŞKA İSTANBUL YOK – SİNEM SEVİNÇ
Sabahlara kadar bitmez yürek yangınlarım. Ha geldi ha gelecek diye kulağım kirişte. Çocukları uyuttum. Sobanın ateşi geçmek üzere. Biraz daha kömür eklesem. Konu komşudan duyuyorum, zehirliymiş bu kömür. Sinsi sinsi öldürürmüş adamı. Televizyon söylemiş. Nesi zehirli anlamadım. Yerin altından çıkan taşın zehri mi olurmuş. Sağlık ocağındaki Hemşire Hanım sıkı sıkıya tembih etti ya. Neyse atmayıvereyim. […]
Klinghoffer’in Ölümü’nün New York’taki öngösterimi- Fred Mazelis
John Adams’ın önemli çalışması Klinghoffer’in Ölümü’nün planlanmış sekiz ön gösteriminden ilki olan açılış performansı, Pazartesi gecesi Metropolitan Operası’nda sahnelendi. Gösteri, iptal edilmesi yönündeki çağrılara ve bazı kesimlerin operanın setlerinin “yanıp kül olabileceği”tehditlerine rağmen gerçekleşti. Birkaç yüz gösterici, Lincoln Center’daki opera binasının dışında bir protesto düzenledi ki bu, hemen hemen, bir ay önce Metropolitan Operası’nın sezonu […]
‘TANRILAR İNSANLARI KISKANIR.’ Cem Kertiş: ‘Yazdıklarımın bedelini ödedim’
Gittiğim her yerde benden önce oraya gitmiş bir şair buldum, der Freud. Cem Kertiş de insan ruhsallığını, çatışmalarını ustalıkla işlediği ilk romanı ‘Yüzümdeki Sen’de defterini Divan’ın üzerine koyup yazıyor adeta. Yaralara, kesiklere “Kuşkucu/İnançsız Thomas” gibi kalemini batırıyor. Aynı zamanda kahramanı, karakterleri bütünüyle insan tüm halleriyle. Fark edilmiş ve sahiplenilmiş yalnızlık, aşksızlık, terk edilmişlik halleriyle. Buyurun […]
Kesik: Bir Ermeni Soykırımı filmi – Hiram Lee
Duvara Karşı, Soul Kitchen ve Yaşamın Kıyısında filmleri ile tanınan Türkiye kökenli Alman yönetmen Fatih Akın’ın son filmi, Birinci Dünya Savaşı’nın ve Ermeni Soykırımı’nın en karanlık bölümünde geçiyor. İttifak Devletleri’nin tarafında savaşa girmiş olan Osmanlı İmparatorluğu, 1915 Nisan ayının başlarında Ermeni nüfusuna karşı bir yok etme kampanyası başlattı. 1908’de iktidara gelmiş olan burjuva milliyetçi Jön […]
ARAYIŞ- Tuba KIR
Daracık, ıvır zıvır dolu, ter ve iç yağ kokan büfede çırak ne yapacağını bilemeden, bir yeni bilenmiş keskin bıçağa, bir ustasının yüzüne bakıyordu. Adam loş dükkânda ışıldayan, paladan bozma bıçağı tehditkâr savurdu. -Ne bakıyon lan mal mal suratıma, alsana? -Olur abi, tamam abi. Dedi ve yutkundu çırak, Âdemelması oynadı. Mecbur dönerin başına geçti. Dar omuzları […]
SIR – Dilek Şenol Orhon
Sessizliğin ses olduğu, herkesin sırlarını odalarının kuytu köşelerinde özenle sakladığı bir evde büyüdüm. Dışardan bakıldığında sıradan, içinde ise hüzün ve muamma yüklü kasfetli havanın estiği cumbalı, ahşah, taş merdivenlerle çıkılan, Selvi sokağın, 69 numarasıydı evimiz. Annesinin koynundan çıkıp, mahalleli çocuklarla top koşturmak isteyen küçük bir çocuktum. İlk o zaman anlamıştım bende bir terslik olduğunu. ‘Neden […]
Son Yorumlar