2014 104
yalnızlıkların isyanı – Mehmet Özgür Ersan
düşlerle süslüyorum umutlarımıçakal ulumalarına bulanan günlerimimeşe kömüründe nar yüreğimkanla gözyaşıyla tanışık sıcak külde yürürken anılarla kanatırım zamanı kutsal terlerin yorgun tutsağıyım öfke fırtınalarında hüznün gün uçları bu haziran sabahı aynadaki peri kızları çiçeklerden şarap yapsın kekik kokusu köklerimiz göversin eğeri gümüşlü doru tay şaha kalksın nerden bileceksin yalnızlıkların isyanını bir çocuklar bir de bilgeler her […]
BAHAR GELMİŞ- ELİF YONAT TOĞAY
Oh! Bahar gelmiş! Şaka maka, elli sekizinci baharım. Değil elli sekiz, yüz elli sekiz yıl da yaşasam doymam ben bahara. Nasıl doyarsın ki? Sabah uyanırsın, kuş sesleri. Sonra camı açarsın, serin, taptaze bir koku. Çiçek desen değil, ot desen hiç değil, ama insanın bedenini dirilten, ruhunu yeşerten bir koku. Her bahar sırf bu kokunun hatırına […]
KOCAMAN KOCAMANLAŞAN YARATIK – MUHARREM DEMİRDİŞ
Eğer kendimi iki kere vurma şansım olsaydı, çoktan yapardım. Bir ay kadar önce halis muhlis bir pazar gecesi başlamıştı her şey. Her pazar olduğu gibi oturmuş düşünüyordum. Ne olacaktı, yağmur hep böyle mi yağacaktı, günler birbirini hep izleyecek miydi dur durak bilmeksizin, ya da hep bir çukurda birbirini yiyen karafatmalar mı girecekti gündüz düşlerime? O […]
Pencere Önü Çiçeği- Ayşe Özkan
Her gün penceremin önündeki çiçeği suluyorum. Bu çiçeğin mazisini hatırladıkça onu daha çok sulamak istiyorum. Ona bakarak kahvemi içiyorum, kitap okuyorum, sevebileceğim filmleri izliyorum. Seninle ayrıldığımız bir an, baktım ki çiçeğim pencerenin önünde yoktu. O gün çok fazla rüzgâr esiyordu. Onun yok olmasını bu sebebe bağladım. Ancak ayrılmamızla onun yok olmasını bağdaştıracak kadar melankolik biri […]
BEŞİR’LE VALS (Waltz With Bashir) – Zülal Ş. KURAL
Bu ay daha önce denemediğim bir tür olan antimilitarist, politik bir animasyonla karşınızdayım. Gerek filmin belgesel tadında anlatımı gerekte konu ağırlığından dolayı, açıkçası yazmakta biraz zorlandım. Animasyon Türkiye’de hala belirli bir kitleye hitap etmektedir. Oysa ki çizgi dilinin manası çok daha derindir. Bazen somut, yaşanmış hikayeleri görsel olarak sunmanın bir bedeli olur ancak verilmek istenen […]
DAVA – Serhat ÇAKIN
Dava, Franz Kafka’nın en ilginç ve sürükleyici romanlarından biri olup; düşle gerçeğin birbirine geçtiği, adalet ve adaletin işleyişi üzerine okuyucuyu düşünmeye yönelten sürükleyici ve heyecan verici bir eserdir. Eser, gerçekdışı niteliğiyle gerçek hayatı, adalet mekanizmasını ve onun insanlar üzerindeki etkisini, güç ve iktidar ilişkilerinin adaleti nasıl belirlediğini ortaya koymaktadır. Roman, Franz Kafka’nın en başarılı yapıtlarından […]
Gölgeler – Seval Arslan
Bir şeyler var gökte bir şeyler durmadan hançerleyen yeryüzünü ey yüreğim dün peşimdeydi bugün ayak ucumda gün boğumunda uzun değil gölgeler uçurtmalar mı yalnız ağaç dallarına takılan zamansız sokaklar suskun yapraklar genç ayaklar altında ezilen ah ki ah! yuvarlanarak düşerek kalkarak emziriyor acıları insanlar gölgeler keskin kuzguni eski bir kitapta kırılıyor […]
KÜF KOKAN KADIN -Tuba Kır
Semiha, işe gitmeden önce oturduğu kafeteryada, burnuna gelen küf kokusuyla yüzünü buruşturdu. Çatalındaki omleti ağzına atıp atmamakta tereddüt etti. Emeklilik yaşı geçtiği halde torununun eğitim hayatına destek olmak için çalışıyordu ve ufak tefek, zayıf vücudunun gıdaya ihtiyacı vardı. Yemeliydi. Çatal elinde bir süre düşündükten sonra çok da iştahlı olmayan kadın kahvaltıya biraz ara verdi. Çayını […]
Peruze Yiğit ile resim üzerine söyleşi
Mehmet Özgür Ersan: Hayalperest, büyülü, çocuksu resimleriyle Peruze… Resme yönelişiniz ve ardından kendinizi ne zaman ressam olarak görmek istediğinizden bahsedermisiniz? Peruze Yiğit : İlkokuldayken Sosyal ve Fen dersleriyle ilgili görselleri, haritaları çizdiğimi hatırlıyorum. Yazım ve anlatımda başarılı olan birçok çocuk vardı. Çizdiklerimle kendimi iyi hisettiğimi fark ettim. Tabi çocuk aklımla resmi yaşam biçimim haline […]
BİR YAZ HAYALİ -Nil Saydan
Sabahın erken saatlerinde koşturuyorum gelincik tarlasında, anneannem habire gelincik topluyor şurup için. Etraf rengarenk kelebek dolu, onlar beni ben onları kovalıyorum. Beyaz kanatlı olanı tarladan çıkana dek takip ediyorum. Anneannem gelincik torbasını ve elimi sıkı sıkı tutuyor, halbuki kaçmam ki. Tutuyor işte bırakmıyor. Adımlarımız hızlı hızlı, yanaklarımız pençe pençe, Ağustos sıcağı işte sıcak, çok sıcak […]
ÇOCUK KALBİ – Yasemin ÜNLÜ
Tüm gün temizlik yapmıştım. Günün yorgunluğu üzerime çökmüştü. Son olarak yıkadığım perdeleri de takacak bir yorgunluk kahvesi yapacaktım kendime. Lapa lapa kar yağıyordu. İnci mecralara benziyor izledikçe inceden inceden mazi doluyordu yüreğime. Zaman gözyaşlarımda kayboluyor ne zaman karı izlesem geçmişte yaşadığım günlerin hüznüne dalıveriyordum. Oğlumu bir kış ayında kaybetmiş eşimle kış mevsiminde boşanmıştım. Ama yine […]
simla uğur’la resim üzerine söyleşi
Mehmet Özgür Ersan: Kendinizi Nasıl İfade Edersiniz? Simla Uğur : Kendimi ifade ettiğim alan öğrenimimden daha farklı. Düşünce ve duygularımı görsel ve dokusal yansımalarını çalışmakla kendimi özgür ve devingen hissediyorum. Dünyaya bakış açım sürekli değişim ve gelişim olduğu için çalışmalarımda bu düşünce ve duyguyu salt renk ve biçim olarak değil dokusal olarakta ifade etmek […]
olgun- EMRE GÜRKAN KANMAZ
Lastik bir yüzün erime noktasını kavramak İnsanı şiire götürmez buna zaman gerek Ö n c e Öteyi yakın eden şimal rüzgârının yanına Bir ay çiçeğinin kristal ağırlığını koyup Çocuksu heyecanın bal tadına varmalısın Şimdi Kelimelerin yansımasından türeyen evhamla birik, ey! Ve gör evrenin insancıl sesinde olgunu. . . EMRE GÜRKAN KANMAZ
Son Yorumlar