2014 104
SON DÖNEMDE YAYINLANAN MEKTUPLAR VE TÜKETİM KÜLTÜRÜ – BAHADIR EREN
2013 yılının son ayları ve 2014 yılının başı ünlü yazar ve şairlerin mektuplarının yayınlandığı ve oldukça ses getirdiği bir dönem oldu. İlk olarak 2013 yılının Eylül ayında Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e yazdığı mektuplardan oluşan “Leylim Leylim” raflardaki yerini aldı. Kitapseverlerin büyük bir merakla beklediği kitap birkaç hafta gibi kısa bir sürede ondan fazla baskı yaparak […]
KISA – MAHMUT
Kadın; “bak” dedi Kumrular Sokağı’nda akçaağacın gövdesine yapıştırılmış kayıp ilanını göstererek, “İnsanlar kayboluyorlar ve geri dönmüyorlar”. Düşmeyen, kalkamayan nesne hareketsizliği ilandaki kırmızı kazaklı kadının kanepede otururken ki bakışı, dâhil oluyor havaya. Bir sürahiyi eğip içindeki suyu dökmek gibi bir dâhil oluş bu. Sürahide kuruyup kalacak suyun izi, evin uzak olması ya da olmayışına benzeyerek. Gereksiz […]
ÖLÜMDEN DEFİNE KADAR – BEDRİ KARAİSMAİLOĞLU
Biraz önce ellerinin arasından kayıp giden bir can, gözyaşları, ağıtlar, ve bir saat sonrasında can dostunun düğünü, müzik, dans, ömür boyu mutluluklar. O düğüne katılacak kadar midesizim, evet. Doktorların hissiz olduğundan dert yananlara sitem edecek değilim. Ama lanet olası doktorlar derseniz biraz burkulur içim. Ellerimi biraz önce kalbi duran adamın göğüs kafesini bir miktar çöktürmek […]
FURUĞ FERRUHZAD /DÜŞ /ŞİİRİNDEN RESİM:GÜLBAHAR BOZKURT
Arsızlıkla damgalanan , Boş kinayelere gülen bendim. Kendi varlığımın sesi olayım dedim Yazıkki kadındım… Ey bakışları güzellik kentine yol Ey bakışları kadehteki içki. Ey dudakları kan renginde çöl lalesi. Yol uzundur ama yolın sonu köşktür, nurdur Sessizce oturuyorum atın sırtına Göğsünün gölgesine kayıyıorum Başım dönüyor Yine Dingin ve usulca Rüzgar kanatlı atının toynakları Kentin dizme […]
BULDUM – OĞUZ OKUL
buldum… uyku iki şeyi kıskanıyor; kocaman güzel bakışlarını, kocaman seven yüreğini… uykusuz olsan da her zaman, asla mutsuz olma… bir daha kocaman bak, bir daha kocaman sev… uykuya inat daha çok bak , daha çok sev….
YARATICILIK AHLAKI ESTETİĞE DÂHİLDİR – CEMAL ÖZTÜRK
1. Kendisini dürten kıyısız düşler içinden uyanıp Yeni düşünsel süreçlerle tanışır tanışmaz insan Güle ağlaya doğar şiir böylece anasından 2. Şiir hükümetini kurduğu vakit Kişi, tek bir yürek işbaşına gelir 3. Kuru kalabalıkların arasından biz de çok geçtik Halk tarafından biz hiçbir zaman seçilmedik Biz yiğitliği de, bilgeliği de, Tek başına sadece […]
BEDENİM DEL!CE RUHUMLA SEVİŞİRKEN… – SERAP ORHAN KARABACAK
bedenim Del!ce ruhumla sevişirken… şu anki halimi tarife kelime yok, çok çaresizim o yüzden, anlatamam. bir yumak harf var boğazımda yutkunamıyorum, boğazım kuru, aklım yitik, ruhum yitik. yol kenarında çırılçıplak bir cesedim, göbek çukuruma çadır kurmak isteyen mülteciler var. her hayır deyişimde ben, bir odun daha atılıyor şömineye ve yanıyorum, pervasızca. nefesim yetmez, ellerimi çekemem […]
ALIŞAMADIM – ERSAN ARİF
Alışamadım ısınamadım.. Ne yumuşak bir battaniye vücudumu nede sıcak bir çay içimi ısıtabildi.. Sıcak,sımsıcak bir şeyler olmalı olmalı ki.. Yüreğim ısınsın isterim.. Ersan arif 11.08.2013
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENLERİNDEN BİRİ OLAN ‘BEDEN’… – MEHTAP ERDOĞAN
Kadına yönelik şiddet, Ulusal ve uluslar arası gelişmelere rağmen, 21. yüzyıla taşınmış ve kırılması en güç insanlık sorunlarından biridir. Toplumsal yaşamın her evresinde karşılaştığımız kadına yönelik şiddet, somut olarak kadının maddi-manevi bütünlüğüne ciddi bir zararlar vermektedir. Bu toplumsal sorun, kadının toplumsal yaşamına da ket vurarak, sosyal ve ekonomik yönden de gelişmesine engel olmakta, kadın-erkek eşitsizliğinin […]
BİR KADIN BİR ERKEK VARDI – NESLİHAN YAZICILAR
Tarih; mâzîyi geleceğe taşır, olayları tekerrür zincirine bağlar, durur. Okuduğum bir oyundan alıntıdır gönderdiğim yazı, 1993’de sanki bu günleri görmüş oyunun değerli yazarı, hiç eksiksiz sayfayı size aktarıyorum. Ne günlere kaldık, ne günler yaşıyoruz!!! Gençlerimize yaşatılanlar ve toplumca yaşananlara bir gönderme olsun aşağıda verilen oyunun bir bölümü. Bu oyunlar bitmeyecek lakin biz ülke olarak artık […]
ÖLÜ GELİN – GÜLBAHAR GÜMÜŞ
Vallahi benim ahım yok üzerinde . Bilme benden , herşeyden vazgeçişini dolu bardaktan bile su içemeyişini … Vallahi benim vah’ım yok üzerin de bilme benden kederini , eyleme yakamı bir çul savruk bir gelinim ben … rüzgar da yok ! olduğum yerde zaman öldürüyorum . yaşamak bitsin diye urbalarını dikiyorum göğsünün ellerim iğnenden kan .. […]
BİZ UZUN ÖLÜRÜZ – RABİA MİNE
Mezara girdiği gün değildir insanın öldüğü gün, bedeninin mezar olduğu gündür. Bu ölü doğanlar ülkesinde biz uzun ölürüz. Kiminin buz tutmuş köy yollarından, kiminin ise neon ışıklı Nişantaşı bulvarlarından gelip girdiği aynı sınavlarda geleceğimiz çalındığı gün ölürüz! Yaşamakla, onursuzlaşmak arasında tercih yapmak zorunda kaldığımız ilk yol ayrımında, içgüdüsel olarak yaşamayı seçtiğimiz gün ölürüz. Tarlalarımızı, bağ-bahçalarımızı […]
Bir Küçük Cinnet – Gülru Öztunç
Sabah uyandığımda –altı suları- bir şeyim yoktu. Kış ya hava karanlık. Yok, alacakaranlık bile değil. Sadece adı sabah olan bir sabah. Şehrin bu yanında evler hep rutubet, hep kömür isi. Yüzümü yıkıyorum söverek. Aynanın orta yerine okkalı tükürüyorum. Dişlerim sigara sarısı dizi dizi. Ağzımın içi zift yalamış gibi. Tipsiz, kavruk suratım. Mutfak hele hepten buz. […]
Son Yorumlar