Sayı 6 28
BİLGİ AÇLIĞI / AYŞE KAYGUSUZ
Kafamın içinde gidip gitmemek arası bir çelişkiye düşünce, elimde okuduğum kitaptan bir şey anlamıyorum. Oysa sınava sadece on gün kaldı. Bitirmem gereken dokuz ünite var. Test de çözmem gerekiyor daha. Yine de içimdeki gitme isteğini engelleyemiyorum. Birçok şey öğrenebilirim bugün. Elimdeki kitabı bırakıp kurşun yemiş gibi fırlıyorum yerimden. Soyunup dökünüyorum. Pantolon gömlek mi, gömlek etek […]
AYNALARI DÜZELTİR GİBİ / ZEYNEP SÖNMEZ
Yarım kalan ve yankılanan sözcükler, yürümek gibi, nereden gelip nereye gittikleri belli olmayan yolcular gibi, tanrı misafiri gibi kuruluyorlar içime. (Yanımdan hızlı adımlarla geçenlerin konuşmalarından kırpıp sana yoruyorum…) –…dese bana… –…az kaldı… –…den arıyormuş… Evden çıkışımı, yol boyunca düşündüklerimi, az önce konuştuğum simitçiyi bile buzlu bir camın ardından izler gibiyim; gömülü demir külçe kalkmıyor yüreğimden. […]
“ÇOCUK GELİN” İFADESİNE HAYIR TABİİ DE, “PEDOFİLİ” Mİ? – RABİA MİNE
Son dönem sosyal medyada ciddi bir kampanya yürütülmeye başlandı: “Çocuk Gelin tabiri olayı sempatikleştiriyor, bu vahşete Pedofili demeliyiz,” şeklinde… Ben her zaman olduğu gibi, bu söylemin de başka bir boyutuyla masaya yatırılması gerektiğini düşünüyorum. Konuya giriş yaparken öncelikle vurgulamak istediğim nokta, ülkemizde eğitimli kişiler de dahil pedofili sözcüğünün ne anlama geldiğini bilen insan sayısısının son […]
ZAMANIN DOĞASI YA DA DOĞANIN ZAMANI / AHMET CİHAN AKINCA
M.Ö. beşinci yüzyılda yaşadığı tahmin edilen Parmenides’in fikirleri, tarihteki diğer idealist filozoflarla benzerlik taşıması açısından sıradan gibi görünse de, fikirlerini temellendirmek için ortaya koyduğu örneklemeler günümüzde bile kafa karıştırmaya devam eder. Parmenides hareketin ve değişimin aslında olmadığını, görünenin yalnızca yanılgıdan ibaret olduğunu iddia ediyordu. Bu fikir çok tanıdıktır aslında. Nazım’ın bir şiirinde “Senin dışında değil […]
SON BEŞ LİRA İLE SAYISAL OYNADIĞIM GÜN / SEVDA ZEYNEP KARADAĞ
son söz: yola gelmek zordur her ayın yorgunluğudur cebinde son üç kuruş tutup yeni bir yalnızlık alırsın göz ucu bir ekmek bir sigara belki kediye süt ezber bir telaşla eve dönüş sokak hep pazartesi olur saatler on dokuz evlerden kaldırıma karabiber kokusu bir çocuk çatalıyla kalbine dokunur sahi hava akşam olunca mı soğur ne kadar […]
YALNIZLAŞIYORUZ … / GAMZE ATAL
Yalnızlaşıyoruz… Soğuk rüzgârların esintisinde, kimsesiz kala kala kuruyor yapraklarımız. Dökülüyoruz, çorak toprakların üzerine. Çığlıklarımızı kavrayan sessiz cümleler kuruyoruz, söze dökülemeyen. Güz başlangıcı gibi, suskunlaşan kelimelerle hece hece, iç çekişlerimizin derinleşen kıyılarına, kırık dökük paramparça vuruyoruz. Bir kadın ’’ seni seviyorum ‘’ diyor. Bir adam ‘’ seni seviyorum ‘’ diyor. Duruyoruz öylece, karanlıkta kalmış tek bir […]
SEVDE ÇİÇEĞİ / GÜLSÜM DEMİR
Seni sevmenin çiçeğini büyütüyorum ellerini alıyorum, bir tek ellerin değil böyle böyle bir yaşam kaygısı taşıyorum Başım dönüyor, başın dönüyor niçin böyle portakal acısı, dilimiz kesik ve dudakların kanlı Emilmiş ne varsa senin göğsüne çıkıyor seni alıyorum seni seviyorum bir çiçek kendini büyüyor. Ağzın gül yuvası- ben buralara ekilmişim. Kendimi olur olmaz kuytulara çekiyorum. Burası […]
BİR İNTİHARLI GECE / NESLİHAN NESLİ
Yazmak istediğim bu gece,yazarı her okuduğumda,intiharla özgürleştereceğim yazımın kahramanı ve beni ölüm isteği sarıyor böyle. Yaşama karşı kuşandığım gardım düşüyor,ölüm karşısındaki her duygu anlamsızlaşıyor. Onun bu pişmanlık duymaz hali,intihar eyleminin nasıl başladığını değil,eylem anında ne hissetiğini yazma isteği uyandırıyor.Yazıya bir intihar mektubuyla başlamalıyım o zaman,diye düşünüyorum. Peki ölmeye karar vermiş biri neden intihar mektubu yazar? […]
ÖLÜMCÜL KİMLİK AİDİYETLER – Mehmet Özgür Ersan
Kimlik bölmelere ayrılamaz. O ne yarımlarla oluşur. Ne de kuşatılmış diyarlardan. Insanın bir çok kimliği yoktur. Bir kişiden diğerine asla aynı olmayan özel ‘dozda’ onu biçimlendiren bütün öğelerden oluşmuş tek bir kimliğimiz var. Bana ‘içimin derinliğinde’ ne olduğum sorulduğunda, bunda herkesin ‘içinin derinliğinde’ ağır basan tek bir aidiyetin, bir bakıma ‘kişinin derin gerçekliğinin’, doğarken ebediyen […]
VE SON.. / CÜNEYT KURU
Yıllar kalın çizgiler çizecek, yüzüne, her biri bir başka hikayeden sana kalan.. Yaşamın, yaşattıkların yaşayamadıkların, hiç biri senden kopmayacak kadar sadık.. Dışarıya her baktığında buğulanacak penceren, işaret parmağın camda öylece kalacak.. Kızların, oğulların arada dönecekler sana, En mahrem anlarının paylaştığın, kurşuna dizdiğin, sevdiğin adam, her yeni Baharda düşecek aklına.. Şimdi değil elbet ,onunda vakti gelecek, […]
MANDELA / KAAN TANYERİ
I Hayatını renklerin mücadelesine adayan Özgürlüğünü ayakkabı bağcığına bağlayan adam: Mandela… Biliyorum, çocukken renkli Pastel boyaların olsaydı senin Önce insanları boyardın renkten renge: Siyaha, beyaza, sarıya… Biliyorum. Teninin siyahlığını kollarken Kim derdi ki siyahtan nefret edeceğini? Biliyorum Mandela. Siyahtan nefret edip Beyazın eylemciliğini de yapardın. Saklama! Renkli boyaların olsaydı senin de Bir kalp çizerdin mesela. […]
BABİL GİZEMİ / ALİ HAYDAR ÇELEBİ
birbirinden evsal aylar türedi surların üzerinde adı bir yasak ay nefes süzülür geceye , adı ihtirasla kızıla bürünmüş, fırtınalara gebe gece çoktan kıble olmuş şehvet yürüyorlar usul usul yaklaşarak, defne yaprakları dokunuyor omuzdan sarkmış saçları okşarken incecik beller kıvrım kıvrım olur ellerimin arasında gelirde mihman olur arzulu bedenime babilin kadınları bunlar, göğüslerinde aşkın derinliği akarken […]
KOSMOS / ZÜLAL KURAL
Sanat filmi denince nedense tuhaf bir endişe ile burun kıvırıyoruz. Toplum olarak neden bu kadar uzağız peki? Anlama telaşına girmek, filmi aslından daha yalın izleyerek bir genelleme yaparak beyinlerimize hükmetmek neden gereksiz bir sanatsal aktivite olarak görülür anlamamışımdır. Aslında anlama çabasına girmeden öncede bende bu çarkın bir dişlisi olarak sanat için sanat kavramına karşıydım. Bu […]
Son Yorumlar