Sayı 7 52
SON DURAK C’NNETTEPE – FÜSUN ÇETİNEL
Ceyda, Portakal yokuşunu tırmanan yorgun otobüslerden birine binmek zorunda kaldığında saat beşi çoktan geçmişti. Zengin sitelerine ev işine giden kadınlar, bahçıvanlar, ayak işine bakan genç çocuklarla tıka basa doluydu içerisi. Furkan, elleri direksiyonda, kırmızı BMW’sinin içinde ağzı açık arkasından bakakalmıştı. Onun otobüse binmeye cesaret edebileceğini, kendisini yolun ortasında ekebileceğini hiç beklemezdi. İntikamı feci olacaktı. Ceyda […]
KÜLLER KÜLLERE – RABİA MİNE
siyahî ah’lar gülüyor üstüme! – bir vodvilden kaçıyorlar – damalı paltoları, silindir şapkaları karanlık sızdırıyor serime ipek mendillerde centilmen ölüleri mirasyedi bastonları, kahkahaları günah kaplama köpek dişleri… tavşan uçuran güvercinler maviyi kusan peptik tuvaller tuvalet! Marcel Duchamp! Dada’cıyım! Dada’cısın! Dada’cı! sanat öldü! yaşasın san-at! Adalar’da şampiyon eskisi göçmüş at mezarları! – kesmeyelim de besleyelim mi? […]
EMANET SÖZLER DOLABI – MİNE AYKAL
Gün’e Ay’a daha nice yıllara ve yollara… Uyarı: Dolabın önüne kadar geldiğine göre ihtiyaç sahibisin belli ki ey güzel yaralı. Aç kapılarını, korkma. Seç, beğen, al. Olsun bütün bu cümleler yaralarına şifa. Aman ha az bulma. Bunlar son sözcükler değil ki. Aşk, yürekte ölmedikçe; can, tene veda etmedikçe hep gelir yenisi dile. Bırakıver yerine […]
SIRA DIŞI BİR SİNEMACI: ANDY WARHOL – MEHMET ÖZGÜR ERSAN
There was snow in the streets, Dad was angry and Mom was crying… Andy Warhol * Andy Warhol sıra dışı bir insandır. Dostları Jane Fonda ve Dermiş Hopper aracılığıyla davet edildiği bir partiden dönerken karar aldı: Sinema yapacaktı. Bu kararın birdenbire nerden çıktığını soran dostlarına gülümseyerek : “…hep aynı şeylerin resmini yapmaktan sıkıldım. Film […]
UZADIKÇA – NALAN ÇELİK
alacalı saçların mevsimlere inat sarmaşık çılgınlığı bacaklarımızla yarışan memelerin yaprakların döküldüğü dağ bekleyişi annesini yitirmiş kirpi çığlığı dikenlerine sarılıp uyuyabilseydim çığlıklarla ama korkmadan sarmaşıkların güneşe ulaştıklarında aynı ağacın gövdesinden kaldırımlara unutarak indiğini bilerek daha da alacalı budanmaya hazır kent simetrisi aşıkken mezar bekçisi görevine atanmış selvi ağacı olmak ne acı bir tek üstelik tek tek […]
ÇIKMAZ SOKAK – İSA BALCI
…Sağa döndü. Çıkmaz sokak. Bir uçurumun kenarına benziyordu. Her şey bitti diye düşünemeden. Sokağın dip köşesine saklandı. Kalbi, evde kendisini başka bir kadınla basmak üzere olan adamın karısının kapıyı yumrukladığı gibi çarpıyordu. Bir sessizlik, iki sessizlik, üç sessizlik. Nefesinin ve kalbinin sesini yavaşlatıp arkasından gelen polislerin adım seslerine yoğunlaştı. Kimse gelmiyordu. İzini kaybettirdi. İyi yırttım. […]
DÜŞ/ÜŞ – MEHTAP KOŞAK
“Öldürmeden nasıl yaşarız?” Ferit Edgü (O) Bir mezarlık var içimde Kansız ölü(m)ler Gözyaşı akar damarlarından Kimindir akan gözyaşı? Ben-siz? Ne mezar taşları var mermerden Ne toprakları ne de çiçekleri Sadece çukurları cesetlerin Kara-delik… Tam ortasındayım içimdeki mezarlığın Dizelerimi süpürüyor mezarcı Dur, diyorum, yapma! Onlar, benim tek ve ebedi sığınağım… Duymuyor mezarcı beni […]
YAŞAM YOLCULUĞUNDA UYANIŞ – CENNET GÜVENÇ
Anlamlı bir hayat mı yaşıyoruz? Kişinin, var oluşu hayatında anlam var mı coşku var mı mutluluk var mı özgürlük var mı gibi sorularının kendisine sorması üzerine kurulan bir inşaat gibidir. Kişi soruları sordukça hayatın anlamını buldukça ve hayatına kendisine uygun anlamlar yükledikçe başlıyor bu yolculuk. Beynimiz biliyor aslında bu soruların cevaplarını. Ben burada ne kadar […]
KAFKA-DÖNÜŞÜM – SERHAT ÇAKIN
Dönüşüm, ünlü bir Avusturyalı yazar olan Franz Kafka’nın ilk ve en önemli yapıtlarından biri olup, akıcı dili, fantastik kurgusu, düş ile gerçekliğin karışımı anlatımıyla hem ilgiyle okuyacağınız ve vazgeçemeyeceğiniz; hem de başka bir dünyaya yolculuk yapıp şaşıracağınız ve yeni bir dünyayı tanımaya başlayacağınız bir yapıttır. Bu yapıt, hikâye tadında bir roman olup, genel olarak tanrısal […]
ÖZÜRLÜ KADROSU – ÖMÜR KURT
… Dairenin kapısını yavaşça tıklattı: “Gel!” “Ben, yeni atandım buraya”, dedi ürkek bir ses. Bir yüz, önce Hüseyin’in olmayan kolunu süzdü… Sonra başını kaldırdı: “Ha! Şu özürlü kadrosundan…” Hüseyin yutkundu; duyulur duyulmaz bir sesle; “Evet” dedi… “Tamam, bir alt kata in. Sol koridorda, en sondaki oda”, Eliyle Hüseyin’in olmayan kolunu işaret ediyordu: “Zaten senin […]
KARANLIK ODALARDAN FISILTILI CÜMLELER CENGE ÇIKIYOR, KARINCA SESLERİ BUNLAR – ALİ HAYDAR ÇELEBİ
karanlık odalardan fısıltılı cümleler cenge çıkıyor, karınca sesleri bunlar her bir harf umudun şövalyesi yuvalarında isyan var, çıkarılmış tüm paslı zincirler bir köşeye atılmış görkemli taht huzurunda, kraliçe teslim olmuş yorgun gözlere, yüzlerinde buruşuk yağ izleri rehber , nasırlı ellerinde yeni bir yaşamın tohumları filizleniyor, açlık kokan nefesleri devrimci bir gerillanın gözlerinde , kırılıyor altın […]
RAKI ŞİŞESİNDE PİRANHA – EMRE GÜRKAN KANMAZ
Betimlemelere işkence gözler. Yoğunluğu delirtici bakışlar. Kirpikleri piyano çalıyor. Senkronize sesler. Gözler. Evet. Onun gözleri. Gözleri, gökyüzünün çakmak cebinden besleniyor. Sürekli nemli. Sürekli saydam. Tüm renkler pastörize. Elinin altında. Bakışlarının. Ne güzel. Gökkuşağı da o, kara delik te. Birazdan kapıya çıkacak. Çöpü koyacak kapısının önüne. Merdiven boşluğundan aşağı bakacak biraz. Apartmanın ayaklarına. Huyudur. Sonra dört […]
DÜNYA GÖZDESİ BİR ŞEHİR, İMPARATORİÇENİN PARMAĞINDA OYUNCAK ETTİĞİ BİR İMPARATOR, ZIT KUTUPLARDA İKİ GRUP VE SEFALET İÇİNDEKİ HALK…6.YÜZYILDAN BİR BAŞKALDIRI ÖYKÜSÜ… – DENİZ ÇANTAY
İnsan ömrünün en güzel ve verimli dönemlerinden biri olan 20’li yaşlarımı Bizans tarihi ve sanatıyla iç içe geçirmiş biri olarak, hem bu uygarlığın bize çok şey kattığını; hem de çalkantılarıyla, sansasyonlarıyla, ilginç imparatorları ve imparatoriçeleriyle günümüz edebiyatına ve sanatına da bol bol veri sağlayacak nitelikte olduğunu hep düşünmüşümdür. Özellikle de, tarih kayıtlarına “son Romalı” sıfatıyla […]
Son Yorumlar