2015 309
FERSAH FERSAH LAHANA – SABRİ YILDIZ
Gözlerini (k)açmak için kullanma Birak olduğu gibi kalsın Gözlerimi çok açtım zor açtım zamanında Kapaklarım fırtınalı bir gecede yırtıldı Fersah fersah sayfalarca Sonra, sonrası hep kan Yağdım sıklıkla, sıkıldıkça düşlerimden Logar kapaklarından açık denizlere aktım Gürültülü… Gök değil çığlığımla tırmalayarak aktım Sokak taşları iyi bilir cemalimi İleri bakamam çünkü ben Başım hep yerde Hiç kalkmadı […]
Polenler, Perdeler ve Bebekler – Gizem AĞBAŞ
Hiç hayatın dışında kaldığını hissettin mi? İnsana Çok Uzak, anlaşılma güç, ağır bir duygu değil bu. Sadece bazen etrafında konuşan onca sese rağmen varlığından bir haber yanında duran resme, başının üzerinde asılı afişe dalan gözleri fark edersin. Sandığın gibi merkezi misin hayatının yoksa çemberin dışında mısın? Peki, bu hayat sahiden senin mi? Aldatılıyoruz ve biz […]
DEMLENSİN YILLARA – SEDAT YABALAK
Yıllara dokunma demin de ıslansın yaşanan, Her sabahın arifesinde yaşanır gecede ağlayan Belki bir kahvenin telvesindedir hatıralar, Belki bir çayın demindedir güneş; Sabahı huzura bağlayan. Kısa gelir sanırsın, geçen yıllar da kalırsın Gün olur ömre bedel, Gün olur hayattan saymazsın. Gün bekler durursun. Bırak demlensin yıllara… Can çekişir belki, gamda kalan serüven Dur durak bilmez […]
Apolte Kruncky
Bir fikirden kurtulmak için kaç bıçak darbesi gerek atmayan kalbine? Kaç kat toprak örtmek lazım en derine gömebilmek için? Ben, hastalıklı bir zihnin yarattığı son düşünceyim. Yakıp da bitiremediğiniz sigaranın ısınan izmariti, Geçmişten geleceğe gözlerinize kapanan bir perde, Ne zaman beni duymak isterseniz de, ettiğiniz en içten küfrün gizli öznesiyim. Kaç gece kalabalık bir yalnızlık […]
SES – TURGUT SAY
23:20 Treni biraz önce geçti. Şimdi sadece iki tren kaldı. 40 dakika içinde onlar da geçecek. Sonra? Beş saatlık bir sesizlik başlayacak. Bu arada belki uyuyabilir. Beş saatlık sessizlik uyku için yeter de artar. Bir köpek uzakta uluyor. Sokak lambasının koyu sarı renkli ışıkları, koridorun sonundaki pencereden içeriye süzülüyor ve karşı duvarda gölgeler dalgalanıyor. İkinci […]
BİRAZ SANA – SAFA BERBER
Geleceğin belli mi ki gideceğin belli olsun Ne seni dinler gönül ne mesafelerce sesi Geçmişi anımsamak geçmemişliktir, haklısın Aşk var mıdır bilmem ama çile var, acı var, sen var… Yaprak dökmedi bu yıl ağaçlar, gölge vermedi Deniz göstermedi yakamoz, dalgalarla köpürmedi Yağmur desen garipti bu yıl sırılsıklam etmedi Kendisini izletmedi Rüzgar uçurmadı hayallerimi, saçlarımla dans […]
HAYALET – MERVE YILMAZ
aslında sen hiç var olmadın ve olmayacaksın adına destanlar yazdığım mağrur sevgili gözleri kara delik bakışları kanlı jilet. serin bir koruluksun bazen en güzel elbiselerim üzerimde geziyorum sende durgun bir denizsin bazen her nefesimde binbir kulaç yüzüyorum sende biliyorum biz aynı çağlarda yaşamadık aslında hep zamansızdık,mekansızdık ki yakışmazdı bize modern […]
BARIŞ – Yannis RITSOS
Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi ter damlalarıyla alnında… barış budur işte. Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı […]
Ömrümün hüzünlü temmuz sabahı – Mehmet Özgür Ersan
Soluyor yüreğimde Ömrümün hüzünlü temmuz sabahı Uzak bir zamanın ışıkları yansın diye Yaşandı gündelik sessizliklerin arasında Söylemek unutulmuşluktan öte Acıya dalmak hayallerden yoksun Gün başladığı gibi biter Olup biten silinmez asla Gün batarken bir an gelir tutuşturur Sardunya ateşe atılır Kıyılan canlar herkes gibi bir ıhtiyar olamayacak Dün gibi bugün gibi bir tek zamanda kalacaklar […]
Ecel Masası – Tayfun TATAR
Bir korku sabahına uyandık ki Kızdı güneş ve avuçlarımızdan Süzüldü toprağa kan Düştü ellerimizden oyuncaklarımız Bizi Gerçek bombalarla vurdular Şimdi Çıkarın o kan kırmızı defteri Hani şu kıyımlar, katliamlar… O deftere eklenecek Yanmış umut kokan bir sayfa var
OYUNCAKLAR DA AĞLAR – Merve YILMAZ
Suruç’ta katledilen gençlere… Biz oyuncak topladık Oyuncak topladık Yaralar sarılır diye Oyuncak topladık Çocuklar güler diye Oyuncak topladık Yollara düştük Dört bir yanından memleketin Hepimiz altındık, gümüştük Elmastık, inciydik Kağıttık, kalemdik Sanattık, bilimdik Gençtik çok gençtik Sünniydik, Aleviydik Kürttük, Türktük Lazdık, Çerkezdik Kimimiz inanardık Tanrı’nın varlığına Kimimiz inanmazdık Ama hepimiz insandık Ve inanırdık iyiliklerin Güzellikler […]
Nora- Jusef Hasek
biriciğim Nora’ya durgun suları sevmezmiş ay mumun eriyen bakışlarında çözülürmüş sarı ışığı… ben ay bakışlarından anlarım gökyüzünün sana ıssız olduğunu… şosede sattığın mendillerden babasızlığın yasıyla yaşadığını bazı çocukların… artık her kötülüğe varım Nora çocukluğundan ödünç aldığım horoz şekerleri icazet ver dağlara inanan çocukların ardından gideyim… icazet ver nehirlerine akayım bir gönül deltasından… içimde kuyuya düşmüş […]
ZEYTİNİME DOKUNMA… Tamer Uysal
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından. (Nazım Hikmet) Bursa coğrafi konumu dolayısıyla doğal ve tarihsel kaynakları oldukça zengin bir kent. Bunu son yıllarda kent kozmopolit bir yapı kazandıkça daha iyi idrak edebiliyorum. […]
Son Yorumlar