2015 309
PLATONİK – Buket GENÇAYDIN
Seni görünce ritmik yürüyemezdim.Elim ayağıma dolaşır,dilim tutulurdu. Bilmezdin. Öyle uzaktan bakardım sana; ses etmeden,usulca. Görmezdin. Ben seni severdim.Hem seni,hem olmayan bizi severdim. Soğuk bir boşluk vardı sol tarafımda, Hissetmekten alıkoyamadığım, Hiç kimsenin dolduramayacağı bir boşluktu bu. Bilmezdin. Lazımdın,bana sadece sen lazımdın. Gelmedin. Yaşanmışlara üzülürdü insanlar. Bense hiç yaşanmamışlara,asla yaşanamayacaklara… Deliydim ben,sana deliydim. Herkes bilirdi,bir sen […]
MERHAMET – aytül bingöl
Merhamet… Aylarca düşündükten sonra ona olan tutkumun sebebini, bu kanıya varmıştım. Kimselerde olmayan bir merhamete sahipti o. Aşkın sebebi olmazmış, öyle derler. Bu sözü hep işitirdim. İşitirdim de, pek çözemezdim manasını. Sebepsiz bir şey yoktur bu kainatta bana göre. Benim aşkımın da bir sebebi vardı elbet, yumuşacık, pamuklar içinde bir sebep. Küçük sihirli kar taneleri […]
Frambuazlı Çikolata – Emine Nergiz
Kendimi hep bir frambuazlı çikolata gibi hayal ederdim, Hayalin tam ortasında annemin sesi kulaklarımda çınlardı. Sonra geceye meydan okuyan müezzinin sesini duyardım, Yüzlerce kez onun adını tekrarlar ellerimi yüzüme sürerdim. Bütün peygamberler de her gece merhamet arardım, Meryem’in gözyaşlarıyla yüzümü yıkardım. Kadın oluşunun tokatını oda defalarca yemişti elbette, Anlardı beni o yüzden. Nereye dönsem acı! […]
Mite – süleyman çaykara
– Ben geldim – Görüyorum – Bir şey söylemeyecek misin? – Gittiğin gibi geleceğini söylemiştim – Onca yolu bunu duymak için gelmedim ben – Neyi duymak için geldin peki – Beni sevdiğini duymak için geldim ama sen şimdi inkar edersin sevgini – Seni sevdiğimi hiç inkar etmedim ben çünkü seni hep sevdim ben o yüzden […]
Sahaftaki Meçhul Kadın – yasin ertaş
ahh ah benim varla yok arasındaki muhakkak yorgun hüzünlü sevdiğim bilirim akşam olmuştur memleketimde çoğunluk elinde ekmeğiyle evine varmışken -bu azımsanamaz katiyen- kalanı da orda burda olsunlar ama sen sen bir sahaftasındır şimdi tanrım bu en güzel anı günün binlerce elinle karıştırır durursun kitapları her hafta didik didik edersin on on eksilen gözlerinle tozlu rafları […]
KANALİZASYON – ALİCAN BAYAR
hangi ihanet tesadüfle açıklanabilir ve hangi yalan yeniden yeniden örter güneşin önüne geçen bulutlar mı, saklayacak suça meyilli halleri, delikanlılık vurup çıkalı çok oldu kapıdan yontulmuş duygular var nasır bağlı duvarlarında, meyhanenin eskimiş fotoğraf kareleri ah, çoktan geçmişte kaldı geçmiş zaman kipi hiçbir tesadüf benden daha iyi tanıyamaz seni mesela biz, İzmir’in korku kokan kavga […]
Biraz Mutluluk – Barış ÖZDEMİR
şiirim geldi müdür bey, affedin affedin beni belki de bu işi bırakıp bi soytarı olmalıyım becerebilirim, yapabilirim tüm kralları gülmekten öldürebilirim gözleri aşırı güldürmekten ağlatabilirim sadece bu çılgınlığı yapmak için cesaretim olmalı o da yok gibi bir şey insanlık gibi belki de gelmeyecek bir gemiye el sallamalıyım bildiğim yollara girmeliyim çünkü her taraf çıkmaz dolu […]
serçe – Josef Kılçıksız
yüksekliğinde tutmayı bilemedik duvarlarımızı yüreklerin tel örgülerine takıldı kuşlar… kararında bırakmayı bilemedik yolculuklarımızı yoruldu yalnız kartallarımız… dağlarda hüzünlü eşkıya ateşleri yüreğe yayıldı yangın yandı kanatlarımız… bilirim rüzgar tutmaz uçmak istemeyen kuşu kanatlarından… tutsam ellerini utansa sıfatından şeytan suratlı gece… göğsümüzü gere gere korkmadan dev dalgalardan açılsak enginlere güvenli bir limana götürür müydü bizi dudağının ucundaki […]
Gölge ve Ölüm – Uygar Barış BUDAK
Karanlık, ruh, karanlıkta kaybolmuş ve surların önünde diz çökmüş krallığın prensi ölümün habercisi ve tanrıların lanetlediği zavallı. Ama korkmuyor, yürümekte tereddüt etmiyor, surların dev kapılarından içeri adımını atıyor, sarayın bahçesine kadar düşünmeksizin, durmaksızın, tereddütten hiçbir iz taşımaksızın yürümeye devam ediyor… Çok uzun bir zaman, çok uzun bir yolda aklına durmak gelmeksizin yürüyor… Ufka bakıyor ve […]
Gömlek – İdil Çetinkaya
Gökyüzü dumanla kaplanmış gibiydi. İçimde bir huzursuzluk, sanki güneş bu sabaha ölü doğacak gibiydi. Yalnızdım. Üst komşunun karısı yine dayak yiyordu. Duvarlarım sanki ağlayan kadının sesiyle yankılanıyordu. Duymamaya çalıştım lakin içimden bir ses kadına yardım etmemi söylüyordu. Üstüme bir gömlek giyip yukarı çıkacaktım ki az sonra sesler kesildi. Salona geri döndüm. Kalitesiz bir şarap çıkardım […]
BUKLELER – Şahin KÜÇÜKSÜSLÜ
Yanan ağaçları çıtırtısı , can çekişenlerin iniltileri gibi kaplamıştı geceyi. Her yer öylesine alevle kaplıydı ki, alevler sanki vücut bulmuş bir iblisin yılışık kahkahaları gibi, an be an dans ederek parlamaktaydı. Yer kırmızı, gök kırmızı, sırısıklam olmuş giysilerine bulaşan ter kıpkırmızıydı. Ortalık öylesine sıcaktı ki, sürekli kıpırdanan gölgelerinin eriyip, titreyerek yeniden oluştuğu sanrısına kapılabilirdi insan. […]
BİR ADAM , BİR KAR, BİR ÇAY- KADER KIŞLAK
Yağsın… Yağsın da temizlesin Ruhunuza yapışan kömür tozunu. Benliğinin en içine çöreklenmiş bu boşluk. Çayla demliyorum susuzluğumu… Sessizlik kopuyor arş-ı âlâdan. Düşen herbir kar Kirpiklerine yapışan yalnızlık… Yar! Diyor kirpiğin ucundan düştü düşecek. Gecenin sessizliğini bir feryat bozuyor, ılık. .. Iki ucu çatallaşmış bir kararsızlık. Bir şair üfledi parmak uçlarına. Uzak diyarlari gördüğü oda… Her […]
Son Yorumlar