2015 309
Son konuşma – LEMAN ATEŞ
Susuyorum…İnsanlara derdimi anlatmaya çalışmıyorum artık… Biliyorum ki anlamayacak kimse sen gibi… Susuyorum… Bıktım çünkü… Yemin ederim bıktım gereksiz kalabalıktan… Boş yere arkadaş görünümlülerden… Anlamsız bakışlardan,sahte tavırlardan… Susuyorum… Sessizliğimde gizli özlemlerim… Özlediğimi söyledim dimi? Ahh, evet… Bak o burukluğu yine hissettim tüm hücrelerimde… Yine gözlerim doldu, nefes almalarım ağırlaştı… Duraksadım, daldım gittim uzaklara…Uzaklar? Evet o iğrenç […]
ANLATI- GÜRSEL ÖZKIR
Sevgi, ilgi, merhamet, empati, vefa, dostluk ve anlayış duyuları her insanda varlığı mutlaktır. İnsanlarda bulunan bu duyulara rağmen insanların farkını gözeten etkenler ise, bunlara zıt binaen işleyişe sahip kavramlardır. Misal: sevgi ve merhametin varlığı öfkeye anlık yenik düşebilir; eğer, bu yenilgiye itaatin devamını sağlayan gurur, kibir ve inat duyuları galip gelebiliyor ise, işte o zaman, […]
HASTALIKLI İLİŞKİLER – Erdem Özçelik
Bazen hepimiz karmakarışık duygulara bürünürüz. Tek söz etmek gelmez içimizden. Tüm dünya karşımızda dursa bile bıçak kesmişçesine kilitlenir kalırız o an. Sanki dilimizi yutmuş gibi sessizliğe, suskunluğa sığınırız. Aslında söylenecek ne çok şey vardır. Söylenecek ne ağız dolusu kelimeler, cümleler bulunuyordur da konuşmaya mecalimiz yoktur. Hatta delicesine haykırmak, tüm kainata isyan etmek isteriz. Bir dokunsalar […]
Tapınakta Bir Gece – Emrah Şanlı
Tapınak: Bir kelime, üç hece; masalı olmayan bir hikayeden doğar. İnsanoğlunun yaşamı da böyledir. Hangi hikayeden geldiğini bilir ama, hangi masalı yaşadığını tam bilemez. Her daim bir abluka altında tutulmuş hisseder. Tapınak dışında kendilerini göremezler. Bir tapınak düşünün, etrafı dört duvarla çevrili, üstünde çatısı olan bir meskende özgürlük aşılayan bir tapınak… Tapınak bizlere kapalı kapılar […]
“Ahmak Islatan” – Burak ÇAKIR
Bozuk bir terazi misali hayat Orantısız yaşıyorum sevgilim Yokluğun büsbütün bozuyor dengemi Hakkım olanı alamıyorum nicedir Belki ayak uyduruyorum mevsimlere Kim bilir? Yaz günü sağanağa tutuluyorum Yağmur okşuyor saçlarımı Gönlümün paslı kapıları aralanıyor Sesim oluyor inleyen gökyüzü Bir yıldırım gibi düşüyorsun aklıma Sen söyle; delirmemek elde mi?
Sigarayla veda umutlara…-Ayhan Kelam
Yanılgılarım geliyor aklıma Belki de hiçbir lügatin akıl edemediği, Hiçbir sevdanın yaşama mücadelesi vermediği bir hayatta Yaşamaya mecbur olsa dahi Terk ettiği duyguların kırıntısında, Bedensiz aşklardı benliğimi süsleyen Ete kemiğe büründüğünde Büsbütün değişiyordu gerçekler O bilindik çöplükten başkası değildi O hurda kırıntıları arasında Yaşama mücadelesi veren insanlık Yine kendi pisliğine gömülüyordu Yanılgılarım geliyor aklıma Toz […]
“Aşka ağıt” – Turgut Say
Ölümler ile doludur yüreğim, Sevgisiz cehennemin kapısı, Ne ateşler kor olmuş, Ne aşklar gömülmüş orada! Son bir çığlıktın sen, Uyandırmak için bu kalbi, Ve ben susturdum seni de, Aklın ölüm soğukluğunda!
ŞİŞE -Serpil Tuncer
Denizin dibinden sesleniyorum. Sesim buğulu ve etraf alabildiğine sessiz. Sadece derin bir uğultu kumlardan yükselip yüzeye çıkıyor. Yüzeyde güneşi gören uğultu aynı hızla tekrar sesime çarpıyor. Bu yüzden sesim titriyor. Yalnızım. Yapayalnız… Batalı çok oldu. Balıklara yuva olmanın, tuzlu kumlara karışmanın, yosunlara takılıp kalmanın ne demek olduğunu iyi bilirim. Suyla ilk buluştuğumda sessizce gömüldüm dibe. […]
BALÇIK HAMALI – Berrin Efla Fırat
Avuçluyorsun hüznün körüklerini Ne çok büyüyor gözlerim Senden sana kaçarken. Güneşi mat ettim çünkü ona iman ettim Çünkü o denizde o kapı hala mavi Çünkü ben sana açılan tünellerin seyyahı Yeryüzü kaçkını! Gecenin rahminden izliyorum Yoldaki su kırıklarından ay parçalarını Gündöndünün üşüyen kökü gibi. Şimdi mi uzaksın yoksa hep mi temmuz? Sağır sağır emiyorum aşkı […]
Ruhsatlı Köleliğin Divanı-2 – Cemal Özgür Türk
1. Sürüyü yönetir gibi Sürüklüyor ardından kamuoyunu Neyi iletmek istiyorsa bize serbest piyasa değerleri Sanki doğal bir dinin ayetleridir: Ebcet hesabı şu saygıdeğer sayılar Hani parmak hesabıyla Başkasının gözüne soktuğumuz! İşte elimizde tapu gibi istatistiksel varsayımlar: Kimini acıtarak düşündürücü dersler verirken Kimi için zaten başa kondurulan devlet kuşu Yok sayılanlar içinse harbiden şaibeli bir oyun! […]
kibrit çaktım – mehmet özgür ersan
şehrin meydanlarına iniyor giyindi kuşandı başaklar türkülerle zincirlerinden boşanıp ince canlar dövüştü şerefli şanlı saçlarını sevdim kahverengi kehribar gözlerini yalnızım sen orada yalnız kuş olsam lodos poyraz uçsam ben ölmem kahpe dünya yıkılır gayrı ürkek gözlerin mercan köknardan cevahir yalazı morca dağlar çıngı çalmış gözlerinle bir papatya bir gelincik getirsin ellerin kibrit çaktım öteygün ali […]
Ölürse bir çocuk – Şahin Eroğlu
Ölürse bir çocuk Açlıktan yada kurşunla Bu tüm insanlık suçudur Ölürse bir çocuk Gözü aç ölür Mezarına oyuncaklar bırakın Çocuk ölürse Bakıp yerinde durmayın Bakıp duran yerinde ortağidir suçun Çocuk ölürse Mezarına güneş bırakın Ha ekmek ha çocuk Ne fark eder ki Ekmek allahın olduğu kadar Çocukta allahın değil mi Çocuk ölürse Anne yetim kalmaz […]
ABEL – Hasan Karayuk
78 insan… Hepsi de Afrika ve Asya’nın farklı ülkelerinden gelmiş insanlardı. Her yaştan farklı din, dil, ırk ve renklere mensup bu insanlar önce ailelerince ikna edilmişlerdi ölüm yolculuğuna. Gitmeliydiler. Doğdukları ülkelerde bırakın geleceği, yaşama şansları dahi yoktu birçoğunun. Anne babalar alabilecekleri en zor kararları alıp, çocuk yaştaki evlatlarını ölüm tüccarları aracılığıyla ölüm yolculuğuna […]
Son Yorumlar