2015 309
Ethem -Fazlı HUMAR
direnişin orta yerinde göz gözeydi onunla nefes nefeseydi ve umut ile pırıl pırıl bir aşk ile dopdolu idi Asırlık ağaç anlatmak için bir bir ethemi : Dağ gibiydi yüreği bir volkan gibi korkusuzca kükredi kırdı esaretin kirli paslı zincirlerini hürriyetin tohumları avuçlarında katmer katmer açılıverdi ve Asırlık ağaç ethemin önünde saygıyla eğildi fazlı humar 1 […]
” Mansur* Darda!” – Turgut SAY
Bir gömü gibi aradım gövdelerde, Eş ruhumu çaresizce yıllarca! Ne Ermeni prensesi Şirin, Ne Arap kızı leyla, Ne de Beatrice ve Giulietta, Hep boştu içleri! Ve ben Anka gibi çekildim kendi köşeme, Ve doğurdum eş ruhumu kendi yumurtamda, Yanarken kendi yaktığım ateşte, Bir Tanrı gibi ! Turgut SAY *”Hallac-ı Mansur”
FERAGAT – Nuran KARA
Yalnızlığıma katık ettiğim, Senden geriye her ne varsa, Sen dışında… Hasret! Çaresizlik! Sefalet! Al senin olsun… Bende bıraktığın, Her şeyden, Senli sensizliklerden, Kendimsizliklerden, Bütün aşk kırıntılarından, Feragat ediyorum… Nuran KARA
NE AĞRIYMIŞ -AYLİN ÖZER
Didem’e Tırnaklarını çok dibinden kesmişim gibi sanki hayatımın. Kırmızı ojeleler sürüyorum kanamalı bir hasta olduğum bilinmesin diye. Dövmelerle şiirler yazıyorum bileklerime. -Ki intihar ettiğim izler görünmesin- Ağrıyor anne! İntihar eden kalbim ağrıyor! Ne ilaç verseler nafile! Tomografi sonuçlarım: Hayatımın her yeri kanser! Göğsüm, rahmim, beynim, omurgam… Memelerimden zehir, Kadınlığımdan irin, Beynimdem küfür, Omurgamdan kan […]
DAĞLAR – JOSEF KILÇIKSIZ
hürriyetin hangi madenden yapıldığını bilmek istiyorsan dağlardan yana çevir başını gölgesi serin yerdesin güneşe en yakın düz ovalar bir yaradılış zayıflığıdır yalnızca dağların yerini tutacak başka bir yuva bulamazsın… suya bak denizlere doğru koştuğunda nasıl da berrak ve nasıl yapış yapış bir yerde durup kokuştuğunda… bir kaya gibi batmaktansa denizin dibine bir ütopyamız olsun diyorum […]
İHANETİN RÜYASI – ESİN ERGİN
Yüzüme dokunuyorum, bir iz bulabilmek için. Tıpkı cılk çamur olmuş asfalta ayak izi bırakmaya çalışırcasına, hem buluyorum tüm izleri hem kaybediyorum hemen tüm geçişleri. Ne aklım ne elim ne bedenim inanıyor tüm bu yaşadıklarıma. Kollarıma bakıyorum, unuttuklarım orada mı diye. Kollarım ağır bu bedene. Dün gece yaşadığım kayıp anıların ardından, temiz havaya vurmaya karar veriyorum […]
HİÇBİR ŞEYSİZLİK – CANSU ŞENGÜN
Susmak istiyorum ki bazen bir sahne, bir replik tercüme etsin içimdekilere. Susmak istiyorum ki bazen bir an bin kez yaralayıp törpülesin kalbimi. Susmak istiyorum ki ne dediklerini anlamadığım bir dolu insan kalabalığını alkışa tutayım. Susmak istiyorum ki tepki veremediğim durumlara içerden müdahale edeyim. Susmak istiyorum ki bazen bu sessizlik ne anlama geliyor diye içime haykırmalıyım. […]
FAL – ASUMAN Z. GÜNAYDIN
Adamın adı girdi evvel gönlüme; SADIK. Benim olsun istedim ismi Sadık olan bir adam. Cisimsizdi benim Sadık’ım o zamanlar, sessiz, kokusuz, bir bende canlı. Çok sonra gördüm ben Sadık’ı Müjgân’ın yanında. O vakitler Hereke’de çalışırmış, ayda bir iki gelirmiş eve, girdi mi de pek çıkmazmış sokağa. Kurak Müjgan’ı gebe bırakacak ya, herhalde ondan. Yahu tarlada […]
KALITSAL İLLET – MEHMET ÖZGÜR ERSAN
Herkese bir şeyler kalır birilerinden Azınlık olduğumuzu gözleyemez kimse Dünyaya doğru açılır kalp kapısının kanadı Açtığı her yaranın hesabını severek öder Zamana güvenmez aldığı çentikler atar Bir sehpa yanağı sedef kakmalı Bir sandık ağırlığı Karnımda gümüş bir şamdan Giz oyuklarıma oturtulmuş bir mum Anıların ayininde iki insan Lehçesi bozuk, şivesi Arap, soluğu Türkmen Kan uyuşmazlığı […]
BİR GÖKKUŞAĞININ HİKÂYESİ – MUSA YILDIRIM
Yağmur tanelerinin yeryüzüne düştüğü anları unutmayın. Yağmurdan sonra çıkacak olan gökkuşağının bir çığlığıdır çünkü. İnsanı mutlu eden her başlangıç unutulmazdır. Her anımızı dile getirirken, başlangıçları anar ve hayıflanırız; eğer kaybettiysek. Çok kaybedenleri düşünün. Her başlangıcın heyecanını, yaşayacakları o güzel ihtimalleri de katın. Bir macera yolunun her adımını düşünerek atmadıysak, yaşadığımız anların muhasebesini de yapmayacağız. Yaşadığımız […]
EKİM MORU – BERRİN EFLA FIRAT
Kalem bir efsun-u badeye raks eder yalnızlığında. Kimbilir kaçıncı yüzyılını yaşamakta gönlü aşkın kıblesinde! Nazenin yalnızlığının bahçesinde gördüğü her yaprak, Kendi gizeminin ayetleriydi suretini aradığı… Gördüğü her yaprak, Kendi gizeminin aynalarıydı suretini gördüğü… Çıplak ayakları çimenlere bastığında Çiyler battı topuklarına, parmaklarına Ağladı. Renkleri karşısına dizdi. “Kısa sürecek bir ayrılık olacak” diyerek Mor’a veda etti. Uzattığı […]
KEÇİLER BERBER İKEN, DEVELER TELLAL İKEN, MANDALAR HAMAL İKEN – MURAT SERDAR ARSLANTÜRK
Gülizar kasıklarında ateşli bir acıyla uyanır uyanmaz yüzündeki kurumuş tükürük kokusunun bulantısıyla helâya koştu. Öğürdü, aksırdı, genzinden ve burnundan acı sular geldi fakat kusamadı. Soluk soluğa doğrulup elini yüzünü yıkarken, lavabonun deliğinden haleler halinde yükselen bir ejderha, kızın çilli burnuna ve kıpkırmızı kesilmiş suratına bakarak alevlerini savurdu. Karşısında apansız peydah olan ve bir görünüp bir […]
ATEŞBÖCEĞİNİN YALNIZLIĞI – CENNET GÜVENÇ
Yalnızlığın gölgesinden kaç adımda kurtulurum Zıplasam daha mı çabuk ulaşırım sonuca Gölgemi mi takip etmeliyim yoksa Yalnızlığın adımlarını mı saymalıyım Şarkı söyleyip ıslık çalsam Kaldırımlarda yürüsem Islansam Kaldırım taşlarının yüksekliğinde Uzaklaşır mıyım kendimden Sadece bir adım atıyorum Sonra yine ben ve yine sen İkimizi toplasam gölgemizi sıfırlasam, Elde var iki İkimizde birbirimizden yalnızız İkimizde birbirimizden […]
Son Yorumlar