2015 309
SAZ SEMAİSİ – OĞUZHAN BOZKURT
Câvid Bey gün boyu düşündüklerini yazıya geçirmek üzere odasına girdi, cevizden oyma masasına oturdu. Kâğıtları önüne düzgünce koydu. Onca düşünce arasından özenle seçtiği ilk cümlesini yazacakken kalemin mürekkebi olmadığını fark etti. Odasında bir iki aradıysa da bulamadı. Büsbütün canı sıkılmıştı. Koskoca odada yazı yazacak bir şeyler elbet bulurdu; ancak siniri onu bu azimden mahrum bırakmıştı. […]
ÖZGÜRLÜK-NURAN KARA
İsyanları bastırılmış Şehrime, Ölüm yağıyor, Şimdilerde, Gözbebekleri katlediliyor, İnsanların. Masum bakışlar, Gömülüyor sessizce. Yüreklere kor, Umutlara gölge düşüyor. Kekremsi kaygıların, Damaklarda bıraktığı, Nefestir artık, Özgürlük.
YÜK – TUBA KIR
Gül yatağa girdiğinde bütün gece uyuyamayacağını gayet iyi biliyordu. Kocasının başını yastığa koyar koymaz huzurunu kaçıran horultularına kulak tıkayıp, sadece düşündü. Sonrasını hayal etti. Kafasında, ilk karşılaştıklarında kuracağı cümleleri tasarladı. Her seferinde beğenmeyip değiştirdi. Lafları evirdi çevirdi, endişe, heyecan ve merak içinde bir o yana, bir bu yana dönerek, sabahı sabah etti. Bir gün önceden […]
1967 – MEHMET ALİ BOZGEYİK
İlk çığlığımda isyan vardı Çin’deki safer sarhoşluğundan Almış rengini Terazisi bozuk dünyaya Ve ilk çığlığımda Zeytin ağaçlarının budanmasına Hayıflanmıştım biraz da Yunanistan’da Çatıda guruldayan beyaz güvercinler Kırmızıyla lekelenmesin diye Dis-k-alifiye olmuş işçiler Yeniden sahne alırken Yeni bir kalbe kavuşmuştu Güney Afrika’da bir ölümcül vaka Dr. Christian Bernard’la Canım ay ayaklar altına alınmamıştı daha Nijerya’da kırmızı-siyah […]
OLMAYAN PARMAKLAR – ZEYNEP UÇAR
Bir sabah uyandığımda parmaklarım yerinde yoktu. Beş yaşındaydım. Parmaklarımın elime bağlı olduğu eklemden mavi mürekkep rengi bir sıvı akıyordu. Çok korkmuştum elimi yüzümü yıkarken beyaz lavaboya akan mavi mürekkebi gördüğümde. Çığlık atarak evin içinde koşmaya başladım. Başım dönüyor, duvarlar dönüyor, duvarlardaki tablolar çerçeveler, yapraklarının çoğunu kaybetmiş takvim, Atatürk portresi, hemen yanındaki anneannemim portresi, hepsi dönüyordu. […]
BALIK BIÇAĞI – BÜŞRA PALTAOĞLU
Kendimi bembeyaz ve yüksek tavanlı, denizi gören kısımları boydan boya camla kaplı ve tıklım tıklım dolu bu yerde bulduğumda şaşırıyorum. Buraya nasıl geldiğimi, kim tarafından davet edildiğimi hatırlamazken boş sandalyesi olan bir masa görüyorum. 6 kişinin oturduğu masanın en baş köşesindeki gri kadife koltuk, buradaki tek boş yer. Oraya doğru gidiyor ve izin alırcasına dikiliyorum. […]
FLAMENKO GECESİ – DİDEM SAYAT
Bir ağıttı, içinde acı, zulüm ve ölümü barındıran. Bir matadorun hikâyesiydi belki de. Genç erkek dansçının kıvrak hareketleri bana bunu çağrıştırıyordu. Sıkı pantolonu, bedenine neredeyse yapışmış gömleği ve daracık ceketiyle baştan aşağıya siyaha bürünmüştü. Koyu kumral saçlarını geriye taramış, yüzünün her ayrıntısı tamamen ortaya çıkmıştı. Dansçının arkasına sıralanmış gözleri yarı kapalı gitaristler çaldıkları müziğin içinde […]
ESMER BİR YAĞMUR – ÖMER TOKAT
Esmerim Bu gün yine yanımdaydın Mutlu bir Çarşamba Güldü geçti Bizimle beraber Bu gün yine yanımdaydın Sen ne kadar yanımdaysan Yağmur o kadar esmer O kadar hızlı yağdı Yağmur siyah gözlerin için Toprakla,ağaçlarla Benle savaştı Sen ne zaman yanıma otursan Bulutsu,sevinçli bir duygu akıyordu İkimizi yakınlaştıran İkimizin arasında Bulutsu duygular içinde Bir gülümseyişin Bir sesin […]
BABAMIN ARDINDAN – GÜLSER SAĞIROĞLU
Onu yitireli henüz bir yıl olmasa da anılar hala dün gibi. Kısmı felç geçirip hastaneye yattığı haberini alır almaz ziyaretine gitmiştim.O güne kadar çalışma hayatına hiç ara vermeden çalışan babam yatağında huzursuzdu. Sağ tarafına inen felç hareketlerini iyice kısıtlamış,yardımsız kendini bir yandan diğer yana çevirememekten de iyice bunalmıştı. Hastanedeki odası ziyaretçilerle dolup taşıyordu. Akşama […]
BELKİ DE – YOK DÜŞLERİ
Adın bir karartıydı belki de Hüznün şiirinde Yıllanmış şarap gibi Tadını sonraya saklıyordun Umudun du beklide gelecek Olmayan düşlerin ortasında Bitmeye yakın bir kitaptın belki de Esrarının düğümünü çözüyordun Belki de bir damlaydın Kaynağını unutmuş Herhangi bir denizin tuzlarını eriten Solungaçtan çıktığında formülün değişecekmiş gibi heyecanlı Atmosfere sığmayacak kadar coşkun Unutulmuş Yorgun Noktalı virgülden sonrası […]
BİLİNMEZLİK – RAİFE KUTLAY
İNGİLTERE TAHTININ tek varisi yakışıklı prens zengin ve SOYLU ailesinin OĞLUDUR.ADI JACK THOMAS DIR .JACK babasının istegi üzerine SOYLULUĞUNU devam ettirmesini sağlamaktadır.Babası SARAY ın BALKONUN DA seslenmesini ister açıklamasını yapar.Seslenirken ROSE halkının içinde JACK ı dinlemektedir ;oğlu konuşma yapar ken babası nın aniden birden bire SARAY IN dış kapısının önünde kimliği belirsiz bir kişinin mektubu […]
BİR KADIKÖY GECESİ – ALİ BOZTEMİR
Yine bir kadıköy gecesi, Koltuğumda, Gecenin kasvet ve kederi içinde boğuşmalar, Uyuma ve uyumama arası kararsızlıklar, Uykusuzluk çıplak yalnızlık, koskoca insan okyanusunda yalnızlık, Ama uyumak gerekli, Sabaha efendilerine daha güçlü hizmet edebilmek gerekli, Sabaha dinç bir uyku, Minibüste, otobüste asık suratlı insanlar, Elektronik kapılar, Kışın keskin soğukları, Dindar iş ahlakı ile çalışmalar, Harcanmış zamanlar, Mesai […]
İnce Memed’in Felsefi Derinliği: Uğraşmak Haktır – AHMET CİHAN AKINCA
Yaşar Kemal yalnızca bir romancı değil, büyük bir entelektüel, gerçek bir hümanist, devrimci ve felsefi derinliğe sahip bir yazardı. Ölümünün ardından yaşanan geçici bir duygusallıkla yazılan övgü cümleleri olarak algılamayın bunları. Çoğu okuyucu onun bu tanımlamaları hakettiğinin farkındadır. Yalnızca yaşam öyküsünü incelemek bile entelektüel kişiliği hakkında fazlasıyla bilgi verir. Fakat onun hakkındaki nitelendirmelerimizden biri olan […]
Son Yorumlar