2015 309
YAĞMURDAN ARTAKALAN – BUĞRA AKSOY
İki bin yılında ekonomik krizin çıkarmış olduğu sağ aparkattan babam ve babası da paylarına düşeni almışlardı. Mütevazi, bir hayli ufak sayılabilecek derme çatma bir atölyede başladıkları lateks işini geliştirmiş, sanayi içinde daha büyük bir çalışma alanına sahip olmuşlardı ki kader namlusunu onlara doğru çevirip sırtından vurulmuş bir ceylan yavrusu gibi yere sermişti ikisini de. Bizim […]
DÜŞ SANCISI – Can Kılınç
Ellerim ellerine büyük geliyordu her duamda senin ismin geçerdi her yeminde sen vardın her şarapta senin ismin yazılıyordu kırmızıya yaşadığım şehir her gece düşerdi ellerin çocukluğuma küçük gelirdi anne derdim gözlerine her takıldığımda her ağladığımda bir papatya solardı bir delikanlı aşkını ağaca en derininden kazardı, bileğine kazardı ışıklar sönerdi ben uyurdum, sen o şehirde üşümeye […]
Bir İnsan, bir tarihtir; Sefer Yolcu – Naki Aydoğan
“Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer” (TDK) Sefer’in ayakkabıları son döndüğü yolculuktan ki kaldığı yerde boyasız ve solgun duruyordu. Evin dışında kapının önünde ki yerde bulunuyordu, bulunduruluyordu hemen hazır yola çıkmak üzere yine. İşte ayakkabısı yerde yol, giyince yolculuğunu dışarda sefer. Sefer Yolcu. […]
ESKİ DEFTERLER- BARIŞ GENCEROĞLU
Eski defterlere doğru olan gönül yolculuğumda, sayfalarımın yarısı ak, yarısı ise kara. Avuç avuç keşkelerimin izleri dolu, hem ruhumda hem de bedenimde. Gülümsemelerim ve hüzünlerim karmakarışık zihnimde. Adı belki çocukluk belki de toyluk. Olgunluğun dönemecinde eski defterlerin bana aksettirdiği cümleler ve hisler ile düşünüyorum yaşadıklarımı, pişmanlıklarımı ve keşkelerimi. Beni benden iyi kim bilebilir ki! Samimiyetsizlik […]
BİR ADAM – ABDURAHMAN BALTA
-Alâeddin Özdenören Anısına- Cebinde ölümünü taşıyan adamlar görülür, Ihlamur Kasırlarında yahut Simit Saraylarında Çıkarlar bir şehrin nadan yollarına Gündüz ile gecenin kesiştiği ufuklarda Ve beklemekten yorulmuş bu yolların gölgesinde Dinmez sancılara gebedir yeni gün, demlenen kâinatın otağında. Gülüm! “Gülüm” dedim sana, Anla cebimdedir ölümüm. Ölümüm; Resmi üniforma soğukluğu değil belki Cılız ama sıcak bir kız […]
BENCİL AŞK GİT BENDEN- NURAN KARA
Bencil aşk git benden! Ne yapsam az geliyorum. Koşsam hep geride, Saat başı intiharlarımı, Uçurumları, çıkmazları, Pimi sana çekilmiş şu yüreği, Al benden! Herkesi vedasız sürdüm içimden. Öldürdüm matemsiz. Sarayımın tüm odaları senindi. Dar geldi. Çık benden!
Özgürlük gibi var mı? Adnan Mutlu
Yaşansın özgürce bırakın. Kötüyü içinizden atın. Sevinci yüreğe katın. Özgürlük gibi var mı? Lazı çerkezi ve kurdu. Savunurlar hep yurdu. Yaşarlar hep umutlu. Özgürlük gibi varmış. İnsanları ayırmayın. Birbirine darıltmayın. Özgürlüğe karışmayın. Özgürlük gibi var mı? Namaz kılan içki içen. Oruç tutan kendinden geçen. İnsan oğludur hep değişen. Özgürlük gibi var mı? Bırak kendini hayata. […]
SAVAŞTA ÇOCUK OLMAK-AYLİN ÖZER
Fransız düşünür ve yazar Jean Paul Sartre der ki; “Hayat alev almış bir tiyatro sahnesidir”. İşte bu tiyatroda başrol oyuncusu yoktur, çünkü herkes başrol oynar. Çoğumuz gerçek bir savaşın içine doğmadık ve gerçek bir savaşta yaşamak zorunda kalmadık. Ama ben hayatı hep bir savaş olarak algıladım. Hayatın içindeki irili ufaklı savaşlara büyüdükçe, zor da olsa […]
Gecenin Derisi – Berrin Efla Fırat
Derine gömülsün dedi Derine! Terlemez ruhun kaybolmuşu. Sustu ve kavradı esir sözü Süzülen kanıyla. Dokunursa görür, biliyor kirpik. Battıkça tene ÇİVİ Nuh’u anımsıyor kara! Suyun ırzı temiz, Derisi PAS rengi. Taşı solurken solan ağaç kadardı Dokunursa ölü(r) gemi! Derine gömülsün dedin Derine! Sır uykusunun göğsünde yumuldu hep gözlerim oysa. Yörüngelerinde baş dönmeleriyle sevişgen kılınan cümle […]
ÜVEY ANNEMLE TANIŞMA HİKÂYEM – Tuba Kır
Annem öldüğünde beş, altı yaşlarındaydım. Onu resimlerinden tanıyorum. En çok ses tonunu merak ediyorum. Tuhaftır bazen telefonum çalacak ve “Buradayım kızım, üzülme” diyecek sanıyorum. Her ne kadar annemi hatırlamıyor olsam da üvey annemin evimize geldiği gün, tüm ayrıntılarıyla dün gibi aklımda. Altı, yedi yaşlarındaydım. Kış mevsimindeydik ve hava yeni kararmıştı. Babaannem kapının açıldığını duyunca, babamın […]
hilkat – mehmet özgür ersan
Bir yanımda Salsalun Ke’l-Fehrar Bir yanım Rahman Kokuşmuş balçık Zillet Tortulaşmış Toprak İçinde Ateşten bir hale Menem Bir ruhu kutbu Kir içinde Bir ruhu kutbu Nur içinde Olan menem Evel menem Ahir menem Vacib’ul Vücud Menem Manadan Daha aşağı Bir manada Bade menem Dağ değilem Dal değilem Kuş degilem Börtü böcek Hiç değilem Bir katrede […]
AŞK YÜZYILI BİTTİ (Mİ?) GERÇEKTEN… – deniz çantay
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç. Dr. Nuran Yıldız’ın “Aşk Yüzyılı Bitti, Aşk’ta, İş’te, Siyaset’te Yeni Zamanlar” kitabının reklam tanıtımını ilk gördüğümde “Aman ne güzel, yine saçma bir kişisel gelişim kitabı daha çıkıyor işte” diye düşünmüştüm. Nuran Yıldız ile yapılan bir röportajı okuduktan sonra ise gereksiz bir ön yargıya kapıldığımı anlayıp kitabı alıp okumaya başladım. Hani […]
beş boyutlu insan halleri? – cennet güvenç
Bir zamanlar fi tarihinde zamana direnemeyen ahlaki değerler ve yok alan insan hallerimiz vardı bizim. Biz büyümeden önce. Belki de teknolojinin insanları esir almadığı son dönem hallerinin bozulmamış insan hallerimizle. Çok mu zaman geçti de ben böyle içlenerek bir yazı yazıyorum, çok mu büyüdük ya da zamanın gerisinde mi kaldık da bende artık oturup sadece […]
Son Yorumlar