2015 309
Şehr-i Aşk-Gökhan Aynacı
Yağarken kar zamansız Benim kadar üşümeyin Şehr-i aşk olan tüm mabedler Aşktı Bu şehrin içinde yaşanan Yakalayan da yaralayan da Aşktı Üşümek bedavaydı Zamanın Durmasını geçmesini isteyen de Aşktı Bu şehir bir labirent sanki Komşu kenti ayrılık Bir kıyılar var ki bu şehirde Her tarafı yalnızlık…
SONBAHAR YANSIMALARI- Remzi KOKARGÜL
Güneşin solgun ve titrek ışıkları yaprakları iyice azalan ağaçların arasından süzülerek veda ediyordu güne. Sonbahar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başlamıştı. Bu gün ikindi sonrası kargalar yine şenlendirirdi ağaçları. Her gün hiç aksatmadan kara bir bulut gibi dallara üşüşür, birbirleriyle yarışırcasına bağrışarak bütün bahçeyi velveleye verirlerdi. Birçok insan bu seslerden rahatsız olurken ben aksine severdim bu […]
NEDAMET KAFESİ – ARİFZADE
Nedametiniz kurtuluşunuzdur… Böylesi ilginç bir giriş ile başlıyor kitabın arka kapak yazısı. Hangimizin Nedametleri yok ki… Peki o içimizi parçalayan his, bir gün gerçekten de kurtuluşumuz olabilir mi? Arifzade nam yazar belki de hiç aklımıza getirmediğimiz bir noktadan yaklaşıyor çözüme. Evet, kurtuluş için acı çekmek gerekir. Dervişlerin, peygamberlerin çektiği acılar gibi. Yüreği yakıp kavuran bir […]
ZAMAN -SAFA BERBER
Düzgünce yapabildiğim tek şey ağlamaksa Kalmasın gözyaşı, zaman deryasında Belki yardım eder bakmak gözlerine Hayalimin dışında kalmış dokunmak ellerine Dans edelim zamanı durdurup Uzaktan sevelim, mutluluğu ipe tutturup…
Sokak Kedisi Ramiz – Cennet Güvenç
Az önce kitabı bırakıp yazmaya başladığımda bir kedi geldi yanıma, tuhaf tuhaf bana bakıp gitti. İçimden seni de yazayım da gör ey sevgili sokak kedisi dedim! 5 dakika sürdü sürmedi geri geldi. Sanırım onun da bana anlatacak hikâyesi var, bakalım neler anlatacak bizim sokak kedisi diye incelemeye koyuldum. Duvarın üzerinde kuyruğunu havaya kaldırdı. Beni ince […]
sadak ve büyü – Efla Berrin Fırat
Ben de becerikli bir büyücü olsaydım Seni bir dinozor yapar Gözüm gibi bakardım; Eğer çivilerin paslı kalsaydı! Gözlerimdeki kumları temizlediğimde gördüğüm; Zamanın kustuğu bir kusur olan seni Acemice işelemeye çalışmamdı… Şimdi bu komik yanılgımı İronik dejavum olarak neresinden tutup çeksem de kurulsam yörüngeme? Anlamadığın bir dilin harflerini üflemişim gibi kulaklarına, Hayretimin esrikliğine hapsoldum Kendiliğin teslisinde […]
KAVGANIN ŞAFAĞINDA -SERHAT ÇAKIN
Kavganın Şafağı ünlü Rus Yazarı İvan Popov’ un unutulmaz eserlerinden biri olup, toplumcu-gerçekçi edebiyatın özelliklerini güçlü bir biçimde hissettiren; elinize aldığınızda bir sonraki aşamayı merakla izleyeceğiniz bir yapıttır. Yapıt, akıcı ve sürükleyici bir dille yazılmış olup, 20.yüzyılın başındaki Rusya İmparatorluğu’ndaki ve Rus Toplumu’ndaki toplumsal muhalefeti ve emekçilerin ağır yaşam ve çalışma koşullarını çarpıcı ve gerçekçi […]
Ebem’den Hayat Dersleri – Mehmet Özgür Ersan
Babaannem sadiye ersan’a Dalın yeşilini insanın hayınını Taşın yakından geldiğini Ürkek bir kuşu elde tutar gibi Bir kadını Ne sıkıp ne gevşetmemenin sırrını Dalına yağırnına konan ağrıyı Acının acıyı su sancıyı geçirdiğini Sekçesinin oturmaktan ağrıdığını Bıldır bu fatlarda hayatta neler olduğunu Badalı anadutu dirgeni Dirgene dayanmayan porsuğun Harmana gelmeyeceğini Gümpür ile pörçüklüyü Girellikte yuka getirip […]
Dağlarda Ölümle Kalım Kadın – Gülderen Kılıç
Bir bozkırın ıslığıydı kadın, ne çok anıya mahkum oldu, tek dayanağı gökteki yıldızlardı, pişmanlığa henüz vakit yoktu, zaman bir anlık göz kırpmasıydı, ölüm uçsuz bucaksız bir sessizlik. Anlamı neydi atan yüreğin, Kuşlar yağarken avuçlarına? Vatan mıydı, toprak mı yoksa bir topun ardında kaybolan çocukluğu mu? Kahramanlar ölmeden önce bir itiraf bırakmalıydı, kimse basmadan kurşun yaralarına. […]
ELÇİ – Gupse
Büyük bir kargaşanın sonunda Herkes bir süre susmuş şimdi Öyle büyük kusmuşlar ki sözleri Dilleri dönmez olmuş Kelimelere boğulup ölenler var aramızda Konuşmayı unutmuş bir kaç kişi Zamanın elleri yakamızda Öylece donmuş Ne ileri ne geri Gidebilen olmamış Beklemekteyiz Teyzesi aramış birini eve çağırmış Tamam demiş ama yolu bilmiyor Tamam gelirim Zamanın sonuna kadar beni […]
rüzgarda uçuşan kadın vücudu – Begümhan Varlık
İnsanlığın yaşantısı boyunca görülen sapsız ilişkilerinin boyutlarını ben üç temele dayandırıyorum: Kadın vücudunu, şekillendiren simgesel armut kavramına; gizli ve saklanması gereken ilişkiyi, ayakkabıya; yaşanılan duygu ve düşüncelerin yarattığı özgürlüğü; halıya benzetiyorum. Sapsız ilişkinin temelini; zayıf ve kısa kökleri andıran, aynı zamanda, sarımsı ya da yeşilimsi ifadesini ortaya çıkaran, orantısız vücudu şekillendiren simgesel armut kavramı; hayal […]
AĞUSTOS BÖCEKLERİ – DİDEM SAYAT
Yine akşam olmuş. Yavaş yavaş müşteriler giderken fark ettim havanın karardığını. Bütün gün nasıl geçti anlamadım. Çay getir Ahmet, su getir Ahmet, kola, gazoz, ayran derken… Hava nasıl sıcak! İnsanlar bir türlü serinleyemiyorlar. Çoğu yerde klima da yok. Kapılar, pencereler açık. Sık sık çarpan sesleri yankılanıyor sokakta. Bakkal Arif Amca bir klima alacağım, deyip duruyor. […]
TOZ -Gizem Pınar Karaboğa
Uzun zamandır süpürge sesi kesilmemişti. İnsan neyi bu kadar çok süpürebilir? Bir halı, ne kadar çok toz, tozların yapıştığı ayaklar, ayaklara binmiş vücutlar taşıyabilir? Nereden gelir bu kadar toz? Bu kir, nerede oluşmuştur? Sonra, nasıl bu kadar birikebilmiştir? Bu kadın, bu halının bu köşesine dersini yeterince vermemiş midir? Belki kadın bir gün demiştir: ‘’Bugün sizi […]
Son Yorumlar