2015 309
Maria – Josef Kılçıksız
Söküp atsam diyorum kaburga kemiğimi Tanrı’nın önüne Belki yeniden kurulur yaradılış hikayesi orayı buradan ayıran ufuk çizgisi Maria kanlı seferlerin yakıp yıktığı düşlerimiz… Yağmurun nefesiyle Eylül’ün çatlak aynası buğulanınca bir karabatak okşamak saçlarında Maria… Rüzgar beni kilitlerken uçurtmana ya ip koparsa ya okçuyu atarsa sırtından üzengisiz atların ya bir gün yolda koyarsa beni zamanı kovalayan […]
Tahta ve Kartondan – Buse Ellidört
Ve kirli kütleler düşüyor kurallarıma Birine geçiremiyorum kanatlarımı Yine Koylarıma sızıyor dört kollu balıklar Ve yine kuşlara kurşunlar ,sapanlar Aniden serpiliyor İskele adamları Böyle direniyor bacakları acıyla Gökyüzü haykırıyor koronun kızlarına Fısıldayın içimi güneşe doğru Güneş naylonları eritiyor Sonra arılar dağıtıyor çelenkleri İçinde çiçekleri nefessiz sahte kokan Gelinciğe Oluşu tamamlanmamış Bir dünya Sepetinde duran Sakalları […]
BURSA’DAKİ ORMAN YANGINI VE İDDİALAR ÜZERİNE… – TAMER UYSAL
-1- Hadi uyan Gün ışığı çilemeye başladı başucunda Denizler bir mavilik edindi günden Seher yeline uyup kuşlar tüneğine uçtu Bu türküyü dinlemeyecek misin (Metin Eloğlu) Genç yaşta yitirdiğimiz öğretim üyesi Sevilay Kaygalak Bursa’yla ilgili çok güzel bir inceleme kitabı kaleme almıştır. Kaygalak kitapta Uludağ eteklerinde kurulan Bursa’nın Anadolu’nun bir iç kenti olmasına karşın gelişmesini coğrafi […]
MAVİ ÇOCUKLAR – Merve Yılmaz
Aylardan eylül Bodrum sahiline küçük, cansız bir bebek bedeni vurdu. Eylül aylarında yapraklar ağaçlara veda eder; anneler yavrularına değil. Savaşın bahanesi çocukların günahı yok. Kanlı elleriniz doğmamış yarınları hiçliğe mahkum etti. Mavi oldu çocuklar masmavi oldu deniz oldu, balık oldu inci, mercan oldu annesinin yüreğinde dinmeyen sancı oldu. Ama siz çıkar uğruna cana kıyanlar siz […]
ÖPÜŞME- Murat Azak
Yer mi gök mü ne kalmıştır öpüşecek Çırasını yakan Murad’ın üşüyecek Göz kırpıntısı yola düşen yıldızlardan Baş koyduğum eşiğimde güneşlenmiş Göğüste belirince fokurdak ateş Ay ağımıza dolanan nalın çilekeş dünyası İki kat odalarda ahretlik bacım şeşbeş İğne iplik delikanlı Sırım gibi kapkara önü arkası Ay na ay na söyle bana Kılımı kıpırdatsam ya kışır mı […]
Sessizliğin Dayanılmaz Çığlığı – Tek kişilik – Özge Filik
Sessizliğin Dayanılmaz Çığlığı Günlerdir düşünüyorum. Kış uykusuna yatmış şu halimize, nasıl müjdelesek baharı? Uyandırmaya çalıştığım her sayrı, ölümden besleniyor sanki. Geceyi giyinmişler ruhlarına. Her rüya, mistik bir çöl rüzgarı. “Herkes önce kendi rüyasına sahip çıkmalı!” dedi eski bir masal kahramanı. Ne olmalı bir hünsanın düşü? Bir ceset var ortada ve sahibi yok! Kendi bile sahiplenmemiş, […]
DUYUM – Volkan Kara
Ankara’nın alışık olmadığı yağmurlu günlerden birisiydi. Dışarıdaki insanlar ezilmekten kurtulmak için kaçan böcekler gibi bir sağa bir sola koşuşturuyordu. Gök gürültüsü, yağmurun uğultusu ile birleşerek kulak tırmalayıcı bir ses oluşturuyordu. Havaya kesin bir toprak kokusu hükmetmeye başlamıştı. Yağan yağmur, büyük su birikintileri oluşturuyor, sokaklar her geçen dakika yürümesi daha güç bir hal alıyordu. Rafet Bey […]
BİZ – Burak Avdan
Baktım yine bu sabah pencereden Hemen köşedeki ağaçta bir tutam eksik sen Sol taraftaki kaldırımdan bahsetmiyorum bile Ölecek sensizlikten Güneşe ne demeli peki, sokmuş kafasını yorganın altına, Ağlıyor Düşen damlalar bir bir Bir bir Benim pencereme vuruyor. Sanki sen olsan uçacak şu kuşlar Kanatlarında bir tutam sen eksik. Dönüp bakıyorum odaya Masada çay… Bir de […]
Kusursuz – İdil Çetinkaya
Küçük bir çocukken bana hata yapmanın çok kötü bir şey olduğunu çehremdeki morluklarla öğretmişlerdi. Mükemmel olmak zorundaydım. Hep daha azıyla yetinmeli ancak hep daha çoğunu vermeliydim. Ancak bu mükemmeliyet isteği kusursuz bir cinayetten öteye gidememişti. Arkada koca bir delil olarak ben kalmıştım. Şüphesiz ki kimse beni dinlemek istemeyecek, anlatıcaklarımla ilgilenmeyecekti. Büyüdükçe gök yüzümün küçüldüğünü düşündüm […]
“10 Haiku”* -Turgut Say
1)- Deniz yutar balığı , balık canlanır… 2)- Ay gördü yüzünü gölde geceyi görmedi… 3)- Rüzgar oyun oynamak istedi, yer yerinden oynadı! 4) Gölgem uzadıkça, fark ettim geçen ömrü… 5) Ona dünyayı veremedikçe, şiirimi verdim! 6) Damlayan suyun sesi, durdurur bazan dünyayı! 7) Altının değerini taşa soran insan, Bir kuş kadar Tanrıyı tanımaz! 8) Sinek […]
bu başlık mahkeme kararı ile kaldırılmıştır – İBRAHİM FATİH CENGİZ
sensizliğe alışamadığım demlikte hep çay artırmamdan belli ve yatağımızın bana büyük gelmesinden yeryüzüne alışamadığım şiir yazmamdan belli ve düşlerimin bana büyülü gelmesinden
ANAHİT’İN JİLETİ – BERRİN EFLA FIRAT
Şimdi döküldü dudak esrarına günah kanatların Ve O kuyudan elini uzattı sıcak karanlık. Devindiğinde kendine yıldızlar Miğferlerini toprak mahzeninde unuttu Saklanan krallık,göksel zemin. Ayaklarımı avuçlarında tutan iki parmak melankoliyle Islak tütün yataklarında uzanan o hep çocukluk; Aç gözlerini billur kayalıklarına yaşamak şehvetinin Çünkü Gitmek ve ölmek zamanındayız… Çünkü Yanağımdaki kesikler Gözyaşları jiletlerinden Ve sen Bu […]
KÖR ADAM VE KUYRUKLU ÇEMBER İP – HASAN TEKİN
İlmik atılarak hazırda tutulan kalın ve tırtıllı sarmal ip, sivri ucuna tutturulduğu kalas parçasında, sarkıtılmış halde bekletiliyordu. Yoğunluğu sert esintisiyle ters orantılı, çapraz dalgalı rüzgarın basıncı, kuyruklu çember ipin içinden ve kenarından geçerek, hazırdaki asılı ipi bir yaprak gibi sallıyordu. İdam edilecek kişiden önce titremeye başlayan kalın ve tırtıllı sarmal ip, mavi gökyüzünün altında, çemberine […]
Son Yorumlar