Sayı 17 35
ONLARI UNUTMA- SABRİ YILDIZ
Yolda yürürken düşlerim, yığılır asfalta Bir et yığını misali toplamaya çalışırken kendimi Durduramam bu süreci Devam eder yıkım Her molekülüm kırmızı Ki kırmızıyı severim Sevdiğim kırmızı ölümüm şimdi Kendi mezarımın çamurlaşan toprağında boğulurken Bir tını alıkoyar, Unutulmaya yüz tutan onca yığın arasında sadece bu kırmızı et yığınını Dirilen ben olsam da unutulmayacak olan onlar Onları […]
YAĞMURDAN ARTAKALAN – BUĞRA AKSOY
İki bin yılında ekonomik krizin çıkarmış olduğu sağ aparkattan babam ve babası da paylarına düşeni almışlardı. Mütevazi, bir hayli ufak sayılabilecek derme çatma bir atölyede başladıkları lateks işini geliştirmiş, sanayi içinde daha büyük bir çalışma alanına sahip olmuşlardı ki kader namlusunu onlara doğru çevirip sırtından vurulmuş bir ceylan yavrusu gibi yere sermişti ikisini de. Bizim […]
DÜŞ SANCISI – Can Kılınç
Ellerim ellerine büyük geliyordu her duamda senin ismin geçerdi her yeminde sen vardın her şarapta senin ismin yazılıyordu kırmızıya yaşadığım şehir her gece düşerdi ellerin çocukluğuma küçük gelirdi anne derdim gözlerine her takıldığımda her ağladığımda bir papatya solardı bir delikanlı aşkını ağaca en derininden kazardı, bileğine kazardı ışıklar sönerdi ben uyurdum, sen o şehirde üşümeye […]
Bir İnsan, bir tarihtir; Sefer Yolcu – Naki Aydoğan
“Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer” (TDK) Sefer’in ayakkabıları son döndüğü yolculuktan ki kaldığı yerde boyasız ve solgun duruyordu. Evin dışında kapının önünde ki yerde bulunuyordu, bulunduruluyordu hemen hazır yola çıkmak üzere yine. İşte ayakkabısı yerde yol, giyince yolculuğunu dışarda sefer. Sefer Yolcu. […]
ESKİ DEFTERLER- BARIŞ GENCEROĞLU
Eski defterlere doğru olan gönül yolculuğumda, sayfalarımın yarısı ak, yarısı ise kara. Avuç avuç keşkelerimin izleri dolu, hem ruhumda hem de bedenimde. Gülümsemelerim ve hüzünlerim karmakarışık zihnimde. Adı belki çocukluk belki de toyluk. Olgunluğun dönemecinde eski defterlerin bana aksettirdiği cümleler ve hisler ile düşünüyorum yaşadıklarımı, pişmanlıklarımı ve keşkelerimi. Beni benden iyi kim bilebilir ki! Samimiyetsizlik […]
BİR ADAM – ABDURAHMAN BALTA
-Alâeddin Özdenören Anısına- Cebinde ölümünü taşıyan adamlar görülür, Ihlamur Kasırlarında yahut Simit Saraylarında Çıkarlar bir şehrin nadan yollarına Gündüz ile gecenin kesiştiği ufuklarda Ve beklemekten yorulmuş bu yolların gölgesinde Dinmez sancılara gebedir yeni gün, demlenen kâinatın otağında. Gülüm! “Gülüm” dedim sana, Anla cebimdedir ölümüm. Ölümüm; Resmi üniforma soğukluğu değil belki Cılız ama sıcak bir kız […]
BENCİL AŞK GİT BENDEN- NURAN KARA
Bencil aşk git benden! Ne yapsam az geliyorum. Koşsam hep geride, Saat başı intiharlarımı, Uçurumları, çıkmazları, Pimi sana çekilmiş şu yüreği, Al benden! Herkesi vedasız sürdüm içimden. Öldürdüm matemsiz. Sarayımın tüm odaları senindi. Dar geldi. Çık benden!
Özgürlük gibi var mı? Adnan Mutlu
Yaşansın özgürce bırakın. Kötüyü içinizden atın. Sevinci yüreğe katın. Özgürlük gibi var mı? Lazı çerkezi ve kurdu. Savunurlar hep yurdu. Yaşarlar hep umutlu. Özgürlük gibi varmış. İnsanları ayırmayın. Birbirine darıltmayın. Özgürlüğe karışmayın. Özgürlük gibi var mı? Namaz kılan içki içen. Oruç tutan kendinden geçen. İnsan oğludur hep değişen. Özgürlük gibi var mı? Bırak kendini hayata. […]
SAVAŞTA ÇOCUK OLMAK-AYLİN ÖZER
Fransız düşünür ve yazar Jean Paul Sartre der ki; “Hayat alev almış bir tiyatro sahnesidir”. İşte bu tiyatroda başrol oyuncusu yoktur, çünkü herkes başrol oynar. Çoğumuz gerçek bir savaşın içine doğmadık ve gerçek bir savaşta yaşamak zorunda kalmadık. Ama ben hayatı hep bir savaş olarak algıladım. Hayatın içindeki irili ufaklı savaşlara büyüdükçe, zor da olsa […]
Son Yorumlar