Sayı 21 49
Fulya Bulut
Adana da doğdum, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi mezunuyum ve halen Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünde okuyorum. Resim konusunda akademik bir eğitim almadım. Yaklaşık beş yıl önce, bir merakla resimle tanıştım ve sonrasında, resim yapmak, yaşamımın ayrılmaz bir parçası oldu. Resim yaptığım beş yıllık süre boyunca, bir çok karma sergide resimlerimi insanlarla paylaşma fırsatı buldum. Bu sergilerden […]
Blöf – Burak ÇAKIR
Saatlerle aram bozuk bu aralar, takvimlerle de, bekleyişi hatırlatan ne varsa bozuğuz kısaca. Çünkü beklemek; gelecek bir mutluluk umuduna bugünkü mutluluğunu hiç etmen demek. Çünkü beklemek; meçhul yarınlara bugünden bel bağlamak demek. Oysa ben dünden harcadım bugünün ümidini, bir avuç dolusu anı kaldı ellerimde ki bu anılar fazlasıyla akışkan, korumak adına ne kadar sıksam o […]
ZAMANSIZ AYRILIKLAR – DİDEM SAYAT
BABAM’A ‘‘ Sonbahardı değil mi? Ben öyle hatırlıyorum. Kocaman kırmızı bir kamyon gelmişti avluya. Apar topar toplanmıştı eşyalarımız. Geri döneceğiz bir gün, demişti babam başımı okşayarak. Nenem o gün hiç çıkmamıştı evden dışarı. Son sonbahardı evet. Çükü Sarıkız’ı ziyaret etmiştik bir gün önce. Keşkek yapmıştı annemler her zamanki gibi. Nohut, pilav yanında. Bütün köy oradaydı. […]
Cırlarım – Musa Cemil Tatarca’dan çeviren: Güneş Duysar
CIRLARIM Cırlarım, séz şıtıp yöregémde İl kırında çeçek atıgız! Küpmé bulsa sézde köç hem yalkın Şulkaderlé cirde xakkıgız! Sézde miném bötén toygılarım Sézde miném kérséz yeşlerém. Séz ülsegez, min de onıtılırmın, Yeşesegéz, min de yeşermén. Aldıy almas miné tüben lezzet, Vak tormışnıñ çuar perdesé, Şigremdege çınlık, ut hem söyü Yeşevémnéñ bötén megnesé. Ülgende de yörek […]
Bulutların Evindir Gökyüzü – Gupse Nur Aydın
Herkes sever gökyüzünü. Bir hapishanede çok değerlidir mesela gökyüzü ve bütün denizler yansıttıkları gökyüzü kadar güzeldir. Bulutların evidir gökyüzü, ancak orada rahat ederler. Mecbur kaldıklarında korka korka çıkarlar evlerinden ama her seferinde, onlar için zor olsa da, evlerine geri dönerler. İstemeden, eksilirler bizar, belki biraz artarlar istemeden. Ben, şimdilerde sevmiyorum gökyüzünü. Boş bir evi hatırlatıyor […]
Kör Nokta – İdil Çetinkaya
Umuda rastlasaydım unutacaktım ölümü. Bütün vaz geçenler gibi ağlayacaktım, belki bir kaç aya unutacaktım. Ama öldüm. Hiç bir zamanda güçlü hissetmemiştim kendimi. Ama çevremdekiler hep ne kadar güçlü olduğumdan bahsederdi. Bu benimle çok bağdaşmıyordu biliyorum. Benim güç anlayışım onların ki kadar dünyevi değildi. Sürekli yenilgilerle doluydum ve zihnim olağan savaşlardan harabeydi. Bir çöplüktü içim. Kemikleri […]
YITIK ZAMANLAR VE YAŞAMA AĞRISI – Mert Şahin
Kış ortalarıydı. Yarı çekili perdenin açık bölümünden gökyüzünün gri ışığı odayı sönük bir yarı aydınlığa bürümüştü. Siyah beyaz bulutlar göğü kaplamış, güneşin yüzünü göstermesine izin vermiyordu. İkindi vaktiydi. Yattığı yerden kitabını okurken uyuyakalmış, kitap, sayfaları açık yüzükoyun yere düşmüştü. Uyanır gibi oldu. Etrafına uykulu uyanıklıkla ilgisiz, ufak bakışlarla nerede olduğunu anlamaya çalıştı kısa bir an. […]
YALNIZLIK YOLUYOL YALNIZLIĞI – Binnur DOMUR
Geçmişi görüyor,dokunamıyordun Buydu acıtan seni. Senin yaşındayken ben de yaptım bunları diyordun Şimdi hevesim yok hiçbir şeye,zevk almıyorum. Anlatırken eskiye dair şeyleri,gözlerin o yeşilliklere dalardı İçinden binbir cümle kurar,bana birini söylerdin. Ben ondan bin anlam çıkarır sana sadece gülümserdim Bu vazgeçişlerin,yoldan dönüşlerin Hayata karşı yaptığın en büyük haksızlıktı. Kinciydin Acıttı diye canını o, Aslında bütün […]
Yalnız Çiçeği – ERDEM SAÇLI
Ben yalnız çiçeğiyim Oksijen alır yalnızdioksit veririm Güneş görmeden büyürüm Toprakta bulunmaz benim köküm Ne zaman insanlar bir çiçek düşünse Gece iki civarlarında Akıllarına ben gelirim Ben yalnız çiçeğiyim
KIRIK DİZE – Tunay ÖZER
boşluğuna yaslı bir dağ büyüttüm bir ömürden. çocukların boşluğa sendelediği ilk gençlik eşiği, gündönümünden hüzne düşen eğri eteklerinden geçer. bir takvim dili edindim yağmurlardan. boşluktan çiçekler devşirip şiirin kanatlarından serpiyorum solgun ömrüme. kırık bir dize gelip gelip saplanıyor böğrüme.
BENİMLE YÜRÜYEN EYLÜL – deniz göktepe
eylüldü İçimdeki çocuğu gittim okula yazdırdım. sarhoştum, aşıktım ve eylül içimde bitmek bilmeyen bir teneffüs (ders saatlerini işgale kalkıştım) şehrin sokaklarına bıraktım kendimi saat satmayan zencilere ve simit sevmeyen martılara bulaştım sevgilimi düşündüm tuttum ellerimi sevgilime götürdüm dokundum saçlarına tel tel döküldüm eylüldü sarhoştum, aşıktım ve eylül içimde kıyamet meraklısı bir deccal gibi solgun bir […]
Sağanak – Burak ÇAKIR
Şubatı bulamadık sevgilim Hapsolduk ocağın içine Yandık, yanıldık fazlasıyla Uğursuzdu o pazartesi On üçünde sobeledi bizi Dağıldık Kaçtık birbirimizden Sığınacak gölgeler aradık Ağlayacak tenhalar İnsanlar aradık unutmak için Bulamadık
Yersiz Yurtsuz – Emrah Şanlı
Yukarıdaki başlıktan da anlaşılacağı üzere kaleme aldığım yazı, yersiz yurtsuz diyarların kapılarını çalacak. Can sıkacak. Can kurtaracak. Gelelim yazımıza. 20.yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bir Fransız filozofu vardır: Gilles Deleuze. Yersiz yurtsuzluğun, sürekli hareketli halinde olmanın ve dünya sürgünlüğünün kalbinden yazan Deleuze. Bir zamanlar Nietzsche için bozkır veya çöllerde oturur; dışarının düşüncelerini ortaya çıkarır demişti. Nietzsche’deki […]
Son Yorumlar